24 Eylül 2014 Çarşamba

Suudlarin aristokrasi oyunlari

Musevi dinin peygamberi MUSA AleyhisselamTUR dağına çıkıyor. "Ya Rabbi Firavun'u al yanına, bizi kurtar bu zalimden" diyor.
Cenab-ı Allah buyuruyor ki; "Ya Musa... Her gün sarayda verilen yemeklerden artanlar halka dağıtılıyor.
5 bin kişi bu yemeklerle doyuyor.
Ben nasıl alayım onun canını?"
Ne zamanki halka yemek kesiliyor sarayda...
O zaman Firavun gidiyor cehenneme.
Bugün Ortadoğu'yu sizin patronlarınızın göbekten bağlı olduğu BARONLAR petrol uğuruna kan gölüne çeviriyor.
İnsanlar sizin patronlarınızın emir aldığı zalimler yüzünde ÖLÜMDEN kaçıyor.
Ve 1.5 milyona yakın insan koşuyor Türkiye'ye sığınıyor.
Sizin devirmek istediğiniz Erdoğan ve ekibi kucak açıyor milyonlara.
Ve milyonları hem kurtarıyor, hem doyuruyor.
Ne yaparsanız yapın, ne yalanlar uydurursanız uydurun, hangi taşeronları operasyon için kullanırsanız kullanın başaramayacaksınız.
Erdoğan mazlumları kucakladıkça zalimlere uşaklık edenler asla kazanamaz.
Çünkü sizin babalarınız Petrodorlar öldürtüyor... Ve hayatta kalanları da AÇLIĞA mahkum ediyor.
Yüce Allah vaadinden asla dönmez.

İlk sabah iptal edilen Dünya Yahudi Kongresi heyeti ile görüşme burada şaşkınlığa yol açtı! Ronald S.
Lauder'in "Başka zaman olsun!" talebi hemen cevap buldu; "Öyle bir zaman olmayacak!"Kestirip atıldı yani!
Erdoğan'a CFR'de de Rose ile yaptığı söyleşide de en çok İsrail ile ilgili yaklaşımı, IŞİD, rehine kurtarma operasyonunun ayrıntıları ve Suriye soruldu!
Erdoğan'ın cevaplarına geçmeden isterseniz bölgedeki gelişmeleri kısaca özetlemek istiyorum!
Böyle yaparsak Erdoğan daha iyi anlaşılacak bence!Birkaç yıl önceye dönelim!
Tunus'ta Bouazizi isimi genç düzenin kendilerini yok ettiğini söyleyerek bedenini ateşe verdi!
Bu Arap coğrafyasındaki en büyük isyanlardan biriydi! İnsanlar başkaları tarafından belirlenerek devleti esir alan isimleri istemiyordu!
Bu ateş bölgeyi kapladı! Libya, Mısır, Fas, Cezayir, Suriye Bahreyn ve Suudi Arabistan'ın kapısını çaldı!
Hatta Birleşik Arap Emirlikleri'ne kadar ulaştı!
Erdoğanlı Türkiye bölgeye umut olmuştu!Esad gibi bir azınlığa dayanarak yönetilmek ya da Erdoğan gibi milleti arkasına alarak gitmek vardı!
Ortadoğu halkları Türkiye formülünü istedi! İstedi ama istemekle bitmiyordu!
Ankara demokrasi bayrağıyla bölgeyi tamamen ayağa kaldırdı!
İngilizler, Fransızlar ve askerleriyle gelip yerleşen Amerikalılar'ın çizdiği sınırlar ve yönetim şekilleri artık istenmiyordu! Bu nedenle insanlar meydanlardaydı!
Ancak sorun sadece demokrasi ile açıklanabilecek bir durum değildi!
İsyanın başladığı yerdeki ateş Körfez'e doğru gidiyordu!
Suudlar'ı sarsıyordu!Peki, ne yapılmalıydı?
İlk iş Mısır'da Mursi'nin gitmesi gerekiyordu! Sisi'ye milyarlarca dolar gitti! Meydanlar kan gölüne döndü!
Demokrasi silahla katledildi! Asıl hedef Türkiye idi!
Erdoğan kötü örnekti!Demokrasi gelecek ve İngiliz-
Yahudi bankalarındaki 5-6 trilyon dolar geri çağrılacaktı! Çok pahalı bir işti! Yapılması gereken Erdoğan'ı indirmekti!
Oslo, Gezi, 17 Aralık buydu!Türkiye eski Türkiye olur ve birkaç aile tarafından yönetilirse sorun kalmayacaktı!
Denediler, yapamadılar!Tabii yılmadılar!
Bu kez barış sürecini hedef aldılar!
Bir anda IŞİD'i çıkardılar!
Erdoğan'ın Rose'a söylediği gibi bu adamlar Amerika'nın Irak ordusuna bıraktığı silahları kullanıyordu!
Bu nedenle önlerine ne gelirse yıkıp geçiyordu!IŞİD "Körfez'e ve Suudlar'a DEMOKRASİ gelmesin!" diye kurulmuştu!
Akıl yabancılarındı elbette!
6 trilyon dolar için bölgenin kan gölüne dönmesi katlanılabilir bir şeydi! Öyle de oldu!Banka hesapları boşalmasın diye yabancılar ŞEYHLERİ, SULTANLARI ve KRALLARI halkından koruyordu!
Bir taşla iki kuş vursunlar diye de IŞİD'i Kürtler'in üzerine salıyorlardı!
Çatışma olsun süreç bitsin diye!
Öyle ya BATI basınına göre IŞİD militanlarını Türkiye koruyor, bakıyor ve tedavi ediyordu! Yalanla büyük gerçeği kapamak istiyorlardı!
Aslında hedef Erdoğan'ın arkasına aldığı millet desteğini budamaktı!
Bölgede demokrasi sözünü dipsiz kuyuya atmaktı!
Durum böyleyken herkes IŞİD'i merak ediyor ve Erdoğan'dan cevap bekliyordu!
Rose'un sorusuna verilen cevap çok güzeldi: Maliki oradaki en büyük sorundu! Sözde çekildi!
Gidip Cumhurbaşkanı Yardımcısı oldu!
Yani aslında oyun açık ve netti!
Hedef ERDOĞANLI TÜRKİYE idi...
Sultan Bender IŞİD'den petrolleri alıyor, Suriye'den denizle buluşturuyordu! Esad büyük pay aldığı için de sesini çıkarmıyordu!
Durum böyle iken Rose "Rehineler için ne verdiniz?" diye soruyordu!
Öyle ya adamların kurup büyüttüğü bir örgütten nasıl 46 kişiyi burnu bile kanamadan alıyorduk!
Almıştık! Hem de hiçbir şey vermeden! Erdoğan'ın dediği gibi "İsrail bir askeri için yüzlerce kişiyi düşünmeden teslim ediyordu! Bizim ne yaptığımızla niçin bu kadar ilgileniyorsunuz ki! Ama bir şey vermedik!"
Erdoğan, Rose'a net şekilde IŞİD'in terör örgütü olduğunu söyledi! "Biz terörden çok çektik!
Kimseye destek de olmayız" 
dedi! "Rehineler geldiğine göre koalisyonda yer almanızda bir engel kalmadı değil mi?" şeklindeki soruya da "Bakacağız! Birimlerimiz çalışıyor!
Ama bu işler havadan birkaç bomba atmakla çözülecek işler değil! Sosyal ve psikolojik tarafı da var! Topluca düşünülüp hareket edilmeli!" şeklinde cevap verdi! Ankara asla ezberle gitmiyordu! Bir planı vardı!
Temel hassasiyet Türkiye'nin çıkarlarıydı! "Peki, planlarınızdan söz etmeyecek misiniz?" şeklindeki bir soruya da"Bunlar ekranda konuşulacak şeyler değil" cevabını verdi! Söyleşiden mutlu ayrılan Rose'un bir sonraki durağı Ankara olacaktı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder