Nevzuhur Edebiyat-Kültür-Sanat dergisi Kasım sayısında, Mescid-i Aksa'yı kapak resmi yaptı ve Kudüs'ün Haçlı ordusu tarafından işgali sırasında yaşanan vahşete ışık tutan bir yazı yayınladı. Ali Demirel imzasıyla yayınlanan, "Haçlı Orduları Kudüs'te" başlıklı yazıda, "Haçlı ordusu Kudüs'te iki gün içinde şehirdeki 70 binden fazla Müslüman ve Yahudi'yi kılıçtan geçirdi. Kentte kadın ve çocuklar dahil olmak üzere hiç kimseyi sağ bırakmadı" tespitine yer verildi.
Tarihî kaynaklara dayandırılan yazı, özetle şöyle:Haçlı orduları 7 Temmuz 1099 da Kudüs önlerine geldiler fakat hemen saldırmadılar. Önce çevreyi kolaçan ettiler, adeta oralara kadar gelişlerinin, şaşkınlık-heyecan ve de hazzını yaşıyorlardı. Ertesi günü şehri kuşatma altına aldılar. Kudüs kenti dışarıdan yapılacak saldırılara karşı iyi tahkim edilmişti dolayısıyla Haçlı orduları surlardan içeri giremiyorlardı. Bu arada onların yardımına, gemilerle doğu Akdeniz sahillerine gelmiş olan ve o an için Yafa'da bulunan Cenevizliler yetişti. Cenevizliler pek çok malzeme ve erzakı Haçlı ordularına vermekle kalmayıp gemilerini dahi parçalayarak kerestelerini verdiler. O kerestelerden iki tane (o zamana göre devasa ) kuşatma kulesi yapıldı. Kulelerin yapılması vediğer hazırlıklar 14 Temmuz günü tamamlandı. Sabaha karşı yani, l5 Temmuz'un şafak vakti Haçlı orduları saldırıya geçti. Kulenin birinden Haçlı askerleri şehre girmeye başladılar. Bunu haber alan, kenti savunan güçlerin komutanı sanki böyle bir şeyi bekliyormuş gibi hemen teslim oldu. Haçlı orduları Kudüs'ü ele geçirdiler. Sizce kentte ne yaptılar? Tarihi kayıtlara bakalım: "15 Temmuz 1099 günü öğleden sonra, akşamüstü ve ertesi sabah Haçlı ordusu mensupları Kudüs'de bulunan bütün Müslümanları ve Yahudileri öldürmeye başlayıp dünya tarihinde eşine az rastlanır bir vahşet gerçekleştirdiler. Haçlı ordusu Kudüs'te iki gün içinde şehirdeki 70 binden fazla olmak üzere tüm Müslümanları ve Yahudileri kılıçtan geçirdiler." (özgür ansiklopedi)

Hiç kimseyi sağ bırakmadılar

Haçlı askerleri Süleyman Tapınağına kadar onları katlederek, öldürerek takip ettiler; burada katliamla o kadar çok kişi öldürülmüştü ki ölenlerin akan kanı katliama devam eden askerlerimizin ayak bileklerine kadar yükselmişti." (" Gesta F rancoru m -ad l ı tarih kitabı nda n) "Bu tapınak:ta 10.000 kişi öldürüldü, Gerçekten orada olsaydınız ayaklarımızın ayak bileklerine kadar öldürülenlerin kanı ile kaplı olduğunu görürdünüz. Daha başka ne denilebitir? Buradaki hiç kimse hayatta bırakılmadı; ne kadınların ne çocukların hayatını bağışladılar." (tarihci; Chatres'li Fulcher)"Kutsal şehrin nijfusu kılıçtan geçirildi ve Frenkler bir hafta süren bir Müslüman katilamına giriştiler. Mescid-i Aksa Camiinde yetmiş binden fazla kişiyi öldürdüler." (Arap tarihci lbnial Athir (1160-1233) Al-Kamilfi'l Tarih (Mukkemmel Tarih)" adlı 13 ciltl ik abide eseri nde n) "Camii Ömer'de İslam kanı, atlı bir süvarinin dizlerine kadar çıkacak bir dereyi bulmuştu" (rarihçi Seignobos bu katliama tanık olmuş ve böyle yazmış).

Dökülen kan ayak bileklerini aşıyordu

Aslında Haçlı tarihçiler de birer Haçlı askeridir, yazarken duygu ve düşüncelerine gem vururlar ama bazıları buna bile gerek duymaz ve olanları öğünerek yazar. Bunlardan birisi de Aguiles'li Raymund, Historia francorum gui ceperunt Jheruselam , adlı eseri nde böbü rlenerek şöyle yazıyor: "Görülmeye değer harika sahneler gerçekleşti. Adamlarımızın bazıları - ki bunlar en merhametlileriydi - düşmanların kafalarını kesiyorlardı. Diğerleri onları oklarlavurup düşürdüler, bazıları ise onları canlı canlı ateşe atarak daha uzun sürede öldürüp işkence yaptıIar. Şehrin sokakları, kesilmiş kafalar, eller ve ayaklarla doluydu, Öyle ki yolda buntara takıtıp düşmeden yürümek zor hale gelmişti. Ama bütün bunlar, Süleyman Tapınağı'nda yapılanların yanında hafif kalıyordu. Orada ne mi oldu? Eğer size gerçekleri söylersem, bunainanmakta zorlanabilirsiniz. En azından şunu söyleyeyim ki, SüIeyman Tapınağı'nda akan kanların yüksekliği, adamlarİmızın bileklerinin boyunu aşıyordu.

"Nevzuhur dergisi, Tel: 0242 241 80 62 - www.mustafaakbaba.com

ETÖ İTİRAFÇISI: "BİZE 1 GÜN ÖNCE BİLDİRİLDİ"
15 Temmuz soruşturması kapsamında gözaltına alınan isimlerden bazıları etkin pişmanlık yasasından faydalanmak için itirafçı olmayı tercih etti. 'de gözaltındaki 'Merve' kod adlı FETÖ itirafçısının iddiası ise Ankara'daki terör saldırısının FETÖ ilişkisini faş etti.
4 Ekim'de Ceyhan Torlak imzası ile Sabah'ta yayınlanan haberde yer aldığı gibi şok bir itirafta da bulunan kadın, 10 Ekim 2015'te DEAŞ tarafından gerçekleştirilen 2'si çocuk 102 kişinin öldüğü, 391 kişinin yaralandığı Ankara Gar saldırısından bir gün önce haberlerinin olduğunu söyledi. Cep telefonunda yüklü olan ByLock programına örgüt yöneticilerinden gelen mesajla uyarıldıklarını anlatan kadın, "Ankara Garı önünde düzenlenen terör saldırısından bir gün önce ByLock programı üzerinden 'Yarın terör saldırısı olacak. Sakın sokağa çıkmayın. Yakınlarınıza, akrabalarınızı ve arkadaşlarınızı da uyarın' şeklinde bilgi geldi. Ben de Ankara'da tanıdığım insanlara, yakınlarıma ve arkadaşlarıma haber verdim. Ben de o gün hiç dışarı çıkmadım. Ertesi gün Ankara Garı önünde terör saldırısı olduğunu televizyondan öğrendim. Onlarca insanın hayatını kaybettiğini görünce çok üzüldüm" dedi