5 Nisan 2014 Cumartesi

Prof. Dr. Ahmet Keleş 17 Aralık ve Paralel sinsilik


Parlalel örgüt, çete tabirlerini kullanıyoruz elimizde başka tabir yok mecburen bunları kullanıyoruz. Sizi çete örgüt derken karşınızdaki sorunu küçültüyorsunuz. Bu ülkede PKK'da DHKP-C de bir suç örgütü. Karşı karşıya olduğunuz tehlikeyle kıyasladığımız zaman bunlar incirin çekirdeği gibi kalır. Bu örgüt, çete felan değil. Bu millet 17 Aralık sabahı uyanıyor bir tehlikeyle karşılaşıyor. Sadece sınır boylarından işgal olmuyor. Evlerinin içinden, sokaklarından, kurumlarında, resmi gayri resmi işgal edildiğini fark ettiği bir tehlikenin adını koyun. Bunun adını koyabiliyorsanız buyrun koyun. Bir memleketin istilasından bahsediyorsunuz. Sınır boylarından bir işgalden bahsetmiyoruz. Neden PKK'yı İzmir'de kovalamıyor sunuz çünkü yeri belli. Ben bu ülkede başımı yastığa koyduğumda nasıl uyanacağımdan endişe ediyorum. Halkın hükümete verdiği destek çok çok önemli. Bir önemli bir şey daha var tehlike sandığımızdan çok daha büyük. Biz bu problemin çözümüne ilişkin doğru adımları atamazsak daha da büyüyebilme durumuna sahiptir. Bu tehlike altta bir biçimde öfkeye dönüştürülmeye çalışılıyor. Operasyonel güç ortalığı yangın yerine çevirmek için bir öfke arıyor. 17 Aralık bir işgal girişimidir.

Bu insanlar okul açıyor, yurt açıyor eğitim hizmeti veriyor bunların ne tehlikesi olabilir diye düşünüyor sıradan vatandaş. Buradan şunu göstermemiz lazım halkımıza. Bir dini cemaat bundan 40 yıl önce zuhur etmiş. Milletin imanını güçlendirmek, dinini öğretmek istiyor. Şimdi böyle bir cemaat kurs açar yurt açar, okul açar. Bütün gücünü kendi yurduna harcar. Şimdi herkes şunu iyi düşünsün neden bir dini cemaat devletin tüm kurumlarını ele geçirecek sistematik adımlar. atar. Neden bir cemaat ticaret odasını, baroyu , sanayi odasını, sendikayı, yargıyı MİT'i polisi devletin bütün organlarını ele geçirmek ister? Bir devletin içinde yer alan resmi gayri resmi kuruşların içinde yer almak ister? Bir Cemaat neden kendi ülkesinin sınırlarını taşar hangi amaçla ve stratejiyle dünyanın 160 ülkesine Türkçe öğreteceğim, kültür götüreceğim diye okul açar. Bir cemaatin lideri kendisin siyasetten, dünya hayatında uzak göstermek için 'Ben Cebrail de gelse parti kursa ondan uzak dururum' çünkü politikadan, siyasetten uzağım diye açıklaması var. Fakat aynı gün bu ülkedeki en kirli ve çirkin politikanın tam göbeğinin içinde durduğu gün söylüyor bunu. Neyle karşı karşıya olduğumuzu nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumu bilelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder