20 Eylül 2013 Cuma

Bugünü anlamak


Bugünü anlamak, ülkedeki değişimi çözmek, yeni rotayı fark edebilmek için 110 yıl geri gitmek durumundayız! Yoksa ne Ergenekon'u, ne faiz lobisini, ne BARONLARI, ne resmi ideolojiyi, anlayabiliriz!
Resmi tarih, LOZAN'da kritik görevde olanları bizden sakladı. Haliyle Emanuel Karasu'yu da atladı!
Ankara'ya tercümanlık hizmeti veren Karasu'nun neyi nasıl tercüme ettiğini hala bilen yok!
Neyse...Seferad Yahudisi bir ailenin çocuğu olan Emanuel Karasu, 1902 yılında 13450 Matrikül numarasıyla çıraklık derecesinden Selanik Locası'na kaydoldu. Hızla yükseldi. Jön Türk hareketini, Boulma Giani Sokağı'ndakimabede çekmeyi başardı. Yeni merkez burası olmuştu!
İttihat ve Terakki'nin kalbi burada atmaya başladı. 
İlk Osmanlı subayının locaya kabulü de tam bir yıl sonra 1903'te gerçekleşti.Daha sonra bu sayı artınca, ikinci loca olan LABOR ET LUX devreye girdi.
TAKVİM'ler 1908'i gösterdiğinde Selanik Loca'sındaki 188 üyenin 23'ü üst düzey subaydı. 31 MART OLAYI veNASIL MÜDAHALE EDİLECEĞİNE burada karar verildi.
Modernleşmenin önündeki en büyük engel saydıkları II. Abdülhamit, Selanik'ten gelen HAREKET ORDUSUtarafından bertaraf edildi. Yani Padişah Abdülhamit, İttihat ve Terakki'deki ilk Gayr-ı Müslim olan KARASUtarafından tahttan indirildi.
Abdülhamit gözyaşları içinde Selanik'teki ALATİNİ KÖŞKÜ'ne giderken, KARASU da Macedonia Risorta da(SELANİK LOCASI) kendisine güç veren İngiliz Konsolos John Elia Blunt'un evinin yolunu tutuyordu!
Çıkarlarına izin vermediği için GERİCİ dedikleri Abdülhamit, bu loca tarafından derdest edildi! Bu Türk askerinin kullanılıp, ülkenin RESMEN İNGİLTERE'ye verildiği en önemli adımdır! 31 Mart'tan sonra Museviler Filistin'de toprak satın almaya başladı!
Aslında bütün olay buydu! Ama sahne önünde başka şeyler görülüyordu!
Tıpkı şimdi olduğu gibi!O senaryoyu yazanlar şimdi de Erdoğan için baskıcı, otoriter, gerici yakıştırması yapıyor!
Nasıl o zaman farklı toplum kitleleri kullanıldıysa, şimdi de aynısı yapılmakta!Bugün ile tek fark, şimdi içeride kendilerine bağlı güçlü bir sermayenin olması!
O tarihten sonra Türkiye hep kontrollerinde oldu. Kurumlar ve sermaye onlarındı!
Kendi bayrakları yerine bizimki dalgalansa da gerçek değişmiyordu!
Gizli el yönetiyordu!
Ne askerler, ne mühendisler, ne avukatlar ne gazeteciler, ne hekimler ne de siyasetçiler bu gerçeği bilmiyordu!
Zaten AKIL denen şey de böyle bir olguydu!
Bizim hüzünlü hikayemiz işte böyleydi!
Şimdi BARONLARIN elinden, yani onların mutemetlerinin avuçlarından, ülke kurtulmaya çalışıyor!
Laiklik, içki yasağı, başörtüsü, baskı, sigara kısıtlaması yani ortaya atılan ne varsa hepsi palavra! Gerçeği gizlemek için kılıf! İlk kez Ankara'da onlara meydan okuyacak bir DEVLET var!
Beklemedikleri ve alışık olmadıkları gerçek bu!
Okullarda bunlar öğretilmediği için millet gerçekle buluşamıyor! Tarihini bilmeyen toplumların geleceğini başkaları yazar. Biz de bu nedenle aynı suda defalarca yıkandık! Şimdi yaşanan, Türkler'in içerideki ve dışarıdakiYABANCILARLA savaşıdır!
Ya biz, ya onlar kazanacak!Konu bu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder