18 Ocak 2016 Pazartesi

Türk profesörden büyük başarı

Görüntü desteğiyle gerçekleştirilen operasyonla, ciddi sağlık risklerine yol açabilecek biyonik göz uygulamasında, üç boyutlu görüntü elde edilerek olası komplikasyonlar en aza indirildi. Henüz doğuştan görme yetisi bulunmayan hastalara uygulanamayan yöntem, özellikle tavuk karası veya gece körlüğü olarak bilinen (retinitis pigmentosa) hastaları için bir tedavi seçeneği olarak gösteriliyor.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Tıbbi ve Cerrahi Retina Birimi Başkanı Başkanı Prof. Dr. Özmert başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen "endoskopik destekli biyonik göz implantasyonu" operasyonunun tanıtım toplantısı, üniversitenin konferans salonunda gerçekleştirildi.

Toplantıda verilen bilgiye göre, dünyada çeşitli ülkelerde sayılı hasta üzerinde yapılan uygulama, Türkiye'de de ilk kez uygulandı.

Biyonik göz olarak tanımlanan "Argus 2 retina protezi implantasyonu" bugüne kadar ABD ve Avrupa'da 8 ülkede onaylandı, 16 merkezde gerçekleştirildi. Bugüne kadar 170 hastaya uygulanan yöntem için Türkiye'de, Ankara Üniversitesi dahil iki kuruluş akredite edildi. Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Göz Hastanesinde Prof. Dr. Özmert ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyonda "endoskop destekli ve 3 boyutlu biyonik göz" uygulaması dünyada ilk kez kullanıldı. Bu uygulamayla, gözün bugüne kadar girilemeyen noktalarına girildi ve komplikasyonlar en aza indirildi.

Kişi çevredeki materyalleri sanal görüntü olarak görebiliyorBiyonik göz uygulaması iki kısımdan oluşuyor. Hastaya, ortada video kaydı yapan kameranın olduğu bir gözlük veriliyor. Bu gözlükte yer alan kamerayla ortamın videosu çekiliyor ve ortam bir tarama işlemine tabi tutuluyor. Bu görüntüler elektrik sinyallerine dönüşüyor. Daha sonra sinyal, telsiz olarak göze yerleştirilen bir parçaya gönderiliyor. Ardından retina üzerine yerleştirilen mikro çipler uyarılıyor ve oluşan görüntüler beyne iletiliyor. Bu iletimin ardından sinyaller beyinde çözülüyor ve sanal bir görüntü oluşuyor.Tekniğin uygulandığı kişi artık renkleri, bulunduğu ortamda kaç kişi olduğunu, çevredeki materyalleri sanal görüntü olarak görebiliyor.- "Birkaç sene sonra tüm körlüklere çare olabilecek" Uygulama hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Emin Özmert, bu uygulamanın tavuk karası ya da gece körlüğü olarak bilinen hastalara uygulanabildiğini belirterek, "Daha sonraki yıllarda sarı nokta hastalığının bazı tiplerinde, birkaç sene sonra da tüm körlüklere çare olabilecek. Gelecekte, hangi nedenle olursa olsun kör olmuş, iki gözünü de kaybetmiş hastalara umut olabilecek. Bununla ilgili insan çalışmaları başladı. Ancak, daha fazla konuşmak için çok erken" dedi.Türkiye'de yapılan uygulamanın dünyadaki örneklerinden farklı olduğunu ifade eden Özmert, "Bu ameliyatın önemli riskleri olabilmektedir. Göz içerisine sokulan mikroçip bazen körlemesine sokulmaktadır. Biz, ilk defa göz endoskopu kullanarak tamamen kontrol altında komplikasyonları en aza indirebilmeyi amaçladık ve mikroçipi bu şekilde yerleştirdik. Retinayla iyi temas sağlanabilmesi ve retinaya iyi yerleşip yerleşmediğini endoskopi ile kontrol edebildik" diye konuştu.Özmert, şunları anlattı: "Aynı zamanda ameliyat sırasında üç boyutlu görüntüleme de aldık. Yöntem, gelecekte daha yaygın yapılabilecek. Uygulama sonrasında hastaya özel bir gözlük takıyor. Gözlüğün ortasında kamera bulunuyor ve ortam taranıyor. Oluşan video görüntüleri, beline takılan çok ufak bilgisayarla özel elektrik uyaranlarına dönüyor. Bunlar da Wi-Fi ile bir alıcı antene iletiliyor. Bu uyaranlar, göz içerisine yerleştirilmiş olan mikroçipi uyarmasıyla sağlıklı olan kalan hücreler harekete geçiriliyor. Bunun sonucunda, uyarılar beyne iletiliyor. Sistemle, yapay bir görme sağlanıyor. Bilgisayar görmesi şeklinde adeta. Hastanın, buna uyum sağlayabilmesi için rehabilitasyon sürecinden geçmesi gerekiyor."Özmert, yaklaşık üç hafta önce 45 yaşındaki Uğur Ağ'a söz konusu operasyonun gerçekleştirildiğini dile getirerek, iki hafta önce elektrot ve gözlük sisteminin aktif hale getirildiğini anlattı. Hastanın şu anda uzun yıllar çalışmayan görme hücrelerinin aktif hale geldiğini belirten Özmert, "Şu anda çevredeki ışık farklarını anlayabiliyor. Hastamız, odada kaç kişi olduğunu, siluetleri, kapının nerede olduğunu anlayabilecek. Koyu ve açık renkleri birbirinden ayırt edebilecek. Bunlar için iki-üç ay rehabilitasyon yapılacak" ifadelerini kullandı.

Operasyonun başarılı olabilmesi için hastanın önceden belli bir görme deneyiminin olması gerektiğinin altını çizen Özmert, "Hastanın bir süre var olan görme deneyiminin hafızaya yerleşmiş olması gerekmektedir" dedi. - "En çok oğlumu ve eşimi görmeyi istiyorum"Uygulamanın yapıldığı hasta Uğur Ağ, ortaokul döneminde görme kaybının geliştiğini belirterek, yaşla birlikte hastalığın da ilerlediğini söyledi.Yaklaşık 20 yaşına kadar yazı yazabildiğini ve okuyabildiğini ifade eden Ağ, sürece ilişkin şu bilgileri verdi:"35 yaşına kadar sokakta kendim yürüyebiliyordum. Daha sonra görmem, gece gündüz farkı ve ışık hissi kadar kaldı. Ameliyat edildim ve cihazım takıldı. Şu anda ışıkları fark edebiliyorum. Yeniden görebileceğim için çok umutluyum. Daha yolun çok başındayım. Dokuz yaşında bir oğlum var. En çok oğlumu ve eşimi görmeyi istiyorum. Bu, çok heyecan verici."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder