21 Temmuz 2016 Perşembe

Mustafa Özbey tankla Malatya'daki darbecileri püskürttü+TaNTuNici

Mustafa Özbey tankla Malatya'daki darbecileri püskürttü

Malatya'da tank kullanacak polis bulunamayınca vatandaş Mustafa Özbey devreye girdi. Özbey, tankı kullanarak darbecileri püskürttü.

Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi esnasında, askerliğini yaparken kullanmayı öğrendiği ve polislerin el koyduğu zırhlı personel taşıyıcıları (ZPT) güvenli alanlara çeken 30 yaşındaki Mustafa Özbey, ölümü göze alarak karargaha gerçekleştirilecek operasyonda da görev almayı kabul etti ve "hazır kıta" bekledi.

Malatya'daki Altay Kışlası'ndan 16 Temmuz'da sabah saatlerinde çıkan ve 2. Ordu Komutanlığında polisle çatışan darbeci askerlere destek için gelmeye çalışan ZPT'lerden biri, çevreyolu Milli Egemenlik Alt Kavşağı yakınlarında darbe girişimine tepki gösteren vatandaşlarca durduruldu.

POLİS BULUNAMAYINCA TANKI KULLANMAK İÇİN GÖNÜLLÜ OLDU
Polis ekipleri, darbeci askerleri gözaltına aldı, ZPT'yi de güvenli bir yere çekmek istedi ancak ekipte bunu kullanabilecek polis bulunmaması üzerine, olaylara tepki gösteren vatandaşlar arasında bulunan ve vatani görevini Ankara Etimesgut Zırhlı Birliklerde yapan Mustafa Özbey, aracı kullanmak için gönüllü oldu.
POLİS OPERASYONA KATILMASI İÇİN TEKLİFTE BULUNDU
Güvenlik nedeniyle polis yeleği giydirilerek kullandığı ZPT'yi önce güvenli bir alana çeken Özbey, 2. Ordu'da süren çatışmalar nedeniyle polisin talimatıyla aracı yeniden karargaha çevirdi.

"VATAN VE MİLLET İÇİN ÖLÜMÜ BİLE GÖZE ALIRIM"
Zırhlı araçla karargaha giriş için hazırlık yapan Özbey, polisler "Vatan, millet için seferber olduk. Sen de geldin seferber oldun. Allah razı olsun. Biz bu araçla içeriye gireceğiz. Sen bu olayda şehit ya da gazi olabilirsin. Ne diyorsun?" dediklerinde, "Vatan ve millet için ölümü bile göze alırım, siz yeter ki bana ne yapacağımı söyleyin" cevabıyla desteğini sürdürdü.
EVLİ VE 2 ÇOCUK BABASI
Malatya'da özel bir hazır beton santralinde işçi olarak çalışan evli ve 2 çocuk babası Özbey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi halkı meydanlara çağırmasıyla alanlara çıktıklarını ve sabah kadar sokaklarla darbe girişimini protesto ettiklerini söyledi.
Sabah saatlerinde çevre yolundan tankların geçmeye başladığını duymaları üzerine bölgeye geçtiklerini anlatan Özbey, polislerin askerlerden ele geçirdiği zırhlı aracı çalıştıramadıklarını görünce yardım teklif ettiğini belirtti.

"SENİ ALLAH GÖNDERDİ"
Zırhlı personel taşıyıcısı kullanmayı vatani görevini yerine getirirken Etimesgut Zırhlı Birliklerde öğrendiğini kaydeden Özbey, "Olay yerinde polisler aracı hareket ettiremeyince 'Ben bu aracı daha önce Ankara Etimesgut Zırhlı Birliklerinde kullandım, size yardım edebilirim' dedim. Polisler bana 'Seni Allah gönderdi' diye cevap verdi. Üzerime polis yeleği giydirdiler ve aracı Malatya Emniyet Müdürlüğüne götürdüm." dedi.
"VATAN VE MİLLET İÇİN ÖLMEYE HAZIRIZ"
Özbey, bir süre sonra kendisini telefonla arayan polislerin bu kez zırhlı aracı 2. Ordu Komutanlığına götürmesini teklif ettiklerini aktararak, şöyle devam etti:
"ZPT ile 2. Ordu önüne gittik. Jandarma Özel Harekat ve Malatya'daki polis memurları orada güvenlik açısından bekliyorlardı. Çatışma akşamdan sabaha kadar sürmüş. Bana, 'Mustafa, vatan, millet için seferber olduk. Sen de geldin seferber oldun. Allah razı olsun. Biz bu araçla içeriye gireceğiz. Sen bu olayda şehit ya da gazi olabilirsin. Ne diyorsun?' dediklerinde, 'Vatan ve millet için ölümü bile göze alırım, siz yeter ki bana ne yapacağımı söyleyin' dedim. Araçla hazır kıta bekledim. Daha sonra erlerin tek tek tel örgünün üzerinden atlayıp, teslim olduklarını gördük ve araçla içeriye girmemize gerek kalmadı. Her şeye rağmen orada hazır kıta bekledik. Ucunda ölüm bile olsa biz vatan ve millet için ölmeye hazırız. Şu anda bize bir sefer görev emri çıksa her şeye hazırız. Askerin içindeki 3-5 çapulcuya bu vatan ve millet için ödün vermedik, vermeyeceğiz. Şu gün bana ‘Gel emniyet güçlerine katıl, bizimle savaş' deseler gözümü kırpmadan giderim."
"ELİMDEN GELEN BUYDU"
Vatanı korumak için sadece asker ve polis olmak gerekmediğini vatandaşların da yapabilecekleri bulunduğunu vurgulayan Özbey, "Allah onların tırnağına zeval vermesin. Allah onların hepsini korusun. Elimden gelen buydu, vatanıma, milletime, emniyet güçlerimize faydalı olduysam ne mutlu bana. Bugün olsun aynı hareketi ucunda ölüm bile olsa. Bunu vatan ve millet için yaptım. Şu gün olsa aynısını bir daha yaparım." diye konuştu.
"80'LERE GERİ DÖNMEYECEĞİZ"
Darbeye teşebbüs edenlerin amacına ulaşamayacağını vurgulayan Özbey, şunları kaydetti:
"Bu ülkede hedeflerine ulaşamayacaklar. 1980 darbelerini, sokağa çıkma yasağını, insanların ekmek, su bulamadığı günleri bize anlattılar. Biz Allah'ın izniyle o dönemlere geri dönmeyeceğiz. Milletimiz, güçlü bir millet. Suriye halkı geldi Türkiye'ye sığındı. Allah vermesin bizim başımıza böyle bir şey gelse, gidip hiçbir ülkeye sığınamayız. Kimse bizi almaz. Bizim vatan toprağımız burası. Buradan başka bir yerimiz yok. Hep birlikte Türkiye'mize sahip çıkacağız."

Özel Harekatçılar 15 Temmuz'u anlattı

Özel Harekatçılar 15 Temmuz'u anlattı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında ilk hedeflerden biri olan Özel Harekat Daire Başkanlığı mensupları, ihanetin TSK'nın tamamına mal edilmemesi gerektiğini belirterek, "Şunun bilinmesini istiyoruz, bu ordu bizim ordumuz. Tüm personel bizim canımız, ciğerimiz. İçlerindeki ne idiği belirsiz bir grup tarafından böyle bir şeye kalkışıldı. Biz bunun ayrımının yapılmasını istiyoruz, bu ayrımı biz de yaptık." ifadelerini kullandı. Üst düzey Özel Harekat yetkilisi, 'EGM Havacılık Daire Başkanlığı'nın Türk uçaklarınca vurulduğunu duyunca kulaklarıma inanamadım, kötü bir şaka olduğunu düşündüm' dedi

Darbe girişimi sırasında etkisiz hale getirilmeye çalışılan Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı mensupları, AA muhabirine, 15 Temmuz gecesinde ve sonrasında yaşananları anlattı.    
Üst düzey bir Özel Harekat yetkilisi, olay gününü anlatırken, cuma akşamı olduğu için nöbetçiler hariç, tüm personelin evlerinde istirahat ettiğini ancak Daire Başkanlığından gelen acil çağrı üzerine göreve koştuklarını belirtti.    
Gölbaşı'na geldiklerinde Güneydoğu'daki operasyonlarda yaralanan ve gazi olan personelin dahi vazifeye hazır olduklarını gördüğünü ifade eden yetkili, şunları anlattı:
"KULAKLARIMA İNANAMADIM, ŞAKA SANDIM"
"Özel Harekat tesislerinin hemen yanında bulunan, EGM Havacılık Daire Başkanlığının Türk uçaklarınca bombalandığını öğrendim ve kulaklarıma inanamadım. Herkes gibi ben de bunun kötü bir şaka olduğunu düşündüm. Daireye ulaştığımızda ikinci bomba henüz patlamıştı ve her yer ateş altındaydı. Özel Harekat'ın girişindeki avluda çok sayıda şehit ve yaralı vardı. Yaralanmamış ve silahlanarak mevzilenen personele katılarak, Başkanlığın savunması ile yaralıların tahliyesi için gerekli önlemlerin alınması için bütün arkadaşlarla harekete geçtik. Eli silah tutan tüm personelle savunma hattı oluşturduk. Yangının söndürülmesi sonrasında, yaralıların ve şehitlerin, personelin özel araçlarıyla tahliyesine geçtik. Bölgedeki tüm ışıklar söndürülerek uçak ve helikopterlere hedef teşkil etmemek için çaba sarf ettik."    
"DARBE KARARGAHINA KARŞI HAREKETE GEÇTİK"
Daha sonra, "darbe girişiminin karargahı" olduğu tespit edilen Jandarma Genel Komutanlığına yönelik operasyona katılmak ve çok az sayıdaki Ankara Özel Harekat polisine destek olmak için ellerindeki personel ve zırhlı araçlarla harekete geçtiklerini anlatan yetkili, "en iyi savunma saldırıdır" anlayışıyla operasyonun başladığını ifade etti.      Özel Harekat polisi, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:    
"Biz de ilk defa Mehmetçik ile karşı karşıya geliyoruz. Biz bugüne kadar hep onlarla omuz omuza, beraber mücadele ettik. Güneydoğu'daki son 1,5 yıllık süreçte jandarmasıyla, kara kuvvetleriyle, havacılarıyla tüm personeliyle dostluk, kardeşlik, arkadaşlık yaptık, her şeyimizi paylaştık. İlk defa askerle karşı karşıya geldik ama hiç tereddüt etmedik. Jandarma, saat 23.00'e kadar bize direndi fakat saat 23.00'te yüzde 100 kontrolümüz altına aldık.    
Şunun bilinmesini istiyorum, bu ordu bizim ordumuz. Tüm personel bizim canımız, ciğerimiz. İçlerindeki ne idiği belirsiz bir grup tarafından böyle bir şeye kalkışıldı. Biz bunun ayrımının yapılmasını istiyoruz, bu ayrımı biz de yaptık. O yüzden orada gözaltına aldığımız tüm personelin üniformalarını çıkarttık. Bu üniforma Türk askerinin, Türk ordusunun üniforması. Onların üniforması olmadığı için bu üniformalardan arındırıp gözaltına bu şekilde aldık."    
"ORDUMUZA SAHİP ÇIKALIM"
Bazı Özel Harekat mensupları da FETÖ'nün, "Emniyet teşkilatı içerisinde sızamadığı yerlerden olan Özel Harekatı hep önemli bir tehdit olarak gördüğüne" işaret ederek, Güneydoğu'daki operasyonlarda birlikte omuz omuz mücadele ettikleri TSK'nın uçak ve helikopterlerinin hedefi olmalarının kendilerini çok yaraladığını ifade etti.    
Üst düzey Özel Harekat yetkilisi ve Özel Harekat mensupları, "Bu ihanetin asla Türk Ordusuna mal edilmemesi" gerektiğini vurguladı. Kendilerinin asla böyle bir düşünceye kapılmadıklarını ifade eden polisler, "Biz bunu tüm ordumuza mal etmiyoruz. Ordunun içerisinde olur, diğer kurumlarda olur, zihnini, iradesini, beynini bir şekilde kiralamış gruplarımız her zaman mevcuttur. Bizim birlik olmamız lazım. Biz birlik olduktan sonra kimse bizim bileğimizi bükemez. Operasyonlar sırasında gözaltına aldığımız bütün teröristleri TSK'nın şerefli üniformasını üzerlerinden çıkararak ayırdık. Halkımız da bu ayrımı yapmalı ve ordumuza bu süreçte sahip çıkmalıdır." görüşünde birleştiler

Darbecilere karşı direnen kahraman tantuni ustası konuştu


Tantuni ustası Danyal Şimşek ile restoran sahibi Mehmet Şükrü Kıntaş, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da Atatürk Havalimanı'na hareket eden tankları, egzoz deliklerini giysileriyle tıkayarak durdurdu

Şanlıurfalı Şimşek ile Kıntaş, ilk gece askeri kalkışmayı arkadaşlarından öğrendikten sonra televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "darbe girişimine karşı sokağa çıkılması" çağrısı üzerine hemen harekete geçti.
Arabasıyla sokağa çıkarak, komşu ve yakınlarını darbe girişimine karşı uyaran iki esnaf, daha sonra buluştuğu vatandaşlarla Basın Ekspres Caddesi'ne ulaştı.

Caddenin trafik nedeniyle tıkandığını gören Şimşek ile Kıntaş, ters yöne geçerek, FETÖ üyeleri tarafından Atatürk Havalimanı'nı kontrol altına almak için görevlendirilen tankları önüne araçlarıyla barikat kurdu.

Diğer vatandaşlarla birlikte hareket eden Şimşek ile Kıntaş, burada ismini bilmedikleri bir tamircinin kendilerine aktardığı "Tankların çalışmasını durdurmak amacıyla egzoz ve filtresini kapatma" fikrini uygulayarak, yaklaşık 10 tankı havalimanına gitmeden durdurmayı başardı.

Vatandaşlar, daha sonra egzozu tıkanan tankın içine kirli hava dolduğu için dışarı çıkmak zorunda kalan bazı askerleri emniyet görevlilerine teslim etti.

"TANKLARI ÜZERİMİZE SÜRDÜLER"

Restoran sahibi Kıntaş, yaşadıklarına ilişkin yaptığı açıklamada, havalimanına yakında bir alanda askeri darbe girişiminde bulunanların tankları üzerine sürdüğünü belirtti.

Araç ve kamyonları tankların önüne çektiklerini ifade eden Kıntaş, "Acaba biz bu tankı nasıl durdurabiliriz?' diye kendi kendimize sorarken oradan bir tamirci arkadaş, kendisini belki şimdi görsem yine hatırlamam. Belki Hızır Aleyhisselam'dır bilemem, 'Şu egzozlara bir şeyler tıkarsanız, bu tanklar stop eder' dedi. Arkadaşlarla elbiselerimizi çıkardık. Herkes elbiselerini, tişörtlerini bize uzattı. Tankın egzozuna bunları tıkayınca, filtrelerin üstünü elbiselerimizle kapattık. Bu şekilde tank 2-3 dakika sonra stop etmek zorunda kaldı." diye konuştu.

Kıntaş, askerlerin tankın içinden havasızlık nedeniyle çıkmak zorunda kaldığını, yakaladıkları askerleri de vatandaşların linç etmesine fırsat vermeden polis ekiplerine teslim ettiklerini söyledi.

Caddede yaklaşık 10 tankı bu yolla durduklarını vurgulayan Kıntaş, "Elhamdülillah, bu şekilde bir tehlikeyi kendi çapımızda engellemiş olduk." dedi.

Kıntaş ayrıca kendisine ait 12 restoran şubesinde tüm emniyet görevlilerini ağırlamak istediklerini ifade ederek, "Darbe yanlısı olmayan bütün askeri ve emniyet mensupları, istediği köftecimize giderek, istediği kadar yiyebilir. Kardeşlerimiz ücretini 15-16 Temmuz akşamı ödemiştir. Hepsini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"SADECE BİR TANK VATANDAŞLARI ATLATABİLDİ"

Tantuni ustası Şimşek de darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması sonucu Allah'ın takdiriyle Türkiye'nin uçurumunun kenarından döndüğünü söyledi.

Şimşek, o gece sadece bir tankın vatandaşları atlatarak, Atatürk Havalimanı'na doğru geçebildiğini belirtti.

Tankların önüne konan araba sahibiyle yaşadıkları bir konuşmayı da anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Tankın önüne konulan arabanın sahibi ürkek bir şekilde aracın içinde bekliyordu. Orada bir ağabeyimiz, bu arkadaşımızı cesaretlendirmek için 'Bunun parası neyse ben vereceğim. Sen arabadan in, o dursun' deyince çok örnek bir davranış göstererek, aracın tankların önünde kalmasını sağladı. Bu arabanın tankı yavaşlatmasını sağlamasıyla beraber insanlar tankın üzerine yığılmaya başladı. O sırada tank hareket halindeydi. İleri geri yaparak, insanları fırlatmaya çalışıyordu. O sırada tankın yanında biz vardık. Onlarca kişi gömlek, atlet ne bulurlarsa egzoza tıkamaya başladılar. O yetmedi tankın peteklerini kapattık."

Şimşek, program sunucusu Bekir Develi'nin 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattıkları bir videoyu sosyal medya hesabından paylaşınca vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını belirtti.
"Hepsinden Allah razı olsun. Onlarca yüzlerce insan vardı. Biz sadece orada bulunan onlarca kişinden biriydik." diyen Şimşek, darbe girişiminin başarısız olmasını sağlayanlara teşekkür etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder