17 Mayıs 2014 Cumartesi

Soma faciasına iştahla üşüşen Alman medyası


Geçen yıl başlayan Gezi olaylarından bu yana Türkiye karşıtı yoğun bir karalama faaliyeti yürüten Alman medyası, Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasından sonra saldırılarını yeniden had safhaya taşıdı. Ülkemizi derin bir acıya boğan Soma faciasına üşüşen Alman görsel ve yazılı medyası, önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'Cehenneme git!' edepsizliğinde dün de 'Olabildiğince çabuk istifa et ve yerini liberal bir halefe bırak!' densizliğinde bulundu.
GAUCK'UN SUSKUNLUĞU
Türkiye'ye istikamet vermeye çalışan Alman medyasını, önce şu sorulara cevap vermeye çağırıyoruz. İşte o sorulardan bazıları... Ülkenizde derin devletle irtibatlı neo-nazi cinayetleri neden bir türlü aydınlatılamıyor? Ankara'ya yaptığı ziyarette 'hukuk devleti, özgürlükler, fiziksel dokunulmazlıklar, yaşam hakkı' gibi ilkeleri öne sürerek, Türkiye'nin içişlerine müdahale niteliğinde konuşmalar yapan Cumhurbaşkanınız Joachim Gauck ile Başbakanınız Angela Merkel, neden bu cinayetler konusunda suskun? Bu davanın son tanığı neden ve kimler tarafından ortadan kaldırıldı? Neden araştırmıyorsunuz?
DOSYALAR BİR BİR KAPATILDI
Genelde Türklerin oturduğu evlerin yakıldığı yüzlerce kundaklamaya dair şimdiye kadar basının elinde nedense tek karelik bir görüntü bile yok? Kamera kayıtları meçhul? Şimdiye kadar Türkleri ve diğer yabancıları evlerinde diri diri yakan bu caniler bulunamadı!.. Neden? Bu kundaklamalarla ilgili olarak neden bir savcı bir dava bile açmadı? Alman polisinin kundaklama ve sabotajlara yönelik araştırmaları ise hep sonuçsuz kaldı! Alman savcılığı(!) dosyaları neden bir bir kapattı?! Neo-Nazi davasını ve kundaklamalara dair haberleri Türk kamuoyuna aktaran TRT'ye niçin yayın yasağı koydunuz?
Almanya'nın Stuttgart kenti yakınlarındaki Backnang'da, geçen Mart'ta bu apartmanda kundaklama sonucu çıkan yangında Afyonkarahisarlı Nazlı Özcan Soykan (40) ile 7 çocuğu yanarak can vermişti.
NEO-NAZİ KARDEŞLİĞİ
Kamuoyunda Neo-Nazi davası diye bilinen Nasyonel Sosyalist Yeraltı Örgütü'nün (NSU) başından itibaren Alman İstihbaratı tarafından bilindiği ve geçmişte desteklendiği iddialarını neden soruştur muyorsunuz? NSU'nun 2000-2007 arasında 8 Türk vatandaşının öldürülmesinden sorumlu olduğu 2011 yılında tespit edildi, ancak soruşturma ve yargılama kaplumbağa hızıyla ilerliyor! Yapılan 108 duruşmaya rağmen bir sonuca ulaşılamaması size de tuhaf gelmiyor mu? 2013 yılında davanın duruşmaları başladığında Türk medyasına duruşma salonunda yer ayrılmazken, gazeteciler bu hakkı ancak hukuki mücadele sonunda elde edebildi!..
Son tanığa infaz
Almanya'da Neonazi NSU terör örgütüyle bağlantısı olduğu iddia edilen ve NSU davasında tanıklık yapması beklenen istihbarat teşkilatı muhbiri Thomas R.'nin 2 hafta önce evinde sürpriz ölü bulunduğu bildirildi. Uzun yıllar istihbarat teşkilatına muhbirlik yaptığı belirtilen Thomas R.'nin, Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde devam eden NSU davasında tanık olarak ifade vermesi bekleniyordu. 2012 Eylül ayında muhbirlik yaptığı ortaya çıktığı için tanık koruma programı kapsamına alınan ve yeni bir kimlikle yaşamını sürdüren Thomas R.'nin telefon numarası, NSU terör örgütü kurucularından Uwe Mundlos'un telefon fihristinde bulunmuştu.
Cinayetler hâlâ karanlıkta
Almanya'da son yıllarda pek çok cinayet ve kundaklama olayı yaşandı, yaşanıyor. Bu olayların hiçbiri tam olarak aydınlatılamadı. 2008'de 5'i çocuk 9 Türk'ün hayatını kaybettiği yangının soruşturması kapatıldı. 2013 yılında 7'si çocuk 8 Türk'ün öldüğü yangının elektrik kontağından çıktığı' yönündeki açıklamalar Türkiye kamuoyunu tatmin etmedi.
TRT neden yasak?
Almanya'da kablo TV şirketi Unitymedia, Hamburg'daki polis şiddetine geniş yer veren TRT'nin yayınını ocak ayında durdurdu. Almanya'nın TRT'ye uyguladığı Hamburg yasağı ise sürüyor. Unitymedia, TRT'den 300 bin Euro istedi.
Böl ve yönet
Soma'daki maden faciası sonrasında Türkiye'ye yönelik saldırıları arttıran Alman basınında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği ile ilgili değerlendirmeler geniş yer tuttu. Süddeutsche Zeitung gazetesi, konuyla ilgili yorumunda Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in bir göstericiyi tekmelerken çekilen fotoğrafına dikkat çekerek, 'Başbakan Erdoğan'ın stratejisi her zaman aynı: Bölerim ve yönetirim. Ülkeyi kutuplaştırarak tüm seçimleri kazandı. Bu reçete en azından Soma'dan sonra artık o kadar iyi işlemeyecek. Zira Türkiye'nin Ruhr bölgesindeki insanlar şimdiye kadar hükümete muhalif değildi, çoğunluk AKP'ye oy verdi. O nedenle Erdoğan'ın müşaviri Yusuf Yerkel'in yerde yatan bir protestocuyu tekmelerken görüldüğü fotoğraf son derece ölümcül. Zira çok yalın bir mesaj veriyor: Acınız umrumuzda değil' tarzında oldukça yanlı ve art niyetli bir değerlendirmede bulundu.
Yorum değil hezeyan
Almanya'nın Main-Echo gazetesi, Başbakan Erdoğan'a 'at gözlüklü' diyerek hakaret ederken 'Mevcut durumda Başbakan ülkesine artık sadece tek bir hizmette daha bulunabilir: Olabildiğince çabuk istifa etmek ve daha liberal bir halefe yolu açmak' gibi densiz bir yorumda bulundu. Mannheimer Morgen gazetesi de Erdoğan için 'O aslında kitleleri peşinden sürükleyebilen karizmatik bir hatip sayılıyor. Ama Türkiye'nin şu anda yaşadığı bu ulusal trajedi, Erdoğan'ın şimdiye kadarki siyasi kariyerinde bir dönüm noktası olabilir' 'öngörüsünde' bulundu.
İsyancı Economist!
Gezi'nin birinci yıldönümünde yeni bir isyan çağrısında bulunan İngiliz Economist dergisi Soma faciasını 'Yeraltında ölüm: Soma'daki trajedi siyasette de hissediliyor' başlığıyla haberleştirdi. 'Facia, geçen yaz ülkeyi sarsan protestolar benzeri yeni gösterilere yol açabilir' temennisinde bulundu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder