17 Aralık 2014 Çarşamba

Esin Afşar

esinafsar
Güle güle Cumhuriyet kızı
1999 yılında boynundaki ağrılar nedeniyle hastaneye yattığında, bu rahatsızlığın sandığı gibi olmadığını, beklenilenden uzun süreceğini bilmiyordu Esin Afşar. Boyun ağrılarını izleyen menenjit bilincini yitirmesine neden olmuş, 4 ay boyunca hastanede yatmak zorunda kalmıştı. Hastaneden çıktığında çok büyük sıkıntılar çektiğini anlatıyordu. Öteki tarafa gidip geldiğini söyleyerek yaşadığı karabasanı unutmaya çalışıyordu.
Bu kez geri dönmeyi başaramadı.
Milliyet Gazetesi’nde kendisi ile yapılan bir söyleşide, medyada sıklıkla yer almamasını “Dedikodulu bir hikayem yok” (19 Şubat 2002) diyerek yanıtlıyordu. Renkli medyanın ilgisini çekmek için paparazzi programcılarının “Şok şok şok, az sonra” diyerek kullanabilecekleri, tüketebilecekleri uçuk ve ucuz bir yaşamı olmamıştı. Onu televizyonda görmek isteyenlerine yanlış kanalda olduklarını anımsatıyordu. Çok izlenen, eğlence ve dedikoduyu yayıncılık sanan medya ile yolları ayrılmıştı. Birbirlerinden hoşlanmıyorlardı. Oysa arı gibi çalışıyor, konserler veriyor, albümler çıkarıyor, çocuklar için Andersen’in “Kırmızı Pabuçlar”, Rüveyde Sinanoğlu’nun “Gül Prenses”ini oyunlaştırıyordu Esin Afşar. Çocuklara bir de “Pembe Uçurtma” adlı müzik albümü yapmıştı. Nzım Hikmet çalışıyordu. (Aydınlık Gazetesinden..)
esin_afsar_yasam esinavsar
Esin Afşar, bir diplomat olan babası Nüzhet H. Sinanoğlu'nun görev yeri nedeniyle İtalya'nın Bari şehrinde doğdu. Nüzhet Sinanoğlu, diplomat kişiliğinin yanı sıra yazardı da. Ayrıca Atatürk'ün isteğiyle İtalya'da faşizmi incelemiş ve Faşizm ve Onun Devler Sistemi kitabını yazmıştı. Esin Afşar'ın annesi Rüveyde Sinanoğlu, gazeteci ve yazardı. Özellikle İtalyan çevirmeleri ve yazdığı Çocuk Masalları ile tanındı. Nüzhet Sinanoğlu'nun ilk eşinden olma üç oğlu vardı. Samim ve Suat Sinanoğlu 35 yaşlarında profesör olmuşlardı. Halen Türkiye'nin en genç profesörler ünvanını taşıyan kişilerdir. Aydın Sinanoğlu ise Avrupa Konseyi'nde Basın Bölümü Başkanı olarak çalıştı. Nüzhet Sinanoğlu'nun ikinci eşi Rüveyde Sinanoğlu'ndan 26 yaşındayken Amerika Yale Üniversitesi'nde profesör olmuş (ki dünyanın en genç profesörü ünvanı onundur), dünyada Türk Einstein'ı olarak ün yapmış, Time dergisine kapak olmuş, dahi Oktay Sinanoğlu doğdu.
Esin doğduktan 3 yıl sonra Nüzhet Sinanoğlu hayata gözlerini yumdu. Esin Afşar Ankara Koleji'nde okurken piyano bölümü sınalarına girdi ve buradan mezun oldu. Madam Hidalgo ve Madam Böhm'den şan dersleri aldı. Piyanist olarak girdiği Devlet Tiyatrorı'nde Muhsin Ertuğrul'un ''Sahnenin çukurunda olacağına üstünde ol'' isteğiyle oyuna başladı. 12 yıl boyunca çeşitli oyunlarda oynadı. Bu dönemde tiyatro oyuncusu Kerim Afşar ile evlendi ve kızı Pınar doğdu.
e2(1)
Fantastiks adlı bir müzikolde oynarken, Erkan Özerman'ın teklifiyle müziğe dönme kararı aldı. Ankara Bulvar Palas'ta hafif müzik tarzında şarkılar söylemeye başladı. Önceleri İngilizce, Fransızca ve İtalyanca şarkılar söylüyordu. Ruhi Su ile çalışmaya başlayınca folk müziğe yöneldi. Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil onu Diplomatik Sanatçı ünvanıyla Macaristan'a gönderdi. Avukat Cemil Demirsipahi'nin yönettiği Kul Ahmet'in Türküsü Yoh-Yoh ona ün sağladı. Bu türkü Antuan Şoriz'n Disco Plak şirketinden 45'lik plak olarak 1969'da çıktı. O günden sonra Bayan Yok-Yok diye anıldı. Plağın arka yüzünde Aşık Veysel'in Karatoprak'ı bulunuyordu.
DSC_0145 5287918174_76921fd490_o
1969'da Yunus Emre'den bestelediği Bana Seni Gerek Seni ile Ankara'da Hafif Batı Müziği Düzenleme Ödülünü aldı. Yine 1969 yılında Fransa'da Jacques Brel ile paylaştığı Dario Moreno Ödülü'nü aldı. Fransız televizyonuna çıktı. Monacca Prensesi Grace Kelly tarafından televizyon festivallerine davet edildi. Gilbert Becaud ve Josephine Baker ile konserler verdi. Romanya'da Brşov uluslararası müzik festivaline katıldı. Kritik Ödülü'nü aldı. 1970 yılında Türkiye'de yılın en iyi şarkıcısı seçildi. Aynı yıl Bulgaristan Uluslararası Altın Orfe Müzik Festivali'nde üçüncü oldu. Dışişleri tarafından gönderildiği Napoli'de bir dizi konser yaptı. Sabiha Keyn'nin dizayn ettiği Yok Yok kostümünü katıldığı festivallerde, televizyon programlarında giymeye başladı. Çok sükse yaptı. 1972'de Türk Cumhuriyetleri'ne ve Moskova'ya gitti, programlar yaptı. Tokyo'da, Seul'de Hong Kog'da verdi, televizyona çıktı. Aynı yıl Sofya televizyonu için program yaptı. 1973'te davet üzerine İsrail'e gitti. Kudüs Tiyatrosu'nda konser verdi. İngiltere, İtalya, Belçika ve Tunus'a gitti, konserler verdi. 1974'te Avusturalya'ya gitti. Sidney ve Melbourne'de konserler verdi. 1975'te ikici evliliğini Şener Aral ile yaptı. 1976'da oğlu Aydıncan Aral doğdu. 1975'te İsrail'de düzenlenen Akdeniz Halk Şarkıcıları Festvali'ne katıldı, dördüncü oldu. Antuan Şoriz Disco Plak'tan ayrılmış Diskotür'ü kurmuştu.
5287918484_db9e826118_o BASARILI KADINLAR
Esin Afşar ile birlikte çalışmışlar Sanatçının Kaderi plağını yapmışlardı. ''Alkışlarla alkışlarla açılırdı perdeler, Kahkahayla kahkahayla coşardı seyirciler.'' 1980'de İngilizce'den çevirdiği Kırmızı Pabuçlar, Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatorları'nda 4 sene oynadı. 12 Eylül'den sonra 5 yıl TRT'den yasaklandı. 1982 yılında Bilge Erenus'un yazdığı tek kişilik oyun Kelaynaklar'da oynamaya başladı. İki yıl oynadı. 1986'da Dünün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri adlı uzun çaları piyasaya çıktı. Aynı yıl Orient Express ile Avrupa Festivali'ne katıldı. Aynı yıl Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle kendi besteleri ile Yunus Emre kasedini hazırlamaya başladı. Kaset 1990'da piyasaya çıktı. 1991'de İngilizce'sini hazırlayıp dünya piyasasında yayınladı. 1991'de Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu'da konserler yaptı. 1993'te Mevlana-Yunus Cd'si yayınlandı. Sofya'da konserler verdi. Aynı yıl Fransa'da Nazım Hikmet'in 30.ölüm yıldönümü nedeniyle onun şiirlerinden bestelenmiş şarkılar söyledi. 1995'te Atatürk şiirlerinden bestelenmiş CD'yi hazırladı. Truva Kültür ve Sanat Ödülleri verilirken Çağdaş Halk Müziği ödülünü aldı. Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, Abidin Dino, Ayla-Beklan Algan, Adalet Ağaoğlu, Vera Hikmet ile dostluklar sürdürdü Türkiye'nin ünlü simaları ile konserler verdi, tiyatro sahnelerini paylaştı. Birçok derneğe üyedir.
0000305826 0000305823
Yurtdışı Konserler ve Etkinlikler
Devrin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil tarafından "Diplomatik Sanatçı" unvanı ile parlamenterlerle birlikte konserler vermek üzere Macaristan'a gönderildi.
1969 yılında Jacques Brel ile birlikte "Dario Moreno" ödülü aldı. Fransız televizyonunda "Tele Dimanche" ve "Midi Magazin" programına çıktı. Aynı yıl Monaco Prensesi Grace Kelly tarafından "10 televizyon festivali" ne davet edildi. Gilbert Becaud ve Josephine Baker ile konser verdi. Romanya Braşov Uluslararası Müzik Festivalinde, "Eleştirmenler Ödülü"nü aldı.
1970 yılında Türkiye'de yılın en iyi şarkıcısı, Bulgaristan'da Uluslararası Altın Orfe Müzik Fesivali'nde de üçüncülük ödüllerini aldı. Dışişleri tarafından gönderildiği İtalya'da (Napoli) konser verdi. 1972'de Japonya'da (Tokyo) bir konser ve TV programı (NHK) yaptı. Aynı yıl Sofya Televizyonu için program yaptı. Bir davet üzerine 1973 yılında İsrail'de Kudüs Tiyatrosu'nda konser verdi. Aynı yıl Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın isteği üzerine İngiltere, İtalya, Belçika, Tunus'da; 1974'de ise Avusturalya'da Sidney ve Melbourne' da konserler verdi. 1975'te İsrail'de "Akdeniz Halk Şarkıları Festivali"ne davet edildi ve Selmi Andak'ın bir bestesiyle dördüncülük ödülünü aldı. 1980'de İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nde ve 1981'de yine İstanbul Hodri Meydan Kültür Merkezi'nde birer konser verdi.
esin-afsar-80039 esin-afsar-80038
1980'de İngilizce'den çevirdiği "Kırmızı Pabuçlar" 4 yıl Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları'nda ve TV'de oynadı.
1982-83 yıllarında Bilgesu Erenus'un tek kişilik tiyatro oyunu "Kelaynaklar" da oynadı.
1985'te Fransa turnesine çıktı ve 1986'da Paris Şehir Tiyatro'sunda konser verdi. Aynı yıl "Dünün ve Bugünün Türkiyesi'nden Şarkılar ve Şiirler" adlı ilk uzunçaları piyasaya çıktı (Paris'te Horizon plak şirketi tarafından). Fransa'da sürekli konserler vermektedir.
1986'da "Orient Express 1. Avrupa Festivali"ne katıldı (France Culture Radyosu 4 gün yayınladı).14 Kasım 1987'de Turizm Bakanlığı tarafından davet edildiği İsviçre'nin Zürih kentinde bir konser verdi.
1988 Ocak ayında Paris'te Orient Occident Mediterrance Festivali'nde Fransa'dan Guilletto Greco, Yunanistan'dan Iren Papos gibi ünlü sanatçıların katıldığı bir festivalde solo program, ayrıca 6 radyo, 5 TV programı yaptı.
1988'de Lozan'da (İsviçre) "La Faux Nez"de konserler verdi.
1989 Haziran'ında Fransa'nın Moulouse kentinde "Racine" Festivali'ne katıldı (Onbin seyircili, göl üzerinde kurulu sahnesi olan).
esin-afsar-80033 esin-afsar-80035
1989 Yunus Emre beste çalışmalarını kaset olarak hazırlamaya başladı (Kültür Bakanlığı desteğiyle). Kültür Bakanlığı tarafından hazırlatılan "Yunus Emre" filminin müziği de bu bestelerden biri olan "Bir ben vardır bende benden içeri" dir. Bu kapsamda hazırlanan filmlerden olan "Mevlana" filminde ise sunucuyu oynayıp, "Ne olursan ol yine gel" şiirini besteleyip eşliksiz olarak filmde seslendirdi (Bu film yabancı ülke TV'leri için hazırlatılmıştır).
1990, 18 Mayıs Fransa'da Audincourt'da ırkçılığa karşı düzenlenen festivalde Polonya'lı, İspanyol, İtalyan, Portekiz, Cezayir, Tunus'lu sanatçıların katıldığı festivalde bir konsere davet edildi. Annesinin (Basın Şeref Kartı Sahibi R.S.) ölümü üzerine yaşlılar için bir kampanya başlattı. Boğaziçi Üniversitesi'nde gençleri örgütledi. Yunus Emre kaseti çıktı (kendi bestelerinden oluşan).
Yunus Emre kasetinin Talat Halman çevirisi ile İngilizcesini çıkardı (Kültür Bakanlığı tarafından çıkartılan CD ve kaset) 1991 Yunus Emre yılı dolayısıyla Kültür Bakanlığı tarafından yurtiçi ve yurtdışı (Amerika, Avrupa, Uzakdoğu ) konserleri verdi.
1991 İstanbul Festivali kapsamında AKM'de bir konser verdi.
1992 Mevlana kasetini bitirdi (CD ve kaset-Kültür Bakanlığı)
1993 Mevlana-Yunus CD'si hazırlığı yapılıyor.
1993 Haziran'ında Ankara ile Sofya'nın kardeş kent ilan edilmeleri nedeniyle Ankara Büyük Şehir Belediyesi'nin düzenlediği bir konser verdi (Sofya'da)
1993 Kasım Fransa (Strasbourg ve Moulhause kentinde) Nazım Hikmet'in 30. Ölüm Yıldönümü nedeniyle Nazım'ın şiirlerinden bestelediği bir programla iki konser verdi.
2001 ABD Florida'da bir konser ve radyo programı yaptı.
2002 ABD Atlanta'da Nazım konseri
esin-afsar-80041 esin-afsar-80037
Yurtiçi Konserleri
1994 için Yapı Kredi Bankası Kültür Hizmetleri kapsamında "Esin Alaturka" isimli eski Türk Müziği şarkılarının yer aldığı çok sesli, kaset ve CD çalışması.
1995 "Atatürk" CD'si Yapı ve Kredi Kültür Hizmetleri kapsamında çıktı. Bunların 2000 tanesi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne armağan edildi.
1998 - 1999 Caz Yorumuyla Aşık Veysel CD'si çıktı.
2000 Pembe Uçurtma isimli çocuk CD'si çıktı.
2002 CRR Şiir ve Şarkılarla Nazım Hikmet konseri
2003 Şiir ve Şarkılarla Nazım Hikmet konseri
2004 Mistik Esintiler konseri CRR konser salonunda, ressam Günseli Kato'nun doğaçlama çizimleriyle
2004 Ahmet Yasevi CD'si.
2005 Şiir ve Şarkılarla Atatürk konserleri. İstanbul, Ankara, Sakarya, Eskişehir, Sivas vs.
ülke çapında üniversiteler ve dernekler aracılığıyla sürmekte.
esinafs artam
Dernek Çalışmaları
1994 Şubat Atatürk Kültür Merkezi'nde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin organize ettiği iki buçuk saatlik konserinde "Atatürk" şiirinden bestelenmiş iki şarkıyı da yorumladı. 1995 Yapı Kredi Bankası Kültür Hizmetleri kapsamında "Atatürk" CD çalışması yakında piyasaya çıkmak üzere tamamlandı. Birçok dernek çalışmaları da olan Esin Afşar'ın üyesi olduğu derneklerden bazıları şunlardır;
-Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
-Atatürkçü Düşünce Derneği
-Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı
-Türkiye - Yunanistan Dostluk Derneği
-Sokaktaki Çocukları ve Gençleri Koruma Derneği
-Sigarayla Savaşanlar Derneği
buyuk-esinafsar
Albümleri
2010 / Esin Afşar - Odeon Yılları
2010 / "Büyük Türk Şairi, Dünya Şairi : Nazım Hikmet"
2006 / Söz: Çiğdem Talu (Kolektif)
2002 / Yunus Emre & Mevlana Şarkıları
2000 / Nazım Hikmet Şarkıları
1999 / Caz Yorumlarıyla Aşık Veysel
1998 / Pembe Uçurtma
1998 / Özlem
1997/ Atatürk
1995 / Esin Alaturka
1991 / Yunus Emre
1987 / Ruhi Su'ya Türkü
1986 / Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri
DSC_0167
45'likler
1976-Zühtü / Kaz
1976-Hacer Hanım / Ben Olayım
1975-Sanatçının Kaderi / O Pencere
1975-Canı Sıkılan Adam / Yiğidin Öyküsü
1974-Sandığımı Açamadım / Güneşe Giden Gemi
1974-Dert Şarkısı / Niye Çattın Kaşlarını
1971-Gel Dosta Gidelim / Sorma
1971-Sivastopol / Küçük Kuşum
1971-Diley Diley Yar / Yaprağı
1971-Yağan Yağmur / Çatladı Dudaklarım Öpülmeyi Öpülmeyi
1970-Kara Toprak / Yunus (Bana Seni gerek Seni)
1970-Yoh Yoh / Bebek (Bir Masal Türküsü)
1970-Allam Allam Seni Yar / Drama Köprüsü
1970-Halalay Çocuk / Güzelliğin On Para Etmez
1970-Gurbet Yorganı / Elif
1970-Niksarın Fidanları / Aliyi Gördüm Aliyi
1970-Allam Allam Seni Yar / Yoh Yoh
5287317085_c2eb76a5e9_o

Diğer Çalışmaları
yasamimdan_esintiler_200812101921 diger_clip_image002 diger_clip_image001
Kitap ve Çeviriler
-Yaşamımdan Esintiler-Türkiye İş Bankası Yayınları
-Anılar Yanıltır mı?-Arion Yayınevi
-Sefername II-Beril Yayınları
-Gezi Anıları - Derleme
-Kırmızı Pabuçlar-Fok Yayınları / İstanbul 2001
-Gül Prenses-Fok Yayınları / İstanbul 2001
Sinema Çalışmaları
diger_clip_image005
-Neredesin Firuze
Tür: Komedi
Yönetmen: EZOP (Ezel Akay)
Senaryo: Remzi Jöntürk
Süre: 126 dakika - Dil: Türkçe - Yapım Yılı: 2003
Müzik : Sunay Özgür / Ender AKAY
Görüntü Yönetmeni: Levent Kazak, Hayk Kirakosyan R.G.C.
Oyuncular: Haluk Bilginer, Özcan Deniz, Demet Akbağ, Cem Özer, Ruhi Sarı, Ragıp Savaş, Şebnem Dönmez, Uğur Uludağ, Janset, Güner Özkul, Ahu Türkpençe, Kemal Gökhan Gürses, Rıza Sönmez, Zeynep Eronat, Ata Demirer, Erol Büyükburç, Derviş Zaim, Esin Afşar, Fatih Ürek, Hamdi Alkan
esin-afsar-80040
Tiyatro Çalışmaları
Muhsin Ertuğrul'un genel müdürü olduğu Devlet Tiyatrolarında 12 yıl oynadı. Bu oyunlardan birkaçı:
-Aşk Acısı / Kerim Afşar'la
-Dünkü Çocuk
-Tahta Çanaklar /Yıldırım Önal Muazzez Kurdoğlu
-Dışarıdakiler / Kerim Afşar'la
-Poker Partisi / Kartal Tibet'le (Meydan Sahnesinde konuk sanatçı olarak)
Bunların dışında Fantastiks isimli müzikalde ve 1981yılında da, Bilgesu Erenus'un tek kişilik müzikli oyunu Kelaynaklar' da oynadı. Oyunun yönetmeni bir süre önce yitirdiğimiz Mehmet Akan idi.
esinavar
TV Çalışmaları
ETV için "Onlar Hep Genç" isimli TV programını hem hazırladı hem de sunuculuğunu yaptı. 10 bölüm olarak hazırlanan programın içeriği, insanlar biyolojik olarak yaşlansalar da manevi olarak yaşlanmamak ellerindedir mesajı üzerine kuruluydu. Semiha Berksoy, Necdet Mahfi Ayral, Türkiye'nin ilk tarih öğretmeni, ilk kütüphanecisi gibi, en gençleri 80 yaşlarında ve hala faal olan kişilerle söyleşileri içeren, ayrıca müzik ile de renklendirilen keyifli programlar oldu her biri.
Mektuplar
mektup_1b mektup_2b mektup_3b
Onunla yapılan bir röportajdan.. (Hülya Ünlü Mavigözlü )
Çocuklarıma Ödüllerimi Ve Onurumu Bırakıyorum
-Çocuklarınıza ne bırakıyorsunuz bunca yaşanmışlıktan sonra?
Ödüllerimi ve onurumu bırakıyorum çocuklarıma. Başka bir şey bırakamıyorum maalesef. Kerim Avşar da aynı şeyi kızına demiş. Benim ilk eşimdir o. O da öyle demiş ‘Evladım benim sana onurumdan başka bırakabileceğim bir şeyim yok!”
Hayatın Sırrı Küçük Mutluluklarda Gizli
-Dolu dolu 75 yılı geride bırakıyorsunuz, yaşamın bir sırrı var mı, onu çözdüğünüze inanıyor musunuz?
Neye göre mutluluk sorusu önemli… Hanlar, yatlar, katlar ve parayla mı gelir mutluluk? Bana göre değil. Ben bir karikatür gördüm yıllar önce Tan Oral’ın yaptığı. Onu hiç unutamadım. Bir at gidiyor otları yiye yiye yiye yiye gidiyor. Önde bir sarı çiçek çıkmış papatya onu atlıyor ondan sonra yemeye devam ediyor. Beni çok etkiledi hatta Tan Oral’ı tanımazdım, telefon açtım tebrik ettim, sonra dost olduk. Yani mutluluk bunları görebilmek. Ben bunu bir başkasına gösterdim mesela,
“Eeee gördüm ne var Allah Allah” dedi.
-Gündelik küçük mutlulukları görebilmek mi önemli?
Elbette bu çok önemli. Mutluluk insanın kendi içindedir başka yerde aramanın alemi yok. yatla katla parayla olmuyor bu. Dediğim gibi ufak şeylerden tad alabilmek zevk alabilmek bir mutluluktur. Ben mesela şimdi en çok torunlarımla birlikteyken büyük bir mutluluk duyuyorum.
-Benim en büyük zaferim dediğiniz şey nedir?
Ben hemen hemen hiçbir sanatçıya nasip olmayacak bir sanat yaşamına sahip oldum. Bu çok doyurucu bir şey. Gerçekten dolu dolu bir sanat yaşamım oldu ama doydun mu diyeceksin hayır. Benim şimdi ciddi rahatsızlığım da var ama beni hayatta tutan beni iyi edecek olan gene de konserlerim, bir takım etkinliklerdir.
-Peki yeniden başlasanız hayata yine sanatçı mı olmak isterdiniz?
Gene bu meslekte, gene bu aynı hayatı sürdürmek isterdim. Yine müzisyen olmak isterdim.
-Bundan sonraki hayalleriniz neler? Herkesin bir emeklilik hayali vardır ya…Ben sahnede ölmek isterim ölene dek sahnede olmak isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder