15 Ocak 2014 Çarşamba

Fonlama kime karsi?


MÜSİAD Ankara Şubesi’nin Kurucu Başkanı Hüdaverdi Çakır ağabeyimiz müthiş bir olay anlattı…
Geçtiğimiz Aralık ayının ikinci haftasında, Siyonist Örgüt CFR’den (ABD Dış İlişkiler Konseyi) bir heyet MÜSİAD’ı ziyaret etmiş.
Başkan Ziya Kahraman bir programından dolayı müsait olmadığından, ‘misafirleri’ Kurucu Başkan Hüdaverdi Çakır kabul etmiş…
Muhterem Çakır’ın anlattıklarından bir özet:
“Heyet Başkanı pozisyonundaki adam, önce örgütlerini tanıttı,
‘Biz hem ekonomik hem de siyasi yönü olan bir kuruluşuz…
Dünyanın yönetiminde büyük etki sahibiyiz…
Şöyle etkiliyiz, böyle güçlüyüz…’
Bunları uzun uzun anlattıktan sonra, MÜSİAD’ı ilgiyle takip ettiklerini, çok önemsediklerini filan söyledi adam.
Sonra da, bizi 200 milyon, 300 milyon dolarla ‘fonlamak’ istediklerini belirtti.
Şaşırdım… 
Laflarının devamını getirmesini bekledim…
Nihayet ‘sadede’ geldi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan ne kadar rahatsız olduklarını dile getirdi!..
Adamın sözlerini bitirmesini beklemeden, araya girdim:
‘Bana bakın!’ dedim;
‘Bu büyük milletin yüzde 52’lik desteğine sahip olan, millî iradenin temsilcisi olma şerefini taşıyan bir devlet adamımız, bir millet adamımız hakkında bu tür lâflar etmek haddi aşmaktır!’
Adamın ve etrafındaki ‘bayanlar’ın suratları kireç gibi oldu.
Teker teker gözlerinin içine bakarak devam ettim:
‘Siz, devlet başkanınızın karşısında el pençe divan duran başbakanlara alışmışsınız!..
Devlet başkanınız, koltuğun omzuna oturacak, karşısında ‘bizim’ Başbakan, el pençe divan!..
Siz bu tabloyu özlediniz!..
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, böyle bir adam değildir!..
Dikleşmeden dik duran, milletin onurunu ve haklarını sonuna kadar savunan bir adamdır.
Adam gibi adamdır!..
Rahmetli Erbakan Hocamız’ın liderliğini yaptığı partileri kapattıranların kimler olduğunu çok iyi biliyoruz!.
Rahmetli Erbakan Hocamız’ın Milli Sanayi Hamlesi’ne kimlerin, nasıl ve hangi sebeplerden dolayı karşı çıktığını biliyoruz.
O hamleyi engellemek için hangi işbirlikçileri kimlerin nasıl kullandığını biliyoruz!..
Sayın Başbakanımız o gelenekten gelmiştir…
Türkiye artık yeni Türkiye’dir!..
Türkiye artık dayatmalara boyun eğen bir Türkiye değildir!..
Bunu böyle biliniz ve milli iradenin temsilcisi olan Sayın Başbakanımız hakkında konuşurken dikkatli olunuz!..’
Özetle bunları söyledim.
Karşı taraf, belli bir tepkiyi bekliyordu belki ama bu kadarını beklemedikleri gözlerinden okunuyordu…
Devam ettim:
‘Bizi fonlamanızı istemiyoruz. IMF’ye borç veren bir ülkeyiz biz. Gelin sizi biz fonlayalım!..’”
Evet, Hüdaverdi Çakır ağabeyimiz adamların ağızlarının payını böyle vermiş…
Bu azim, bu irade, bu sağlam duruş kaynağını nereden alıyor?..
Aşikâr:
İnancımızdan.
Anadolu’dan.
Ve tabii Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dikleşmeden dik duruşundan.’
Bu ziyaret, ABD Başkanlarının karşısında el pençe divan duran Başbakanların döneminde gerçekleştirilmiş olsaydı, hiç şüphe yok ki bu gücü kendisinde bulamayacaktı Hüdaverdi Ağabey.
Savunamayacaktı!..
Mesele bu kadar açık!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder