3 Ocak 2014 Cuma

TEK YOL TEHDİTLE FAİZ DEVRİM..

New York Times, Financial Times...
Bu dünyada ne kadar TIMES varsa hepsi yazdı. Aylardır ve yıllardır da yazıyorlar; "Türkiye faizleri artırmalı" diye bir yerlerini yırtıyorlar. Reuters'tan tutun, The Economist'e kadar aynı feryadı yazmayan kalmadı. Hepsinin patronu Yahudi Bankerler...
PARA'dan PARA kazananlar...
Ekonomik tetikçiler tuttular Roubin gibi. Onlara da söylettiler "Türkiye faizleri artırmalı" diye.
Adamlar bizi soymak istediklerini rsızca hayasızca haykırıyorlar.
Aslında bu konuda haklılar. Çünkü biz alıştırdık adamları.
Ne isterlerse en baba gazetelerimizde çarşaf çarşaf yayınladık geçmişte. "Yabancı uzmanlar uyarıyor, artırın faizleri" diyerek.
Uzman yutturmacası ile perde arkasındaki Yahudi Bankerleri gizledik. Gelen hükümetlerimiz de "Aa uzmanlar uyarıyormuş" diyerek "Emredersiniz"çektiler. Gelene "Ağam", vurana "Paşam" dediler. IMF'in gönderdiği adamı "KURTARICI" ilan ettiler. Koskoca hükümette o kadar Bakan vardı ama ithal ekonomiste verdiler ülkeyi. 70 milyonda bulamadılar taa okyanus ötesinden getirdiler.
Faizleri, gecelik repoları evrenin en ücra köşesine kadar uçurdular. Ecevit'i hastaneye kapattılar.
Eşi bile "Kocamı öldürecekler" dedi.
Ne OPERASYONLAR gördük bu ülkede YÜKSEK FAİZ HORTUMCULUĞU adına.
Hatta BANKALAR açık seçik ÖZEL operasyon yaptı bu ülkede. 2000 yılının sonbaharında Deustche Bank"Türkiye'de kısa vadeli faizler yükselecek, piyasadan çıkın" diye rapor yazdı. Tek hedefleri vardı "KRİZ"i patlatmak... Ve bu raporla Demirbank'ın batmasına yolaçtılar. Daha da ötesi Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini fitillediler.
Öyle bir operasyondu ki bu, parası olan üretim yapmıyor, faizden para kazanıyordu.
70 milyondan toplanan vergiler faizle 12 bin kişiye ve yabancı sermayeye gidiyordu. Bir profesörümüz "ÜÇKAĞIT ekonomosi" diye bas bas bağırıyordu. Dolar-Euro, Borsa ve Faiz'di üç kağıt yöntemi. Eğer şu andaki hükümet olmasa, IMF kovulmasa tam 642milyar liramız daha HORTUMLANACAKTI operasyonlarla...Ama pes etmiyorlar. Gezi ile milyar dolarları götürdüler... Şimdi 17 Aralık Operasyonu ile VURGUN peşindeler. Yeni Ekonomi Bakanı, son operasyonun maliyetini "150 milyar dolar" olarak açıkladı. Evet bizi 150 milyar dolar soyduFAİZ lobisi. 2008'de Deutsche Bank "Türkiye 120 dolar bulmazsa batar" diye bir dedikodu yaydı. Biz batmadık ama bu iddianın çalkantısıyla da soydular bizi. Şimdi aynı banka "Türklerin Merkez Bankası PES EDENE kadar ve FAİZLERİ ARTIRANA kadar Türk lirasının BASKI ALTINDA kalacağını öngörüyoruz" diye rapor yayınlıyor. Rapordan hemen sonra döviz uçuşa geçiyor. Bu öngörü işin nazik tarafı.
Aslında yüzsüzce Türkiye'yi TEHDİT ediyorlar. "Ya faizleri artır fazla yorulmadan SOYALIM sizi ya da OPERASYON yaparız ha" diye sopa gösteriyorlar. İstediklerini alamayınca da sopayı indiriyorlar. Biz de oturup Holywood filmi gibi operasyonlar izliyoruz. ABD'li finans devi Citi Bank var bir de... Orta, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) döviz ve tahvil piyasası bölümü Başkanı Luis Costa, "Türkiye şu anda oldukça tehlikeli bir durumda.
Muazzam tutarlarda para çıkışları şu ana kadar görmedik. Ancak bu durum ağırlaşabilir de" 
diyerek Deustche Bank'a eşlik ediyor... İsviçreli yatırım şirketi GAM'ın direktörü Paul McNamara "Türk Lirası'nın son dönemdeki değer kaybı kayda değer bir faiz artışı ile telafi edilmezse yabancı sermaye kaçar" diye tehdit ediyor. Görüldüğü gibi TEK YOL TEHDİTLE FAİZ DEVRİMİ..

Saldıranların görüntüsü, bağlı oldukları grup kim olursa olsun perde arkasındaki operasyonun ismi PARA'dır!
Erdoğan iktidara geldikten sonra BANKACILIĞIN görünmez kurallarının üstüne gitti! Diğer insanlara YUKARIDANbakmak için GÖKDELENLERİ yapan YAHUDİ BARONLARI, Kraliçe üzerinden yönettikleri Türkiye'nin elden gitmesine razı olamazdı! Para üzerine Ankara'nın yaptığı hamle onlar için çok tehlikeliydi!
Ayrıca tedirgin oldukları bir konu daha vardı! Bu ise onlar için zaman zaman paradan daha önem verdikleri alandı!
Neydi bu? 
 Amerika: Yüzde 89 
 İngiltere: Yüzde 91 
 İspanya: Yüzde 63 
 Almanya: Yüzde 97 
 İtalya: Yüzde 61 
 Fransa: Yüzde 90 
 Hollanda: Yüzde 71 Yahudiler hiç söylenmese de doğrudan ya da dolaylı dünya medyasının büyük sahibiydi... Kitap evlerinden film şirketlerine kadar AKILA hükmedilen her alan onlarındı!
Bu CHATHAM HOUSE'ların çok uzun zaman önce aldığı bir karardı! Osmanlı KIRIM HARBİ için Yahudi bankerlerden borç alıp ayakta kalmaya çalışırken Buckingham perde arkasında BARONLARI toplayıp egemenliğin İLETİŞİMDENgeçtiğini ilan ediyordu!
Erdoğan döneminde bu alanda da ATAK yapıldığı için perde gerisinde Yahudiler'in sahibi olduğu medya YERLİ veMİLLİ basın için hemen YANDAŞ damgasını vurdu!
Cumhuriyet tarihi boyunca Yahudi BARONLAR ile onların içeride temsilciliğini yapanların emrinden çıkamayanlarANADOLU'nun yürüyüşünü durdurmak için en iyi bildikleri işi yapıp BUDAMA operasyonuna kalkıyorlardı...
Bankalar, medya, reklam ajansları, iletişim gibi çok önem verdikleri alanda TÜRK görmek istemiyorlardı! Bir TÜRK BAŞBAKAN'ın dengeyi bozmak adına oyun kurmasını hazmedemiyorlardı!
Öyle ya buralar onların ülkesiydi!
Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de onlar bu kadar güçlüyken Türkler nasıl olur da çizgiyi aşardı! İşte söylenmeyen ve yazılmayan buydu!Bizim ülkemizi, bizim yönetmemize itiraz ediyorlardı! Dinlemeyince bize benzeyenlerle HALKBANK'a giriyorlardı!
Operasyonu yapanlar bile hedefte HALKBANK'ın para dolu kasaları olduğunu bilmiyordu! YAHUDİ BARONLARINgörev verdiği o ismi Başbakanlık koltuğuna oturtmak için düğmeye basıldığını farketmiyordu!
Türk bankalarını hedefe koyan AIPAC, American Enterprise ve Brooking Institüte gibi kuruluşların gündemlerini hiç kimse bilmiyordu!
Ankara'yı yıkmak için dünya çapında bir HAÇLI saldırısının oluşumunu ıskalıyorduk! Ülkenin çıkarlarını korumaya kalktın mı ismin bir anda DİKTATÖR oluyordu!
Bu algı Londra'da pişirilip ülkeye sokulduğunda maalesef ilk önce buna yapışıp siyaset yapan CHP oluyordu!
CHP'yi esir alan bu anlayış YERLİ değildi! Bu nedenle verilen emrin ve girişilen işbirliğinin ülke menfaatlerine sonuç vermesi mümkün değildi...
Kemal Bey ve arkadaşları bilmese de gerçek buydu! İstemeden BARONLARIN buyruklarına uyuluyordu! Türkiye gibi bir ülke onların elinden çıkıp bizim elimize geçmesin diye birbirine hiç ama hiç benzemeyen grup ya da kişilerden koalisyon oluşturuluyordu!
Saldıranların bir FİKRİ olması mümkün değildi! Karşımızdakilerin ruhu var ancak AKLI yoktu! Baronların esiri olarak geliyorlardı! Emri yerine getirmekten başka seçenekleri yoktu! Saldırı yeri ve saati GİZLİ ZARF içinde ilgili kişiye gelir, o da açtığında KARARI görürdü! Arada telefon, faks, mail yoktu! İletişimi ellerinde tutanlar, konu Türkiye'ye saldırı oldu mu ilkel yöntemlere sığınıp mesajı yüzyüze veriyordu!
Aradakiler de "Madem ülke için iş yapıyoruz neden bu gizlilik?" diye soramıyordu!
Bakın!Türk Devleti 16 İmparatorluğu ÇADIRDA kurmadı!
Saldıranların kişi kişi her bilgisi Ankara'da var! İnanın bunlar çok özel bilgiler! Onların ailelerinin bilmedikleri devletin arşivlerinde! En yakınlarından Ankara'ya bilgi yağdıran isimler var!
Türkiye BÜYÜMEK ve bölgeyi kapsamak üzereyken, GELENLERİ hiç unutmayacak! Fatura onlara çıkacak!
Hesap görülürken eski defterler de açılacak! Mesela, Erdoğan Ankara'nın göbeğinde rahatsızlanıp aracının içinde mahsur kaldığında BALYOZ bulunmasaydı, durumun daha da kritik olacağından şüphe duyulmayan o anda o makam aracını KİLİTLEYENLER ile şimdikilerin ortaklığı ortaya çıkarsa ne olacak!
Burası Türkiye!
Burada her şey belli süre gizli kalır!
Günü geldiğinde hesaplar görülür?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı uzaktan kumandayla otomobile hapsetmek isteyenler de bir bakarsınız yakında manşet olur!Altı deliği var zurnanın, hesabı var Konya'nın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder