11 Ağustos 2016 Perşembe

CIA’daki liste



Cemaatin etkili isimlerinden biri Amerika'dan sığınma isteyen Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu'ydu...
İsimler üzerinden gitmeyi sevmem.
Ama bazı şeylerin anlaşılması için bu şart. UĞURLU, cemaatin içindeki üst düzey askerlerden biriydi.
YÜKSELİŞİNE BAKIN, ne kadar destek aldığını iyi görürsünüz.
Kimlerin de omuz verdiği ortada.
Mustafa Zeki Uğurlu'dan önce onun makamına gelmesi gereken SERDAR GÜRKAN'dı. Ancak bildiğimiz o taktiklerle bu isim tasfiye edildi. Kenara alındı ve bunların önü açıldı. Uğurlu'nun kaynakları YALOVA'daydı.
Muhtemelen ABİ buradaydı.
Bütün izler buraya çıkıyordu.
2009'da Mustafa Zeki Uğurlu ile birlikte Sinan Azmi Tosun, Faruk Harmancık (örgüt içinde çok etkili olduğu iddia ediliyor) ve İzmit eski Valisi'nin oğlu olan Ali Murat Dede GÖLCÜK'te görev yapıyordu.
Bütün SIR'ların düğümlendiği yer orasıydı. Yer altından çıkan belgeler, CD'ler, dökümanlar her ne ise hep burada İMAL ediliyordu.
Ya da DIŞARIDA hazırlanıp buraya intikal ettiriliyordu...
O dönemi hatırlayın. Rüzgar başladı ve çok sayıda SUBAY biçildi. Çok da üstünde durmadık. DARBEYE, DARBECİYE KARŞIYDIK ama ORDU gidiyordu, anlamıyorduk...
Cemaat uygulamaya koyduğu planı adım adım hayata geçiriyordu...
Haliyle GÖLCÜK'te herkes içeri alınırken bunlar yürüyordu. Yeri gelmişken söylemekte fayda var.
1998 HARP AKADEMİSİ MEZUNLARINA bir bakın! Yarısı Ergenekon-Balyoz'dan, diğer yarısı da FETÖ'den içeri girdi...
Neyse... Devam...
Mustafa Zeki Uğurlu özel bir isimdi. KUMPASLARDAN sonra KURMAY BAŞKANI, KOMODOR ve PERSONEL DAİRE BAŞKANI oluverdi. Her yerde bunlar vardı. Ama yanındaki arkadaşları bunları göremiyordu. Personel Daire Başkanı olduktan sonra orduya katılacak öğrencilere el attı. KOMİSYON BAŞKANLARINI bu isim görevlendirdi. Bir genç isterse bütün sorulara cevap versin, sonuçta KOMİSYONUN önüne gelip MÜLAKATA girecekti. İşte bu komisyon kendilerinden olmayanları harcamak içindi. Başında da UĞURLU vardı.
Deniz'deki örgütlenmenin kilit isimlerindendi.
İzmir'de Savcı Okan Bato düğmeye bastı. KUMPAS için gerekli adımları atacaktı. Genelkurmay'a ifadesini almak istediği isimleri bildirdi.
Uğurlu da aralarındaydı. Cevap "20 TEMMUZ'da gelin" şeklindeydi.
Kim neyi bekliyordu belli değildi.
Ama Uğurlu zaten ABD'deydi. Ama ona çağrı yapılacağına SAVCI'ya öteleme yapılıyordu...
Bu bardağı taşıran son damla oldu. Bulunduğu ÜS'ten çıkan UĞURLU soluğu PENSİLVANYA'da aldı. İlgili kişilerle bir araya gelip "Artık düğmeye basmamız gerekiyor" dedi. Hazırlığı daha önce yapılan DARBE GİRİŞİMİ belli ki öne çekildi. Çünkü UĞURLU alınsa arkasındakiler açığa çıkacaktı.
DENİZ'i kaybetmek istemiyorlardı.
Geldiler, yıkıldılar...
15 Temmuz'da Uğurlu da Pensilvanya'daymış. Orada kurduğu karargahla destek vermiş. Belki de yönetti. Bilemiyorum.
İşte bu AMİRAL gidip SIĞINMA istedi. Uğurlu gelmese de TÜRKİYE'de TEMİZLİK başladı. Cemaatin girdiği her yere artık DEVLET giriyordu. Onlar için zor günler gelmişti... Ancak tek bir şeye güveniyorlardı. Bunu en iyi ÖRGÜTÜN LİDERİ biliyordu. Kendi eksikleri buydu ama burada işe yarayacaktı. Öyle düşünüyorlardı...Cemaatin ya da terör örgütünün SIRALI TAM LİSTESİ dünyada sadece bir yerde duruyordu. Bunu en iyi bilen PENSİLVANYA'ydı. Ama liste özellikle güncellenmiş son liste ellerinde değildi. Pek çoğunu GÜLEN ve ekibi bilmezdi. 40 yıllık OPERASYONUN BÜTÜN KOD'ları LANGLEY'deki CIA üssünün özel ODASINDAYDI...
Türkiye'yi, bölgeyi ve dünyayı etkileyen bu liste asla ve kat'a Gülen'e verilmezdi. Elbette o çok kişiyi bilirdi ama EKSİKSİZ bilme ihtimali hiç yoktu. Erdoğan giderse geleceklerdi ya!
YOK ÖYLE BİR ŞEY...
Şimdi bunu anladı. İĞNE İLE YA DA İÇTİĞİ BİR ŞEY YÜZÜNDEN TASFİYE EDİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR.
Orada kimse kimseye güvenmiyor.
Başından beri hep aynı şeyi söyledim. "YABANCILARA KUL KÖLE OLUP ÜLKENİZE OPERASYON ÇEKMEYİN ..."
Kimseye dinletemedim.
CIA'daki listeye sadece CIA Direktörü ve yardımcısının erişim hakkı var... Düşünmeleri lazım!
"NEDEN BU ADAMLAR BİZİM CEMAATE GÖZÜ GİBİ BAKIYOR?" diye...
Hiç üzerinde durmadılar.
Gülen'in Amerika'yı da kandırdığı yalanına inandılar. O ne derse bir hikmetinin bulunduğunu sandılar.
AKIL DIŞI BİR BAĞLILIKLA YÜRÜDÜLER... Okul kurdular, soru çaldılar, kurs verdiler ama HİÇ ÖĞRENMEDİLER!
Hala daha ders aldıkları yok!SORU ÇALARAK gökyüzünde 35 bin uydu dolaştıran adamları kandırdıklarını sanıyorlar! Ve hepsi de buna inanıyor.
Adamlar uzayda DÜNYA kurmaya çalışıyor, bizim ABİ kontenjanından yürüyen ALTIN NESİL
Pentagon'u, CIA'yı, Beyaz Saray'ı avucunun içine aldığını düşünüyor!
Şaka değil! Böyle bakıyorlar...
Ve bu yapının içinde bulunup da AYNI KAFADA OLMAYAN yoktu. Erdoğan'ı GÜLEN istemiyordu, cemaat içinde de isteyen tek kişi bulunmazdı. Öyle bir şans kimseye verilmiyordu! Şu anda en güncel konu Patronların gidip "KANDIRILDIK!" demeleri.
YALAN ! Hem de büyük yalan.
Ne zaman ortaya çıkar bilemem ama KÖŞKLERDE TOPLANTI yapıp 15 TEMMUZ'u bekleyenler şimdi günah çıkartıyor. Hepsi ERDOĞAN gideceği için zil takıp oynarken şimdi "PARDON!
Kandırıldık" açıklaması yapıyorlar. İçinden geldikleri sistemin öğrettiği gibi davranıyorlar.
Devamlı TAKİYYE, durmadan TAKİYYE...
Florya'da, Boğaz'da kimler hangi işadamları kimlerin MÜLKLERİNDE gizli toplantılar yapıyordu!
Ve orada neler konuşuluyordu! Hiç oralarda "KAN DIRILDIM" diyen biri var mıydı? "Ben bu işte yokum!" diyen biri çıkmış mıydı! Bakın bu adamlar kendilerini savaşta sanıyor.
İçlerinde KOCA KOCA patronlar var. Bugün söylediklerinin hepsi yalan.
İlk fırsatta bunun yalan olduğu anlaşılacak. Umarım o gün gelmez...
Dedim ya LANGLEY'deki LİSTEYİ bizde de tam olarak bilen bir tek kişi yok. Eski cemaat mensupları bir yere kadar hakimler. Ama İSİMLERİN KONUŞULMADIĞI, KOD İSMİYLE YAŞAYAN KÜÇÜK HÜCRELERİ KİM BULUP ÇIKARACAK!
Ankara Gülen'i istiyor. Girişimler üst üste geliyor. TAMAM ! Ama Gülen'le birlikte kesinlikle ve kesinlikle o listenin de gelmesi şart! Böylesine KARIŞIK BİR YAPIYI kuran AKLIN KRİPTOLARLA İKİNCİ BİR YOL AÇMAYACAĞINI kim garanti edebilir! Eski cemaat mensupları ekranlarda çok değerli bilgiler paylaşıyor. Ama hepsinin ortak yanılgısı, operasyonu Gülen üzerinden okumaları. Onu tanıdıkları için, ruh halini bildikleri için yapılanlar ve yapılacak olanlar hakkında NETLER! Ama eksik!
Gülen bir şey değil, arkadaki akıl önemli... "Her şey biti" diye düşünmeyelim. Elbette güç bizde!
Ama dikkati elden bırakmayalım...

NOT: Gorbaçov, "Türkiye-Rusya yakınlaşması çok önemli. Rusya ile ABD arasındaki denge yıkılırsa acı sonuçları olur. Erdoğan'ın attığı adım DÜNYA için önemli" diyor... Savaş bu! Ya Türkiye RUSYA'yı yeni dengede yerine oturtacak ya da Rusya ile birlikte YENİ DENGEDE SORUN çıkmasını sağlayacak! Her halükarda KAVGA büyük! İşaretler Güneydoğu'dan gelmeye başladı..
..
Amerika gibi BÜYÜK devletler gücünün kaynağını bilir. Ortadoğu, Amerika'nın kalbidir. Burayı yönetmek zorundadır. Bıraktığı an kendi de biter.
İslam coğrafyasının hem AMERİKAN karşıtı olmaması, hem de muhtemel rakipleri Rusya ve Çin'i frenlemesi gerekiyordu!
Rusya hedefe yeni girdi!
Üreten ve kazanan Çin'in kontrolü şarttı!
Bir de galiba İsrail'in ILIMLI İSLAM'la rahat ettirilmesi plana dahildi!
Gülen'in hocası ve arkasındaki isim Yaşar Tunagür'dü!
Ölümüne kadar Gülen'e akıl veren, destek çıkan oydu! Galiba Tunagür'le Edirne'deyken tanıştılar.
Baba-oğul gibi oldular. Yaşar Tunagür de gençlik yıllarında KESTANEPAZARI'ndan geçti. Çok istenmesine rağmen orada kalamadı.
Ancak tanıştıktan sonra Gülen Kestanepazarı'na geldi.
Tunagür, işin beyniydi!
Gülen'e destek vermekle kalmadı, DEVLETLE de tanıştırdı. 1970'lerin başında Vehbi Koç'un Ankara'daki evinde Milli İstihbarat'ın başındaki isim olan Fuat Doğu Paşa ile de biraraya getirdi.
Bu toplantıda nelerin konuşulduğunu kimse bilmiyordu! Hiç kimse bu SIRRI paylaşmadı!
O gün milattı!
Artık her şey başka türlü yaşanacaktı.
Bir süre sonra operasyona Graham Fuller dahil oldu.
CIA'nın en etkili isimlerinden Fuller, "İslami akımlarla ilgili çok araştırma yaptım.
İslam'ın siyasal ve sosyal yapısını değiştirebilecek en umut verici hareket Gülen'dir. Evrimi ancak ve ancak Gülen başarabilir..." diyordu!
Zaten görev gereği cemaat de hem Orta Asya'da, hem bölgede yayılıyordu!
Hem TÜRK TOPRAKLARINI, hem İSLAM coğrafyasını BATI adına kontrol etmeye çaba gösteriyordu. Amerika'nın YUMUŞAK GÜCÜ'ydü.
Nasıl Çin güler yüzüyle gelip Afrika'da hareket ediyorsa cemaat de İSLAM'la gelip gerekeni yapıyordu!
Hareketin arkasında artık CIA vardı. Herkesin bildiği bir SIR'dı.
Fuller ta başından beri hareketin arkasındaki isimdi.
Biden'ı da Obama'yı da etkiliyordu. Kararları değiştiriyordu. Bir de Fuller'den bir adım ötede olan biri daha vardı!
KAREN HUGHES!
Karen Hughes de CIA'de çok güçlüdür.
Gülen denilince akla gelen ilk CIA yetkilisi Graham Fuller'dir.
Ancak Gülen'in rotasını çizip eline tutuşturan hala Karen Hughes'tur!
15 Temmuz başarısız DARBE GİRİŞİMİNDEN sonra Pensilvanya'ya giden en önemli isim HUGHES'tur!
Hughes, Gülen ile görüşerek ne yapması gerektiğini anlattı.
Tabii burada ne konuşulduğunu şimdilik bilmiyoruz.
Ama yeni PLAN orada çizildi.
Hareketin ve Gülen'in ne olacağını göreceğiz. Ya da ne yapacaklarını!
17 Aralık darbe girişimi için Fuller'ı uyaran isim Gülen'di!
"Erken daha. Başarılı olma şansımız çok yok. Biraz daha beklemek büyük fayda verir..." dedi.
Dinletemedi.
Acaba 15 Temmuz için ne dedi?
Hazır mıydılar? Bu kez görev tamamlanacak mıydı? Ya da yine itiraz mı etti! Fuller'in sonsuz desteğine bakılırsa, aralarında yine çatlak var galiba!
Bu arada bir anda MISIR gündeme geldi! Cemaat MISIR'a kaçıyor denildi.
Bilemem! Ama MISIR ve SİSİ hareketin sonuna kadar yanındadır!
Hatırlayın, SİSİ'nin yaptığı darbeden sonra ülkenin düştüğü durumu! O hengamede SİSİ ülkede ne kadar yabancı okul varsa hepsinin kapısına kilit vurdu.
Bir günde hepsi durdu! Ama bu rüzgardan etkilenmeyen tek bir yapı vardı: PARALEL!
Koca koca devletlerin okulları "SAKINCALI!" denilerek kapatılırken Gülen'in okullarına gelen olmadı! Aksine SİSİ bu okullara plaket yolladı!
Ayrıcalığı düşünün artık!
Graham Fuller kızının ismini ANKARA koyacak kadar bu harekete inandı.
Sonuç alacaklarından emindiler.
Ancak bazen hiç olmadık küçük ihtimaller planı suya düşürüyordu.
Graham ömrünü bu operasyona adadı ama kızına söz geçiremedi. Kızına, yani Ankara'ya, "Bu okullarda sen de görev al!" dediği an kavga ettiler.
Uzun süre konuşmadılar.
Koca operasyonu yönetirken, bir ülkeyi ele geçirmeye kalkarken kızından VETO yiyordu! Kızına söz geçiremiyordu! Baba kız ayrı düşmüşlerdi!
Bir dönemin etkili ve ünlü askerlerinden biri "Sanırım 1990'dan sonra orduyu kaybettik. Girdiler ve ele geçirdiler..." demişti.
Şimdi yapılan verdiklerimizi geri almaktır. İngilizler'in de çekirdeğinde olduğu bu hareket bizi içeriden çökertip eline geçirecekti.
Fark ettiğimizde kazanın içindeki kurbağa gibi olacaktık.
Şükür atlattık. Artık karar bizde!
Çok kanlı olsa da 15 Temmuz 200 yıl sonra kazandığımız en önemli SAVAŞTI!
Bağımsızlığımızı geri aldık.
Dışarıdan yıkılması mümkün olmadığı için İÇERİDEN alınmak istenen TÜRKİYE şahlandı.
MİLLET bunu gördü! 15 Temmuz gecesi tek kolunu veren bir vatandaşımız şunları söylüyordu: "Hastaneye götürdüler. Kolumu kestiler. Uyandığımda ilk sorduğum DEVLETİMİZ yerinde mi?" İşte bu RUH tekrar dirildi ya... Gerisi boş! Şimdi onlar düşünsün!
Paralel'le TÜRK ÇAĞI olmaz! Olacaksa bizimle olacak!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder