3 Nisan 2015 Cuma

Samiriler



Tarihçe:
Samirilerin menşei hakkında farklı görüler bulunmaktadır.
İlk olarak Samirilerin aslında Yahudi olmadığını savunan Yahudiler bulunmaktadır. Onlara göre“Samirî” kelimesinin İbranice karşılığı olan “Şomronim”, “Şomronim şehrinde oturanlar anlamında kullanılır. Bu şehir İsrail krallarındna kral Omri tarafından (MÖ. 885) kurulmuştur. Daha sonra Asurlular burayı yıkıp yok etmiş ve buradaki Yahudileri Asur topraklarına sürerek Asurluları yerleştirdiler. Bunar arasında Kuta’dan getirilen “Kutîm” denen kavimde vardır. (II. Krallar 17:26) İşte Samirileri bu gruplar oluşturur. Bundan dolayı Samirîler utîm diye de anılır.[1] Yahudileir göre Samirîler yarı putperest bir kavimdir. [2]
Eski ahidin II. Krallar kitabında belirttiğine göre Samirîlerin gerçekte Yahudiliği benimsemedikleri ancak aslanlarda korktukları için Yahudiliği öğrenmiş oldukları ancak yine putlara tapmaya devam ettikleri kabul edilir..[3] Yahudiler ile Samiriler  arasında ilk ayrım I. Sürügünden sonra mabed inşaatında olur, Yahudiler onları inşaata almazlar.[4]
her ne kadar bazı Yahudiler Samirileri tam Yahudi saymasa da Babil sürgününden sonra bölgede kalan Yahudilerle samirîler arasında iyi ilişkiler kurulmuştur. MÖ 538 de Persliler ile Babillilerin savaşından galip çıkan Persliller Yahudilere geri dönme ve mabedlerini yeniden inşa etmelerine izni vermişlerdir.Bu dönemde Samirîler de mescidin inşasında göreva almak istemişler ancak Yahudiler bu teklifi kabul etmemişlerdir. [5]
Yahudilerle ayrışma ve Gerizm Dağı.
Yahudiler ile Samirîler arasında en kesin ayrılıklar Ezra zamanında vuku bulmuştur. Ezra önce Samirileri ile karışık evlenmeyi yasaklamış, sonra onlarla olan bağı tamamen koparmak için Yahudi tevatının yazı dilini İbraniceden Asur yazı karekteri ile değiştirmiştir. Ezradan sonra Nehamya da aynı yolda devam etmiştir.[6]
Tarih boyunca Yahudiler Samirilieri hep dışlamışlardır. Halen günümüzde Ortodox Yahudiler samirileri dini mirasın meşru varisleri olarak kabul etmemekle beraber İsrail Devleti onları tanımaktadır. Samirîler ise Yahudilerin bu görüşünü şiddetle reddetmişlerdir. Onlara göre gerçek isimleri “görü, gözetmek, bir şeyi dikkatle izlemek” anlamındaki İbranice “ŞaMeR” sülasi fiilinin ismi faili olan Şomer kelimesinin çoğulu “Şomerim”dir. Bu isim onlara eski dini geleneklerine bağlı kalmalarından  ve dinlerini gözettiklerinden dolayı verilmiştir.. Onlar İsrail’in büyük kabilelerinin kalınıtları olup Yakup oğullarının soyundandır. Kohenler sınıfı Yakup’un oğlu ,Levi’den, Layikler sınıfı ise Efraim ile Menasseh kabilelerindendir.[7] Mö 420 yılında Geriz Dağnı Kendilerine mabed yapmışlardır. [8]
Kelimenin bie diğer menşei olarak Ebu’l-Feth şunu belirtir. Samirî tarihçi Ebû’l-Feth samirilerin ayrımın Kohen Eli zamanında olduğunu söyler. Kohen Eli Yeşu zamanında Gerizm dağinda kurulan toplanma çadırını (Ohel Moed) Şilo denen yere taşımış ve bir mabed inşa ederek kurbanlarını burada takdim etmeye başlamıştır. İsrailoğullarından bir grup Eli’ye muhalefet ederek orada kalmışlardır.  Oradan ayrılanlar hak yoldan ayrılmış orada kalanlara ise Allah’ın Tevratını gözetenler anlamında  “Şomrim” olarak anılmışlardır.[9]
Tarihleri:
İskender istilası
Mö 420 Garizm dağındaki mabed inşa edildi. Yüz yıl sonra  (332 ) İskender istila etti. Yahudiler teslim olurken onlar savaştılar. İskender on yıl sonra ölünce burası Ptolome’nin oldu. Samiriler ona da isyan ettiler. Bu sefer Yahudiler ile  beraberdiler ama yenilip Mısıra sürüldüler. İşte bu sırada Yahudi Tevratı ortaya çıktı.[10] Mö 150
Yahudi devleti hakimiyeti:
MÖ 135 yılında Yahudi devleti kuruldu ve MÖ 120’de Samirîlere saldırdılar. 109 yılında Samirîler isyan etti ama kaybetti ve Garizm dağında ne varsa hepsi yerle bir edildi ve sürüldüler.[11]
Roma devri:
MÖ 56 Roma valisi Yahudilere cepha aldıkları için mabetleri yeniden inşa edildi. Daha sonra ms. 80 civarı Romaya isyan ettier ve mabetleri yerle bir edildi. sonr aromalalıar tekrar nmabeterini yatılardıysa da 484 yılındaki isyanlarından sonra tamamaen yıkıldı bi daha da yaılamadı.[12]
Pek ok kez isyan ettiklerinden ve yularınd sürüldüklerde dolayı yazılı kaynkları ms 4 yy. sonra vardır. Öncekilier tahrib edilmiştir.
Hırıstiyhnalra karşı tutumları
Hırıstiynları tuttulükları hatta isayı m,safir edip çoğunu saya bait ettiğine dair işaretler vardır. Ancak herne kadar bazıları hırıstiyanlığı kabul etselerde sonralrı karşı çıkmış bizasa isyan etmiş kiliseleri yakmışar 6 yy. isyandan sonra jüstinyen amme vasfesşne kabul edilmeyeceğini, miras ve mal sahi olamayacaklarını ve tam bir istibdata maruz kalmışlar Müslümanlar akadar bu böyle devam etmiştir. Müslümanlar onları Yahudilerden ayrı kabul etmemişler. Aynı haklara sahip olmuşlardır.
Tevrat:
Yahudiler ile en önemli farklardan biri tevratın sadece torayı kutsal kitap kabul ederler. İman esalarnı tora oluşturur. Nevim ketuviim mişna talmut geçersizdir. [13]
İki tarafta farklı açılardan olaya yaklaşmışlardır. Konu ile ilgili ilk araştırmacılardan olan Moses Gaster Samirelerin iddialarını daha tutarlı olduğunu belirtir.[14]
Samirîler kapalı toplum olarak uzun yıllar varlıklarını devam ettirdiler XVII yuzyılın ikinci yarısında hırısityanlar yeni ahit kitaplarında zikri geçen samirî mezhebinin (matta 10:5 Luka 10;33, yuhanna 4:7-40, resullerin işleri 8:9) varlığındna haberdar oldular.[15]
Kutsal kitaplarını yabancılar vermek istemezerdi hatta hatta ibn hazm da onlaın kitaplarına ulaşamadığını söyler. Ancak 1616’da İbranice bir metin ile talgumunu Valle elde etmeyi başardı.[16] samirî tevratının tevratın yunanca tercümesi olan Septuagint ile pek konuda uzlaştığı gözükmetteddir. Bu da yunanca tercümede samirî metnine yakon bir metin kullandıklarını gözetir. Yahudi massoratik metin ile aralarında büyük farklar vardır.
Bu kkitapşardaki farklar hırıstiyan dünyasına da yansımıştır. Katolik kilisesi samirî tevratını diğerlerine karı bir silah olark kullanmıştır. Massoratik tevratı otoratisini pek sahih görmez. Protestanşar ise Yahudi massoratik tevratı esas kabul edel ilk dönemde bazı araştırmaılar bı samirî metninin Yahudi tevratından acemice yapılan bir kopya olduğun söyleselerde bu daha sonra yanlışlığı ispat edimiştir. [17]
1920lerde moses goster samirilerin tevratınınn daha eski olduğunu ortaya koymştur.
İki evrat arası farklar:
1- kıblegah: Yahudilerde Kudüs samirilerde nablustaki garizm dağı. Nedeni rabbin “geçeceği yer” kudusü yahudile  “geçtiği yer” garizm dağı olark samirilerin metinlerinde yer almasındadır.[18]
2- 10 emir samirî nüshalarında bu maddeer halindedir. Benden aşka Tanrı yok şelinde iki tevratta aynı başlar. komşunun evne tmah etmeyeceksin emrine kadar ufak farklılıklar olmakla beraber aynıdır. Yahudi tevratında iki emir olan karşımda başka ilahların olmayacakve kendin için put oymayacaksın emri samirilerde tek bir madde olara k zikredilmiştir. Onucu emir garizm ağı ile alakalıdır.
3- Yahudi etvratında tnrı yaratılışı 7 günde bitirdiği yazar oysa altı gnde bitirmesi gerek bu ayet siyak ve sıbakı ile elişir. Samirilerde daha tutarlıdır.
4- Tarihi veriler Yahudi tavratında mısırda kalma zamanı 430 yıl olarak yazarken samirileirde Kenan ve mısırd kalmanın bu kadar olduğu yazr bu daha tutarlıdır.
5- Öc günü ile alakalı öç ve intikam benimdir cnlesi samirilerde öç ve intikem gününde şeklinde yazımış ve farlı bir ahiret inancına neden olmuşur. [19]
SEPTUAGİNT
Tevratın yunanca tercümesi konusunda samirîler ve Yahudiler arasındaki tartışma yunan kral flatmaya kadar gelir o da 70 tane mütercime ayrı ayro odalarda tevratı tercüme ettirir. (MÖ 270)[20]
İman esasları:
-Tanrı birdir; eşi benzeri yoktur. İninsna mahsus his ve sıfatları yoktur. Tekvin ile yaratmıştır. Çok eskiden kendi öz milleitne örünmüştür. Geriz dağı onun meskenidir.
-Musa yegane peygamberdir. Bütün devirler için peygamberdir. O nübüvvetin şerefidir. Vahy onunla son bulmuştur.  O herkesten üstündür.
-Tora mükemmel ve tadır. Bütün zamanlar için geçerlidir. Hükmü nesedilemez. Bu kitap altı günde ve iğe şeylerden -önne yaratıldıd. Onu okuyan ebedi hayata erişebilir.
– (cennet geriz dağındadır. Ebedi ikamet yurdudur.) kıpble geriz dağıdır. Nuh tufanıda sadece bu dağa su basmadı.
-Tahep ehir zamanda gelecek ve yeniden  hak dini ikame edecektir.
Ölülerin diriltileceği ve ödül ve mükafatın verilerceği öç ve mükafat günü olacaktır.[21]
 İnsan geriz dağının toprağından yaratıldı. Melekler ruhi alemin gözle görülemeyen varlıklarıdır.
 Mesihe intizar.ileride bir mesihin geleceğini yine tora dayanarak iddia ederler. Bu gelecek peygamberin ismi “m” harfi ile başlayacak. Bin yıl yaşayacak. Mabeid inşla edecek. Ne zaman geleceğini sadec Allah bilir. [22]
İbadet:
Samirileirn ibadeti Müslümanlarınkine çok benzer. Müslümanlar gibi abdest alırlar ve tevratten bölümler okurlar. İbadet dili aramcadır. Sinagogları müslümnlarınki gibidir. Masa sandelye yotur. İbadetlerinde ruku secde vardır. Bazıları bunu uzun süre müslümnlardal beraber kaldıklarından dolayı bir etkilerşi olarak kabul eder. [23]
Bu günkü durum:
İslamdan etkilendi kabul edilir. Sadce toraya inanır. Pek çokları dinelini değiştirmiştir. Sayıları çok azdır geriz dağı civarında yaşarlar.şam mısır gibi bölgelerde zaman zaman varlık alanına çıksalarda yok olup gittiler. Asimile oldular. Esenler, Sebiiler, Gorteniler, Dostiler gibi gruplara ayrılırlar.[24]

[1] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 97; Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 196
[2] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 197
[3] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 97
[4] İsmail Taşpınar, Duvarın Öteki Yüzü, s. 155
[5] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 98; Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 198
[6] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 199
[7] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 98-99; Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler tarihi, Ankara 2002, s. 246
[8] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 155
[9] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 99
[10] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 202
[11] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 203
[12] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s.204
[13] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 155
[14] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 99
[15] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 100
[16] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 100
[17] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s.101
[18] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 102
[19] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 103
[20] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 109
[21] Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, İstanbul 1997, s. 157; Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler tarihi, Ankara 2002, s. 247; Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 207
[22] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 211
[23] Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler tarihi, Ankara 2002, s. 248
[24] Yaşar Kutluay, İslâm ve Yahudi Mezhepleri, s. 211

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder