17 Ağustos 2016 Çarşamba

Kumpastaki parmak izleri "BİLGİN ÖZKAYNAK"

Sapanca.com.tr bugün 10.859 kez, bu haber ise 5.033 kez okundu
Sapanca’daki yazlığında muhtelif flaş bellekler ve hard diskler ile beraber askeri gizli belgeler bulunduğu iddia edilen tutuklu işadamı Bilgin Özkaynak ilk defa konuştu.
03 Mart 2013 Pazar
Yurt Gazetesinin haberine göre davanın temel dayanağı işadamı Bilgin Özkaynak’ta bulunduğu iddia edilen “Pandora” adlı dijital dokümandı. Pandora’da adı geçen muvazzaf subaylar ve eskort kızlar tutuklandı. Birbirini hiç tanımadığı ve telefon konuşmasının dahi olmadığı ortaya çıkan yüzerlerce insan suçlamalar karşısında şaşkınlıklarını ifade etti. Kamuoyu da iddianame bile çıkmadan basına yansıyan sızdırma haberlerle davanın önce “askeri casusluk” olduğunu daha sonra savcılığın açıklamasıyla da sadece “Fuhuş, Şantaj ve gizli belge temin etme” iddialarının yer aldığını öğrendi. YURT, tüm bu kafa karışıklıklarını “örgütün lideri” olduğuiddiasıyla yargılanan işadamı Bilgin Özkaynak’a sordu. İşte Özkaynak’ın davaya ilişkin YURT’un sorularına verdiği yanıtlar:
Polisin operasyon yaptığı gün neler yaşadınız?
BİLGİN ÖZKAYNAK: 9 Mayıs 2012 günü saat 20:30 sıralarında İstanbul Küçükyalı’daki evime kalabalık bir polis grubu gelerek İzmir’de yürütülen “Fuhuş, Şantaj soruşturması” sebebi ile ifademin alınacağını ve evimin aranacağını söylediler. Ben de avukatımın aranmasını ve çağrılmasını istedim. Avukatım geldikten sonra arama yapıldı. Saat 24:00’da tutanak imzalandı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Nezarete girdik. Ertesi sabah uçakla İzmir Emniyeti KOM Şubeye geldik. Avukatlarım öğleye doğru beni ziyarete geldiler. Tüm evlerimin, işyerlerimin ve Sapanca’daki yazlığımın da arandığını söylediler. İstanbul’daki evimdeki arama haricinde hiçbir yerde avukatlarımız hazır bulunmadı. Emniyetteki ifadelerimde bana telefon tapeleri soruldu. Hepsinin işimizle ilgili olduğunu ayrıntılarıyla anlattım. Savcılığa ifadeye çıktığımda Sapanca’daki yazlığımda muhtelif flaş bellekler ve hard diskler ile beraber askeri gizli belgeler bulunduğu söylendi. Aramaların kanuna uygun olarak yapılmadığını ve flaş bellek ve hard disklerin bana ait olmadığını ifade ettim. Mahkemede hiç tanımadığım, şimdiye kadar hiç birlikte olmadığım, telefon konuşmalarımın olmadığı insanlarla örgüt kurduğumuz ve askeri gizli belge bulundurduğumuz iddiası ile tutuklanarak İzmir 1 No’lu F Tipi Cezaevine gönderildik. Sadece şirketlerimin Muhasebe ve Mali İşler Müdürlüğü’nü yapan Mehmet Aksu, Marmaris’teki marinada müdürlük görevini yapan ve işten ayrılan Coşkun Başbuğ, marinada güvenlik görevi yapan Naci Yıldız’ı tanıyordum. Şirketlerimin Muhasebe ve Mali işler Müdürü Mehmet Aksu ve marinada 1 Sene müdürlük yapıp ayrılan Coşkun Başbuğ tutuklanıp cezaevine kondu. Naci Yıldız serbest kaldı. Bu tarihten yani 14 Mayıs 2012’den sonra gazetelerde aslı astarı olmayan çirkin karalama kampanyaları ile karşı karşıya kaldık. Onurumuz incindi.
Siz “örgüt lider” iddiasıyla yargılanıyorsunuz. Diğer tutuklularla ilişkiniz olduğu ortaya konmadı mı?
ÖZKAYNAK: Başta Narin Korkmaz olmak üzere diğer şüphelilerle hiçbir bağlantıma, telefon konuşmama ya da teknik ve fiziki takibe rastlanmamıştır. Diğer şüpheliler gerek emniyette gerekse savcılık ve mahkemede beni tanımadıklarını söylerken, bu şüpheliler arasında tanıdıklarını varsa açıklamış ve ayrıca onlarla telefon görüşmelerinin olduğunu da söylemişlerdir. 10 aydır tutukluyuz. Her ay tutukluluk gerekçesi kuvvetli suç şüphesi ile başlayan aynı kalıp metin ile devam eden gerekçeden ibarettir. Avukatlarımız defalarca bilgisayar ve hard disk, flaş belleklerin bir kopyasını istemelerine rağmen hala alınamamıştır.
“EMRE TANER 'DELİ SAÇMASI” DEDİ
İddianamede tespit ettiğiniz maddi hatalar nelerdir?
ÖZKAYNAK: İnsanların aklı ile dalga geçmektir. Nasıl bir örgüt ki iletilecekleri unutmamak için verileri yazdığı yere bu notu düşüyor. Hani çok profesyonel çok gizli örgüttü. Verileri yazılan kişilerin herkesin T.C. Kimlik numaraları, telefonları yazılıyor. Ama birbirleriyle telefon görüşmeleri yok. Narin’in babasının evinde arama yapılıyor görme engelli babasına imza attırılıyor. Onur Süer’in bekar evine daha önce girilip buzdolabının arkasından 2 adet hard disk çıkıyor, Safiye’nin evinde kendisi bulunmadığı sırada yapılan aramada hard disk çıktığı, Gökhan Korkmaz astsubay olarak veri tabanına kayıt edilmiş. Ancak kendisi Subay Üsteğmendir.
1999’DA OLUŞAN DOSYA...
Veri 2 tabanındaki kaydın değiştirme tarihi 18 Mayıs 2012 olarak görülmektedir. Pandora veri tabanının bulunduğu Hard disk 9 Mayıs 2012 tarihinde el konuldu. Emre Aslan’ın hazırladığı “çeklist” dosyalarının oluşturma tarihi 1999’dan önce olup o sırada Emre Aslan lise öğrencisi olduğu gerçekten düşündürücü. Dosyaların bir çoğunun oluşturma tarihinin 31 Mart 2012 Cumartesi günü tatil günüdür. Banu Yurdusev ifadesi alındığında kanser tedavisi gördüğünü söyleyerek tahliyesini istemiştir.
BELGELERİ KİM DÜZENLEDİ?
Mahkeme serbest bırakmış ancak savcı itiraz ederek tekrar tutuklanmasını istemiş ve tutuklanmıştır. MİT Müsteşarı Emre Taner’le ilgili istihbarat yapılmış. Hürriyet Gazetesi 13 Şubat 2013 tarihli haberinde Emre Taner’in “Bu yazılanlar deli saçmasıdır” dediği öğrenilmiştir. T-37 uçaklarla ilgili tüm bilgiler gizli belge değildir. İnternetten her zaman indirilip okunabilir. Sanıklar hem mağdur hem sanık durumundadır. Koordinatör Narin ve Safiye’ye bağlı bilgi belge getiriyorlar, ancak kimse kendilerini tehdit ettiğini kabul etmiyor. Kimin tarafından ne amaçla düzenlendiği belirsiz belgelerde sadece isim olması sebebi ile 90 kişi 10 aydır ceza yatmaktadır. Haksız ve yanlış olan bu uygulama, tüm bu tutukluların onurlarını ayaklar altına almıştır. İnanıyoruz ki adalet er geç tecelli edecektir.
'AKIL VE MANTIKLA İZAH EDİLEMEZ'
İddianame elinize ulaştıktan sonra yer alan iddialarla ilgili neler düşündünüz?
ÖZKAYNAK: Gazeteler 14 Mayıs 2012’den itibaren çarşaf çarşaf “Pandora’dan şunlar çıktı” deyip ölçüsüzce haber yaptı. Hani dosyada gizlilik vardı. Bizler ve avukatlarımız içeriğini bilmezken maalesef 10 aydır yalan yanlış bütün haberleri gazetelerden öğrenmiş bulunuyoruz. İddianame 7 Şubat 2013 günü avukatlara ve bizlere tebliğ edildi. Şimdi 10 aydır bizleri karalayanlara cevap olacak şekilde bir kaç konunun açıklamasını yapmak istiyorum.
OPERASYONUN ADI DEĞİŞTİ
İzmir’de Fuhuş operasyonu ile başlayan bir süreç askeri casusluğa dönüşüyor. Üniversiteli kızları fuhuşa zorlayan sözde örgüt iddianameden ayrılarak başka mahkemeye yollanıyor. Geriye Narin ve Safiye kalıyor. Narin’in Ertunç diye sevgilisi var. Ertunç Askeri Okuldan atılmasına sebep olan Ekrem Albay hakkında intikam almak planı yapmaları kocaman 400 kişilik Askeri casusluk kumaşı olarak giydiriliyor. Ertunç’un ifadesi alınarak serbest kalıyor. Narin tutuklanıyor. Safiye Foça’da Babası Kaymakam olduğu için kalıyorlar. Onur Foça’da görevli olduğundan tanışıyorlar, duygusallık ve cinsellik başlıyor.
AKIL ALMIYOR...
Askerler de soruşturmaya giriyor. Onur Marmaris’e tayin oluyor. Marmaris’te kim var, Marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ve Coşkun Başbuğ soruşturma kapsamına giriyor. Narin’in “By Casus” diye bir ajandası varmış, bu ajanda kişisel verileri içeriyor, son sayfasının son satırına Bilgin Özkaynak “Reis Sapanca Marmaris her şey iletilecek” yazması suretiyle “Bilgin Özkaynak- Narin” bağlantısı kuruluyor. Akıl ve mantık ile izah edilebilir bir durum değil.
BELGELER KASADAN ÇIKMADI
İstanbul’daki eviniz dışında yapılan aramalarda avukatınız yoktu. Özellikle dijital verilerin bulunduğu iddia edilen Sapanca’daki evinizde yapılan aramalarda neler yaşandı?
ÖZKAYNAK: İstanbul’daki evimde avukatım nezdinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanmamıştır. Tutanağı saat 24:00 sırasında imzaladığımızda beni İstanbul Emniyetindeki nezarete koyduktan sonra Sapanca’daki yazlık evime gitmişler. Halbuki avukatım yanımdayken “Sapanca’ya gidelim orayı da arayacağız” diyebilirlerdi. Ama maalesef bu işlem yapılmamıştır. Sapanca’daki aramaya Bekçi ve Muhtar nezaret etmiş ancak alan büyük olduğundan her odaya ve her yere birlikte aramaya eşlik etmemişlerdir. Okuma odasında 2 Flaş Bellek, 2 Hard disk niye kitapların bulunduğu kütüphaneden çıkmış. Herkesi suçlayan Pandora adlı dijital veriler bu flaş bellek ve Hard diskin içinde kayıtlı bulunmuş. Evin alt katında bulunan çelik kasa kaynakçı tarafından açtırılmış ancak suç unsuruna rastlanılmamıştır. Yani çok gizli örgüt, böylesi belge ve dijital materyalleri kasaya saklamayı bile düşünememiştir. Saat 03:00 gibi 18 yaşından küçük oğlum ve şoförümüz çağrılarak tutanak imzalatılmıştır. 10 aydır parmak izlerinin alınması talep edildiği halde sürekli mahkemece taleplerimiz reddedilmiştir. Ayrıca arama esnasında polis kamerası çoğu yerde arıza yapmış.
SAPANCA.COM.TR



Ve Suikast

Türkiye'nin en büyük marinasının sahibi Bilgin Özkaynak'ın oğlu Demokan Özkaynak, Günlüklü Koyu'nda park etme yüzünden girdiği silahlı tartışmada yaşamını yitirdi

Fethiye'nin Göcek beldesindeki Günlüklü Koyu'nda, Marmaris Motosiklet Kulübü (MARMOK) tarafından Yacht Marin'in ana sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası Gourmet Riders Festivali'ne motosiklet tutkunu Demokan Özkaynak da katıldı. Demokan Özkaynak, festivalin son gecesinde sahne alan Fedon'u dinlemek üzere koya gitti. Özkaynak ve arkadaşı Levent Bakıray (42) saat 02.00 sıralarında, konser alanına 500 metre mesafedeki beach kulübün otoparkına araçlarını park etmek istedi. Ancak otopark görevlileriyle ikili arasında "park" nedeniyle tartışmaya başladı. İddiaya göre The Bay Otel'in sahibi B.A. kavgaya karışarak silahıyla havaya ateş açtı. Bakıray'ın da ruhsatsız silahıyla karşılık verdiği öne sürüldü.

'ÖNCE ONLAR ATEŞ ETTİ' 
Bunun üzerine B.A. Özkaynak ve Bakıray'a kurşun yağdırdı. Vücuduna 5 kurşun isabet eden Özkaynak olay yerinde ölürken, Bakıray da yaralandı. Çatışma sırasında otopark görevlisi N.B. de (51) hafif yaralandı. Ayakta tedavi edilen N.B. ile D.A. ve B.A. jandarma tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan B.A. tutuklanırken diğer iki zanlı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklanan B.A.'nın, "Otomobillerini park ettikleri yerden almalarını istedim. Çünkü müşteriler dışında park yasak. Bana sert karşılık verdiler. Onlar ateş edince ben de ateş açtım. Kendimi korudum" dediği öğrenildi. 

YENİ 'ÖZKAYNAK' OLDU 

Demokan Özkaynak'ın, Akdeniz'in en büyük marinası olan Marmaris'teki Yat Marin'in sahibi Bilgin Özkaynak'ın üvey oğlu olduğu öğrenildi. Son yerel seçimde CHP'den Marmaris Belediye Başkan aday adayı olan, Halikarnas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Özkaynak olayı duyar duymaz Göcek'e gitti. Özkaynak'ın eşinin ilk kocasından olan Demokan Özkaynak'ın 2 hafta önce "Eren" olan soyadını mahkeme kararıyla "Özkaynak" olarak değiştirdiği, 5 ay önce de Yacht Marin'in Genel Müdürlüğü'ne getirildiği öğrenildi. Özkaynak'ın müdürlüğünü yaptığı Yat Marin, MARMOK tarafından düzenlenen festivale de sponsor olmuştu. 

İZMİR - İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen “Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasının dünkü duruşmasına tutuklu sanıklar Bilgin Özkaynak, Coşkun Başbuğ, Narin Korkmaz, Safiye Köten, Hakan Oğuzhan ile tutuklu muvazzaf askerler Bülent Acar, Bülent Akbaş, Engin Çırakoğlu, Engin Karatekin ve Onur Süer ile avukatlar katıldı. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, tüm sanıkların tahliye edilmesine karar verdiğini açıkladı. Kızıltaş, kararın 'Tutuklu sanıkların tutukluluk sürelerinin 2 yılı aştığı, delillerin büyük oranda toplandığı, mevcut delil durumu, sanıkların sabit ikametgah sahibi olmaları, adli kontrol tedbiriyle kaçma şüphesinin önüne geçilebileceği' gerekçesiyle alındığını açıkladı. Kızıltaş, tahliyesine karar verilen sanıkların tüm duruşmaları takip etme zorunluluğu getirildiğini ve yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına hükmedildiğini belirtti.

Davanın 1 numaralı sanığı olan işadamı Bilgin Özkaynak'ı tutuklu bulunduğu İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza infaz Kurumu'ndan dün saat 20.00 sıralarında tahliye edildi. Küçüklüğünde geçirdiği çocuk felci nedeniyle ortopedik özürlü olan ve koltuk değnekleri ile içeriden çıkan Bilgin Özkaynak'ı cezaevi kapısının önünde eşi Filiz Özkaynak, kendi ismini taşıyan oğlu ile avukatları Muzaffer Sevgi Sakarya ve Murat Ergün ile yakınları alkışlarla karşıladı.

Sevdiklerine sarılıp özgürlüğünü kutlayan Özkaynak, uzun süredir binmediği 34 ADA 89 plakalı engelliler için dizayn edilmiş Mercedes otomobilinin direksiyonuna geçti. Direksiyonun başında elini kaldırıp sevdiklerini selamlayan Özkaynak, “Selam özgürlük ben geldim. Bas gaza İstanbul'a" deyip yanında eşi ve oğlu ile birlikte yola çıktı.

Özgürlüğüne 2 yıl 2 ay sonra kavuşmanın mutluluğunu yakalayan Bilgin Özkaynak'ın dün geceyi İstanbul Bostancı'da evinde geçirdiği öğrenildi. Özkaynak'ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, şunları söyledi:

"Yoldayken telefonla görüştüm. Tahliye olduğu için çok mutluydu. Mutluluktan uçtuğunu, özgürlüğün güzel olduğunu söyledi. Sapanca'daki evinde büyük bir kutlama partisi düzenleyeceğini söyledi. Avukatlarını da davet etti. Kendisi boşu boşuna 26 ay cezaevinde yattı. Ama er geç adalet yerini buldu. Tahliyenin ardından davadan beraat bekliyoruz. Bunun bir 'kumpas' olduğu apaçık ortada. Bu kumpası düzenleyenler hakkında İçişleri Bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı ayrı ayrı soruşturma başlattı. Yaklaşık 500'e yakın kişinin ifadesi alınacak. Operasyon yapan ve emri verenlerin ifadeleri alınıyor. Benim müvekkilimin de bu konuda ifadesini aldılar. Kendisi komplonun nasıl olduğunu müfettişlere belirtti. Mahkeme de zaten operasyonu yapan emniyet müdürünü ve polisleri tanık olarak dinleyecek. İnşallah asıl suçlular ortaya çıkartılır."

OLAYIN GEÇMİŞİ

TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'Askeri gizli bilgi ve belgeler ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istenmişti.

İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından 'fişlendiği' iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.

TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada düne kadar 69 kişi tahliye edilmişti. TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen davada da kalan son 10 sanık tahliye edilmişti.

BİLGİN ÖZKAYNAK KİMDİR?

Denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden ve çocuk felci nedeniyle yaşamını engelli olarak sürdüren işadamı Bilgin Özkaynak, 12 Haziran'da 2011'de milletvekili genel seçimleri için CHP'den aday adayı oldu. Kadıköy Bostancı'da 35 yıl önce kurduğu şirket ile denizcilik sektöründe hem taşımacılık hem üretim yapan Bilgin Özkaynak ikisi deniz otobüsü olmak üzere toplam 21 gemiyi sektöre kazandırdı.

Filiz Özkaynak ile evli olan Özkaynak'ın bu evlilikten de bir çocuğu bulunuyor. Marmaris Yacht Marin'in sahibi ve Halikarnas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bilgin Özkaynak'ın üvey oğlu Demokan Özkaynak (Eren), 2010 yılında araç parkı yüzünden bir turizmci tarafından öldürülmüştü. Demokan, öldürülmeden bir ay önce Eren olan soyadını, mahkeme kararıyla Özkaynak olarak değiştirmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder