20 Mayıs 2014 Salı

“Yahudi damat” ve Iplikci Nedim


şu anda atv’de yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisinin 10 yıl önceki ilk bölümlerinde rol alan “İplikçi Nedim”den bahsetmek istiyorum...
Herhalde hatırlarsınız;
Kurtlar Vadisi’ndeki “İplikçi Nedim”in tek görevi vardı:
“Mafyanın para kasası olmak!”
Malûm, dizideki İplikçi Nedim; “Yahudi kökenli bir işadamı”nı canlandırıyordu...
Görünürdeki işi “tekstil”di!..
Özellikle de, “iplik satışı!”
Zaten bu yüzden, herkes onu “İplikçi Nedim” olarak tanıyordu...
Ne var ki;
“İplikçi Nedim”in asıl işi,
“Tefecilik”ti!..
Yani;
“Para satmak!”
Yani;
“Paradan para kazanmak!”
“Musevi aksanlı konuşması” ve beklenmedik anlarda yaptığı; “O günler geçti caniiim. PUT-İN, Çeçen out... Değil?.. Sen şu Nedim kuluna, fiubat bitmeden fiabat’ı gösterdin kuzuuum!” şeklindeki “espri”leriyle seyirciyi kendine bağlamıştır.
Favori içeceği “ıhlamur”dur. Ayrıca dizide, özellikle de “Musevi kökenli” karaterlerle bir araya geldiği sahnelerde, adı zaman zaman “Niso” diye de geçer.
Vadi’deki macerasında sık sık “canı ile paracıkları arasında tercih yapmak” durumunda kalır...
Ayrıca dizide; kendisi hakkındaki slogan şöyledir:
“Derler ki, vadide kasasına inmeyen şey, yüreğine iner!”
Dizide Nizamettin Güvenç tarafından yaptırılan silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştür... O zamanlar; bu karakterin, Ören Bayan firmasının sahibi olan Nesim  Malki’yi temsil ettiği ileri sürülmüştü...
Bu vesileyle, dizide “İplikçi Nedim” karakterini canlandıran, tiyatro sanatçısı İsmail İncekara’yı da analım ve gelelim bugüne...
ALP GÜRKAN’IN DAMADI
Bugün de bir “İplikçi Nedim”imiz var...
Adı “Nedim” değil ama,
“İplikçi!”
Kim mi?..
“Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın damadı Mahir Asafrana!..”
“İplikçi Nedim”in asıl adı nasıl ki “Nedim” değildir, Mahir Asafrana’nın gerçek adı da “Mahir”değil, “Mario”dur!..
Çünkü “Yahudi kökenli”dir!..
Efendim, olay şu:
“Facia”nın yaşandığı ve “301 işçimizin şehit olduğu” madenin işletmecisi ve aynı zamanda“Koç ailesinin taşeronluğu”ndan “Soma Holding’in patronluğu”na yükselen Alp Gürkan’ın kızı Müzeyyen Nazlı Gürkan, Yahudi kökenli Mario Asafrana ile evlenir ve “Asafrana” soyadını alır...
Mario Asafrana da “adını değiştirir” ve “Mahir” ismini kullanmaya başlar.
“Mario Asafrana”nın babası İsak Asafrana da, tıpkı oğlu gibi, İstanbul 20. Asliye Hukuk Hakimliği’nin kararıyla ismini değiştirir ve “İzzet” adını alır...
Bu karar da, 29 fiubat 1968 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanır... 
Yalnız, karısı Korin, adını değiştirmez!..
Özetleyecek olursak;
Mario Asafrana, ya da ismini değiştirmiş haliyle Mahir Asafrana“İsak Asafrana-Korin Asafrana çiftinin oğlu”dur... 
Ve tabiî; “Alp Gürkan’ın damadı”dır!..
Dahası da var:
Bu “soruşturma”da “Damat Bey”in adı hiç geçmiyor ama, Mahir Asafrana, aynı zamandaSoma İnşaat ve Ticaret A.fi.’nin “Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı”dır!..
Dahası;
“Türkiye’deki Yahudilerin paralarını çalıştırdığı” bilinen Korkmaz Yiğit’le birlikte iş yapar!..
Gerisini haberimizden okursunuz...
ADI NİYE GEÇMİYOR?
Tüm bu “ilişki”ler, tüm bu “bağlantı”lar, Mahir Asafrana’nın “suçlu” olduğunu elbette göstermez!..
Ama, şu “soru” sorulur:
“Facia”nın ilk günlerinde adından hiç bahsedilmeyen ve adeta “koruma altına” alınan Alp Gürkan gibi, damadı Mahir Asafrana’dan da hiç söz edilmemesi, yine bir “koruma kalkanı”oluşturulduğundan mıdır?..
Mahir Asafrana, bir “Yahudi” olmasına rağmen, elbette bir “T.C. vatandaşı”dır ve her vatandaş gibi, o da “eşit haklara” sahiptir...
İyi de;
“Kayınpederi” bile gözaltına alınırken, “damat bey”e niye hiç dokunulmaz, niye hesap sorulmaz?..
Ne yani;
Bu olaylarla hiç mi ilişkisi yoktur, “facia”da hiç mi dahli bulunmamaktadır?..
Bunda “Yahudi” olmasının bir rolü var mıdır, yok mudur?..
Hayır, “ırkçılık” veya “ayrımcılık” yapıyor değilim... Sadece ve sadece; “301 vatandaşımızı kaybettiğimiz maden faciası”nda, en ufak dahli olan herkesten hesap sorulmasını istiyorum...
******************************************************************************
SALDIRININ SEBEBİ
fiunu da merak ediyorum:
Malûm, Başbakan Tayyip Erdoğan, sanki “facianın tek sorumlusu” gibi gösterildi,“vatandaşa tokat atmak” gibi bir “palavra” ile adeta “linç” edilmek istendi... Bu“itibarsızlaştırma”da; “Paralel Medya” kadar, “yabancı medya organları” da, acayip bir“ajitasyon”a giriştiler... 
Ve bunların büyük çoğunluğu, daha doğrusu tamamı “Yahudi beslemesi medya organları”ydı!..
“TKP’li karıları” bütün dünyaya “işçi karısı” gibi gösterdiler... Erdoğan için, “cehenneme kadar yolun var” dediler... 
İşte bunların hepsi, “sahipleri Yahudi olan medya organları”ydı!..
“Acaba” diyorum;
Erdoğan’a bu derece yüklenenler; dikkatleri “Alp Gürkan ve Yahudi damadı” üzerinden çekmek, “olayı, aslından uzaklaştırmak” mı istediler?..
“İsrail’le ilişkileri” çok iyi bilinen ve İsrail’i “otorite” olarak gören “Paralel Medya”nın Erdoğan aleyhindeki yayınlarında, “Yahudi damat”ın bir rolü var mıdır?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder