24 Ekim 2015 Cumartesi

'Ortadoğu Birliği'ne karşı küresel terör tuzağı

Seçime sayılı günler kala miting trafiği de hızlandı. Liderler, her gün 2-3 şehre giderek kitlelere seslenip, yeni dönem stratejilerini halka anlatıyorlar. Önceki gün AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Şanlıurfa mitinginin ardından yaptığımız uzun sohbete Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik de iştirak etti. Burada ekonomik anlamda derin ve kapsamlı bir sunum yapan Davutoğlu, “Ekonomik altyapısı olmayan siyasetçi, siyaset altyapısı olmayan ekonomistin başarılı olma şansı az” dedi. 
Türkiye'yi bir ağaca benzetti 
Ve sözü “Türkiye’deki istikrarı” hedef alan küresel güçlere getirdi: "Türkiye öyle bir ağaç ki o ağaç kurumaya yüz tutsa dibine bir parça su verirler. Ama ağaç büyüyüp, gümrahlaşsa bu sefer dallarını keserler.” Davutoğlu, belli çevrelerce oluşturulmaya çalışılan ‘Türkiye algısı’yla ilgili olarak şunları söyledi: “Biz statükoyu korumuyoruz, statükoyu zorluyoruz. Onun için rahatsız ediyoruz. Zorlamasak da bu işler olmayacak. Kendimize bir alan açıyoruz. O zaman bu ‘Türkler fazla oluyor’ diyorlar. Kimse kusura bakmasın, ‘fazla olmaya’ devam edeceğiz." 
Araya girip sorduk: “Kimler rahatsız?” 
Davutoğlu şöyle yanıt verdi: “Arap baharının arkasındakilere baktığınızda kimlerin rahatsız olduğunu net görürsünüz.” 
ORTADOĞU’YU BİRLEŞTİRECEKTİK 
Ve sözü 3 Ekim 2010’da Lazkiye’de gerçekleştirilen Türkiye-Suriye ortak kabine toplantısına getirdi: 
“O toplantının gündem maddelerinden biri de Türkiye ve Suriye arasındaki modelin Ürdün ile Lübnan’ı da içine alıp 4 ülkeli Levant ortak pazarını kurmaktı. Eğer bu hayata geçseydi; Beyrut bizim yatırımcılarımız için bir liman olacak, Ürdünlülerle birlikte Akabe’de bir organize sanayi bölgesi kuracaktık. Gaziantep’ten Şam’a hızlı tren projemiz hayata geçecekti. Irak da daha sonra 'biz de katılalım' diye müracaatta bulundu. Bu birlikteliğin para biriminin de Türk Lirası (TL) olması üzerinde anlaşmaya yakındık. Bu durduruldu. Irak ve Suriye’de aynı hat üzerinde DAEŞ ve Şii milisler ortaya çıktı. Böylece Türkiye’nin önünü kestiler. 
Sadece Irak’ta tek projede 12 milyar dolarlık müteahhitlik taahhüdü almıştık. Libya’daki tutar 17 milyar dolardı. Bugün o bölgelerin tümü çökmüş durumda.” 
HER ŞEY MISIR DARBESİYLE DEĞİŞTİ 
“Ortadoğu’da dört esas üzerinde çalışıyorduk” diyen Davutoğlu konuyu şöyle detaylandırdı: "l Üst diyalog, l  Ekonomik işbirliği üzerinden barış, l Ortak güvenlik, l Çok kültürlü şehir yapılarının korunması. Ortadoğu’da demokrasi yerleşseydi, bugün yaşananların hiçbiri olmazdı. Bu dinamizm birilerini korkuttu. Aslında bu Büyük Ortadoğu Projesi’ne alternatifti. Tabandan gelen bir demokratik dalgayla bütünleşerek gelişen ekonomik yapıyla bir denge kurmaya çalışıyorduk. Ütopik bir proje değildi. 2013 yılında Mısır darbesiyle bu tablo değişti."
İşadamlarının haberi bile yok! 
Davutoğlu “7 Haziran öncesi işadamlarıyla toplandık. Bazı talepler getirdiler. Oysa çoğunu önceden açıklamıştık. Haberleri yok. Yazarlar da ‘hükümet popülizm yapıyor’ dedi. Kılıçdaroğlu 10 mislini açıkladı. ‘Vatandaşa dokunan vaatler’ diye başlık atıldı.” 
Annem doktor olmamı istemişti
Davutoğlu, hayatındaki dönüm noktalarından bir anekdotu şöyle paylaştı: “Öz annemi 4 yaşındayken kaybettim. Beni büyüten annem, tıp okumamı istedi. O dönemin gençlerinin zihninde olduğu gibi benim zihnimde de geri kalmışlığımız vardı. Bu nedenle sosyal okumak istedim. Tercihleri yaparken en üste İİBF’yi yazdım. Geri kalanların tümüne ise tıp fakültelerini sıraladım. Anneme gösterdim, gönlü oldu, ben de hem siyaset hem ekonomi okudum.”
Vaatlerin bütçeye maliyeti kuruşu kuruşuna 19.3 milyar TL 
DAVUTOĞLU, ekonomik verilerle ilgili ayrıntılı bilgiler paylaştı: "CHP ile MHP ile farkımız şu; onlar bilmedikleri bir bütçeden hesap edemedikleri afaki vaatlerde bulunuyorlar. Biz ise hesap edebildiğimiz bütçeden neyi harcayacağımızı bilerek konuşuyoruz. Vaatlerimizin toplam maliyeti 19,3 milyar lira. Dikkatinizi çekerim; yaklaşık 20 milyar demiyorum. Tam tamına 19.3 milyar lira. Hesabını kuruşu kuruşuna yaptık. Ama CHP ve MHP’nin vaatleri 150 milyar lirayı geçiyor. Üstelik vaatlerimizdeki teşvikler bize vergi, istihdam yatırım olarak zaten geri dönecek."
YA İSTİKRAR, YA PATİNAJ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasi istikrarda olumsuz bir gelişme olmaması durumunda hiç kimsenin merak etmesi gerektiğine ısrarla vurgu yaparak, "İstikrarda süreklilik içinde bir çizgi devam ederse bizim yakın dönemli volatilitelere dalgalanmalara dayanıklılığımız çok yüksek bundan şüphe olmasın" dedi. 
YENİ SIÇRAMA İÇİN GEREKEN...
Sıranın var olan yapıdan bir başka düzeye sıçramaya geldiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Bizim 12-13 yıl içinde yaptığımız şey aynı ekonomik çerçeveyi atıl kapasiteyi sonuna kullanarak geliştirmek oldu. Birinci nesil reformlarla sağladık. Demokratikleşme, hukuk reformlarla, ekonomik reformlar, şirket kurmanın kolaylaştırılması gibi. Şimdi ya daha yukarı sıçrayacağız, ya da patinaj yapacağız. Bu sıçramayı yaptırmamız için önümüzü görmemiz lazım. İkinci nesil reformlarla anlatmak istediğim niteliksel dönüşüm” dedi ve atılması gereken yeni adımları da örnekledi: 
ŞİMDİ MERKEZ OLMAK LAZIM
“Bölünmüş yol niceliksel bir dönüşümdür. Ama o kuşak üzerinde lojistik merkezler kurmanız, başka bir sınıfa geçtiğinizi gösterir. Eskiden transit geçiş noktasıydı Türkiye. Şimdi üretilen malların lojistik merkezlerde toplanıp uluslararası pazarlara ulaştırıldığı bir merkeze dönüşmek zorundasınız...”
Huzurla 1 Kasım’a! 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise bütçeyi değerlendirirken, “Öngördüğümüzden çok daha iyi bir performans var. Vergi tabanı genişledi yazarkasa pos cihazını birleştirdik; 11 milyar lira matrahımız arttı. 1 Kasım’a gönül rahatlığıyla gidiyoruz” dedi. 
Nelere kurban giderdi?
Davutoğlu, koalisyon dönemlerinin Türkiye’ye neler kaybettireceğine yönelik bir örnek vererek şöyle konuştu: "Türkiye büyük projelere imza attı. Örneğin enerjide TANAP. (Azeri gazını Avrupa'ya taşıyacak 10 milyar dolarlık proje.) Burada Türkiye Enerji ve Dışişleri bakanlıkları önemli rol üstlendi. Bu iki bakanlık farklı farklı partide olsaydı, acaba TANAP kolay gerçekleşir miydi? Parti başkanlarının onayını bekleseydik, hangi pazarlıklara kurban giderdi böyle projeler."
Taşeron işçilerle ilgili gereken talimatı verdi
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün, önce HAK-İŞ Genel Kurulu'na, ardından İzmir Bergama mitingine katıldı. Davutoğlu, HAK-İŞ'teki konuşmasında "Taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin ivedilikle sonuçlandırılması için gereken talimatları buradan veriyorum" dedi. 
Bergama mitinginde ise Davutoğlu, İzmir'in dev yatırımlarla yüksek teknoloji cazibe merkezi olacağını açıkladı ve müjdeleri sıraladı: "İstanbul - İzmir arası 9 saatten 3.5 saate inecek. İzmir, yüksek hızlı trenle Ankara'ya bağlanacak." 
Davutoğlu ayrıca yerel seçimlerde Binali Yıldırım'ın Belediye Başkanı seçilemediğini anımsatarak "Seçilseydi neler yapacağımızı görecektiniz" dedi. 
Davutoğlu'ndan önemli açıklamalar
Üniversitelilere bir yıllık maaş
“İşverene, sen genç bir işçiyi alırsan, ona bir sene iş başı eğitimi verecek şekilde işe alırsan bir senelik maaşı bizden diyoruz. Biz bunu şubat ayında açıklamıştık. Bunların bütçeye hiçbir yükü yok. Eğer o gençlere istihdam sağlarsak, o gençlerin boş gezmesini engellerken onlara iş başı eğitimi veriyoruz. 15-24 yaş arası 12.7 milyon gencimiz var. Bunların büyük çoğunluğu öğrenci. Mezun olanlardan ilk yıl 100 bininin maaşını biz vereceğiz. İşbaşı eğitime alıp işe kavuşturacağız. Bugüne kadar 6 aylıktı ve 110 bin kişi yararlandı bu süreyi bir yıla çıkarttık.” 
EMEKLİYE ZAM YAPIYORUZ 
Emeklilerimizin düşük maaşlı olanlarına 100 lira zam yapmıştık. Daha sonra tüm emeklilere de zam yapacağımızı söyledik. Yani yıllık bin 200 lira bir katkı olacak. Böylece daha önce 100 lira alanlara da bir 100 lira daha zam yapıyoruz. Onların alacakları ek gelir yıllık 2 bin 400 lira olacak. 
Doğru yaptık ama biraz fazla yaptık 
Yakın zamanda gerçekleştirdiği Kayseri ziyaretinde, şehirdeki organize sanayi bölgesinde 6 bin işçi arandığını ama çalışacak kişi bulunamadığını öğrenen Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu noktada sosyal yardımlarla asgari ücretin birbirine yakın olmasına vurgu yaptı. 700-750 liralık sosyal yardım alan birinin bir ay çalışarak 1.000 liralık asgari ücrete çalışmama noktasına geldiğini vurgulayan Davutoğlu, yardımlarla ilgili olarak "Doğru yaptık ama biraz fazla yaptık" dedi ve ekledi: Aradaki makası açmamız gerekiyor. Bunu da asgari ücreti artırarak yapıyoruz.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder