11 Şubat 2014 Salı

Internet ve Özgürlükler


İnternetin ölüm tarihini ilan etmişlerdi.
Sanal alemde bir mezar taşı hazırlayıp, üstüne 22 Ağustos 2011 yazdılar mı hatırlamıyorum ama pankartlar hazırlayıp, eylem yapmışlardı.
'İnternetime dokunma!'
Öyle bir afra, öyle bir tafra ki sormayın gitsin.
'Badem bıyıklı internete hayır' diye yürüyorlardı.
'Kitapları toplatan, interneti kapatan hükümet istifa' diyorlardı.
Bu işte en çok da 'hükümet istifa' bölümü hoşlarına gidiyordu.
Öyle ki, 'Pornoma dokunma' diye pankart açtıkları bile oldu.
Söz konusu özgürlükleri olunca her şey teferruattı.
Eğer Ağustos ayına değil de Mayıs ayına denk gelse, 'İnternetime dokunma' der, Atatürk'ü 19 Mayıs'ta, Samsun'a çıkarırlardı.
Bunca toz duman niçin kaldırılmış, bunca gürültü niye koparılmıştı?
Aile ve çocukları cinsel içerikli zararlı yayınlardan korumak isteyen internet kullanıcıları için BTK tarafından hazırlanan paketleri, isteyen kişinin ücretsiz olarak alıp, bilgisayarına yüklemesiyle ilgiliydi.
İsteyen alır kullanır, isteyen kullanmazdı yani.
Yasal bir zorunluluk yoktu. Zaten isteyen aldı, istemeyen almadı.
34 milyon internet abonesi içinden şimdiye kadar 6 milyon kişi bu paketlerden yararlandı.
Bu düzenleme 3 yıldır yürürlükte biri çıkıp da, 'Benim özgürlüğümü kısıtladı' demedi.
Cinsel içerikli siteye mi gireceksin bu paketi yüklemezsin yüklediysen de kaldırırsın o kadar.
Bunun özgürlüklerle ne alakası var?
İşin özü şuydu?
Servis sağlayıcılar başına buyruk at koşturduğu ve birileri de internet üzerinden siyaseti dizayn etmenin planlarını yaptığı için, bu tür düzenlemelerde çok bağırmak suretiyle ön almaya çalışıyorlardı.
Adını da özgürlükler koymuşlardı.
Hayatınız askeri vesayete esas duruşta durmakta, yasakların bekçiliğinde, darbelerin şakşakçılığını yapmakla geçmiş.
Özgürlükler kim, siz kim?
Hani siz Atatürk'e hakaret gerekçesiyle youtube erişimi 2 yıla yakın bir süre engellemiştiniz.
İnternet yasasıyla ilgili yeni düzenlemeye de eski gerekçelerle karşı çıkıyorlar.
Niye?
Çünkü internette yayınladıkları kasetle Deniz Baykal'ı tasfiye edip, CHP'yi dizayn ettiler.
Baykal'ı götüren kaset Kılıçdaroğlu'nu getirdi.
Ancak bu kaset işinin içinde CHP'den kimlerin yer aldığı bir türlü ortaya çıkarılmadı.
MHP Genel Başkan yardımcılarına yönelik kasetlerle, 11 Haziran seçim sonuçları üzerinde etkili olmaya çalıştılar.
Kısmen de başarılı oldular.
Soruşturmalar açıldı ama bir arpa boyu yol alınamadı. Baykal kasetleri ile MHP kasetlerini yurtdışına çıkaran şahıs her nedense tespit edilemedi.
MHP kasetleri gündeme geldiğinde Devlet Bahçeli, 'İbrahim Faruk Bayındır kimdir' diye sormuştu.
Bayındır ise görüntülerle ilgisinin olmadığını belirtip, Bahçeli hakkında 50 bin liralık tazminat davası açacağını duyurmuştu.
Daha sonra MHP kasetlerinin yayınlandığı sitenin Bayındır'ın hesabından alındığı iddiası gündeme gelince, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Küçükçekmece Belediye Meclis üyesi olan İbrahim Faruk Bayındır'ı partiden ihraç etmişti.
Sonuç ne oldu bilmiyoruz.
Sık sık Amerika'ya gittiği söylenen Bayındır'la ilgili bir soruşturma açıldı mı ondan da haberimiz yoktur.
Yargı bu tür ilişkileri aydınlatamadığı için yeni kasetler konusunda hangi isim gündeme gelecek merakla bekliyoruz.
Ama artık şunu çok iyi biliyoruz.
İki grup var.
1- Özgürlüklere ve özel hayatın gizliliğine olan inancı nedeniyle internet yasası hakkında kaygısı olanlar. Ulaştırma Bakanı bu kesimlerin varlığını ciddiye alıp, TV yayınlarına çıkıp, bu kesimleri aydınlatması gerekiyor. Tabii eğer bunun gereğine inanan bir Ulaştırma Bakanımız varsa?
Çünkü internet üzerinden çok önemli bir algı operasyonu yürütülüyor.
2-İnternet yasasıyla ilgili kampanyayı yürüten organize yapının esas hedefi ne özgürlükler ne de porno görüntülerinin serbestçe dolaşımı.
Onlar Erdoğan'ı tasfiye etmek için kaset ve yasa dışı dinlemelerden bir arşiv oluşturmuşlar. Sorun en etkili silah olarak gördükleri arşivlerini etkili bir şekilde kullanamamak...
Yoksa mevcut yasa 2007 yılında çıkarılmış. O zaman 4 milyon internet abonesi olan Türkiye'de bugün 34 milyon abone, 50 milyon kullanıcının bulunduğu bir noktaya ulaşılmış.
O günkü yasada hapis cezası yer aldığı için servis sağlayıcıları Türkiye'ye gelemiyordu. Yeni düzenleme ile hapis cezası kaldırılıyor. Sadece ve sadece özel hayatın gizliliği söz konusu olduğunda TİB Başkanı 4 saat içinde erişimi engelleyecek. Sonra 24 saat içinde mahkeme kararı gelecek.
4 saat içinde istediğiniz görüntüyü servis edersiniz. Sizin açınızdan bir sorun yok.
O görüntülerin bir suretini zaten başından beri dışarıda muhafaza ediyordunuz?
Fiber sistem dedim, paralel arşiv, 'bulutta' dedim. Siz ne dediğimi anladınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder