10 Ağustos 2016 Çarşamba

Elmalılı hocaya saptirmali meal ,Tevrat-incile göndermeler

Mesele şu: Zaman Gazetesi, bundan birkaç sene önce son devrin en önemli İslâm âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır’ın ilk baskısı 1935 ile 1938 arasında dokuz cilt hâlinde Diyanet İşleri Reisliği tarafından yapılan ve daha sonraları defalarca basılan “Hak Dini Kur’an Dili” isimli tefsirini bugünün Türkçesi’ne nakledilmiş olarak yayınlayıp okuyucularına dağıtmıştı.
1878 ile 1942 arasında yaşayan Elmalılı’nın eseri Türkiye’de basılan “İlk Kur’an meâl ve tefsiri” olarak bilinirse de aslında böyle değildir, eski asırlarda elyazması olarak elden ele dolaşan daha çok sayıda meâl mevcuttur ve ilk matbû, yani basılı meâl ve tefsir de 1865’te yayınlanmıştır. “Hak Dini Kur’an Dili”nin özelliği ise, ilmî boyutunun yanısıra dilinin eski devirlerdeki tefsirlere göre daha açık olması ve Diyanet’in yayınlaması sayesinde eserin geniş bir okuyucu kitlesinin istifadesine sunulmasıdır.
Zaman Gazetesi ilk yayınının üzerinden 70 seneden fazla zaman geçen eserin dilinin eskimiş ve dolayısı ile herkes tarafından rahatça anlaşılamayacağını düşünmüş ve sadeleştirilmiş şeklini okuyucularına dağıtmış ama ne sadeleştirme!
KİM BU ÂLİMLER, NEREDE?
Tahrif, Kur’an’ın 16. Suresi olan Nahl’in 43. âyetinde yapılmış...
Âyet, Diyanet Vakfı’nın yayınladığı meâlde “Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun” diye veriliyor...
Elmalılı’nın “sadeleştirilmiş” metninde ise, karşımıza birdenbire “Tevrat ve İncil âlimleri” çıkıyor; meâl “(Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız Tevrat ve İncil âlimlerine sorun” hâlini alıyor. Yani, âyette geçen ve bildiğim kadarıyla tek bir kişinin dışında tefsir âlimlerinin tamamının “bilenler” diye çevirdikleri “ehle’z-zikri” ifadesi, Elmalılı Hamdi Efendi’nin ağzından “Tevrat ve İncil âlimleri” yapılıveriyor!
Elmalılı ise asla böyle bir şey demiyor ve aynı âyet, “Hak Dini Kur’an Dili”nin geçenlerde tıpkıbasımı yapılan orijinal elyazmasında “Senden evvel de resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehl-i zikre sorun bilmiyorsanız” şeklinde geçiyor...
KUR’AN’A DA TERS, ELMALILI’YA DA...
Meâlin bu şekilde değiştirilmesi ile de birkaç iş birden ediliyor: Kur’an’da“neshedildiği”, yani “lâğvedildiği”, “kaldırıldığı” defalarca ifade edilmesine rağmen Tevrat ve İncil’in hükmü devam ediyormuş havası verilerek “kaldırılmış kitapların âlimlerine müracaat” tavsiye ediliyor ve hem Kur’an’ın özüne, hem de tefsirin asıl sahibi olan Elmalılı Hamdi Efendi’nin sözüne tamamen ters bir iddiada bulunuluyor!
Bu yazıyı yazmadan önce sözünü ettiğim tahrifin daha önce farkedilip edilmediğini araştırdım, bu konuda yayınlanmış birkaç yazının bulunduğunu ama pek dikkat çekmediklerini gördüm ve tahrifi tekrar hatırlatmak istedim.
Tahrifin sebebinin ne olduğunu, âyetin bilgisizlikten mi, boşvermişlikten mi, yoksa bir aralar pek moda olan “dinlerarası diyalog” terânesine destek sağlayabilmek maksadıyla mı değiştirildiğini bilmiyorum.
Şimdi, merak ettiğim bir husus daha var: Elmalılı Hamdi Efendi’nin vârislerinin, meselâ büyük âlimin torunlarından olan sevgili Okan Bayülgen’in dedelerinin eserinin bu hâle getirilmesini öğrendiklerinde ne düşünecekleri ve ne yapacakları...

Elmalılı Hamdi Hoca, sultan Abdülhamid'i taht'tan hal eden fetvanın altında imzası olan din alimlerinden biri... Aileye yakın isimler, bu onayın silah zoruyla verildiğini dile getiriyor, Malum Enver Paşa diktatörlüğü devri... Doğru kabul etmek zorundayız...

Meşrutiyetten sonra Sıratı Müstakim ve Sebilürreşat'ta yazmış Elmalılı Hoca... Siyasetten daima uzak durmuş, daha çok ilim işleriyle meşgul olmuş...

Cumhuriyet döneminde ise malum, İbadetin Türkçeleştirilmesi davasında Tefsir görevi verilmiş... Önsözüne "sadece öğrenmek içindir, asla ibadet dili yapılmaz" diye bir şerh koymuş ancak zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, bu şerh'î kaldırmak istemiş, Elmalılı Hoca kabul etmemiş, arabulucu olarak olay, Diyanet İşleri'ne gönderilmiş, Malum diyanet işleri reisi İbrani asıllı Şerafettin Yaltkaya'nın hazırladığı rapor doğrultusunda madde kaldırılmış...

Ancak İlahi Tecelli, İnayeti Allah, Cumhuriyetin banisinin ölümüyle Türkçe ibadet davası, bazı hocaların ve kamuoyunun ısrarlı muhalefetiyle sonuçlanmamış bir proje olarak yarım kalıyor... Elmalılı Hoca 1942 yılında vefat ediyor...

Hepimizin yakından tanıdığı bir ünlü isim var: Şovmen Okan Bayülgen.. Gezi olaylarında etkin tavır almıştı...

Elmalılı Hamdi Hoca ile ilişkisine gelince: Elmalılı Hamdi Yazır Hoca, kamuoyunun bildiği gibi Bayülgen'in öz dedesi değil, Bayülgen'in annesi Ayla Üge'nin teyzesi Firdevs Şerbetçioğlu'nun eşidir... Yani annesinin eniştesi...

Okan Bayülgenin annesi Ayla Hanım'ın ikinci eşi İsmet Görgün, İzmir'in belediye başkanlarından... İsmet Görgün'ün, Gazeteci Baskın Oran'ın da kayınpederi olduğunu söylemeliyim... Baskın Oran, Radikal'de ve Agos'ta yazıyor... Agos, Hrant Dink'in gazetesi...

Baskın oran'ın kayınpederi İsmet Görgün de, Dr. Reşit Galip'in torunudur... Edirne Israelit Universal mezunu Dr. Reşit Galip (Baydur), Büyükelçi Hüseyin Ragıp Baydur'un kardeşi ve Milli Eğitim Bakanlarımızdan... Reşit Galip'in bir özelliği daha var: ilkokuldayken yarı uykulu Pazartesi sabahları söylediğimiz andımız'ın da yazarı...

Elmalılı Hoca'ya dönersek, büyük eseri 9 Ciltlik Hak Dini Kur'an Dili Tefsiri, daha sonra damadı Hulusi Topbaş tarafından basıldı...

Hulusi Topbaş, İskenderpaşa Cemaatinin kaymak tabakasını oluşturan Erenköy Cemaatinin lideri din alimi Musa Topbaş'ın ağabeyi oluyor...

Eski Anap İl Başkanı ve İlim Yayma Cemiyetinden tanıdığımız Eymen Topbaş, Verdi'lerden Füsun verdi ile evlidir... Füsun Verdi'nin ağabeyi Bülent Verdi ise Halit Narin'in kızı Mine Narin ile evli... Hani meşhur Özal'ın MİT Müsteşarı yapmaya çalıştığı ancak I.MİT Raporu skandalından sonra MİT'ten tasfiye edilen Bay Pipo Hiram Abas'ın MİT'ten kovulduktan sonra yanında çalışmaya başlayan İş adamı Halit Narin...

Füsun Verdi-Eymen Topbaş çiftinin torunu Esra Topbaş, Transteknik Holding ve Delta Petrolün sahibi Lübnanlı Sami Habbab’la evlendi...

Ben burda boğazına kadar kapitalizme batmış bir tasavvuf ve tarikat anlayışını reddediyorum... Topbaşlar, Ya tarikat'ı seçsinler ya da kapitalizmi... Gelecek onlar için daha karanlıktır, uyarıyorum...

Erenköy Cemaatinin tarihi kökleri Nakşi-Halidi kolundan Mehmed Esad Erbili Hocaefendi'ye dayanıyor... Esad Hoca, 1930 Menemen Provakasyonu'ndan sorumlu tutulmuş, idamla yargılanırken, ilahi tecelli vefat etmiş, idam kararı onanınca oğlu yerine asılmıştı... Vefatından sonra halifesi ve talebesi Mahmut Sami Ramazanoğlu, Erenköy Cemaatinin temellerini atmış ve liderliğini yapmış... Ramazanoğlu'nun vefatından sonra cemaat üçe bölünmüş: Bir grubun liderliğini Yeni Şafak yazarlarından Ahmet Taşgetiren, diğer grubun liderliğini de eski MSP Milletvekili Merhum Tahir Büyükkörükçü hoca yapmış.. Cemaatin en büyük ve en sosyetik kanadının liderliğini de Musa Topbaş yapmış...

Eymen Topbaş'ın kardeşi Faruk Topbaş'ın eşi Ghade Şakir'in akrabalık bağlarını daha önce yazmıştım: Ghade Şakir, Samiha Şakir'in kızı... Samiha Şakir'in kardeşi Mehmet Rıfat Pekiş'in üç kızı:

a) Yüksel Pekiş, modacı Zeynep Fadıllıoğlu'nun annesidir. Yüksel Pekiş'in eşi Fehmi Behlil'in eniştesi Rasih Nuri İleri, Türkiye'nin en köklü sosyalist ailesinin bir ferdi olduğunu hatırlatıyorum... İleri'ler hakkında bilgi isteyenler, Silsile: Sevinin gizli kurmayları adlı çalışmama bakabilirler...
b) Melike Pekiş, modacı Rıfat Özbek'in annesidir.
c) Cenap Pekiş, Fuat Egeli'nin annesidir... Cenap Pekiş'in eşi Şerif Egeli, Özal'ın danışmanlarından...

Topbaşlar'ın sosyetik ilişkileri hakkında bilgi edinmek isteyenler, Posta Gazetesinin ikinci sayfasından faydalanabilirler...

Okan Bayülgen'den yola çıktık Topbaş'lara geldik, Topbaş'lardan devam edelim...

Aileden diğer ünlü isim Anayasa Mahkemesi Başkan vekillerinden Osman Paksüt... Osman Paksüt'ün babası, CHP Milletvekili ve 27 Mayıs'tan sonra kurulan kurucu meclis'te anayasa komisyonu başkanvekili... Elmalılı Hamdi Hoca, Emin Paksüt'ün dayısı oluyor... Yani Emin Paksüt'ün annesi Şerife Hanım, Elmalılı Hamdi Hoca'nın kız kardeşi...

Emin Paksüt'ün oğlu Osman Paksüt, hukukçu genlerini aslında baba değil ana tarafından almış, Çünkü annesi Fatma İstiklal Çetinkaya, İstiklal Mahkemesi başkanlarından ve Gazi Paşa'nın cellatlarından Kel Ali ünvanlı Ali Çetinkaya'nın kızı...

Kel Ali ünvanlı Ali Çetinkaya'yı Kelebekler Sonsuza Uçar, İskilipli Atıf Hoca Filminden de hatırlayabiliriz... idam fetvasını vermişti...

Bu arada Türkiye'nin en büyük iki yönetmeni Mesut Uçakan ve merhum Yücel Çakmalı'ya selam... Güzel eserleri için Sağ olsunlar...

Birde Elmalılı Hamdi Hoca'nın daha sonra adı CMKP ve daha sonra da MHP olacak Türkiye Köylü Partisi Kurucusu ve 27 Mayıs'tan sonra kurulan AP'nin kurucusu oğlu Muhtar Yazır var, ama burada bırakıyorum, çünkü çok tepki geliyor, "çok isim yazıyorsun kafamız karışıyor" diye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder