12 Temmuz 2015 Pazar

Ben AK Parti’ye oy verdim


Kaya Bey size bir dönem, hatta hala da, 'yandaş’ dediler. Yandaş mısınız hakikaten? Yoksa benim eskiden beri siyasi görüşüm böyleydi, şimdi de böyle düşünüyorum mu diyorsunuz?
Açık açık söyleyeyim. İnsanlar siyasette niye başarılı olamıyorlar biliyor musun? Bir tarih okumuyorlar, iki başarılı olmuş partinin geliş şekline hiç bakmıyorlar. AK Parti’nin geliş şekline bak, ben 25 senedir ticaretle uğraşıyorum. Millet artık boş laflardan sıkıldı, değil mi? “Yeter artık, siz bir durun, yepyeni bir parti geliyor” dedi. bir şeyler anlatıyor bize. Ne yapacaklarını ben anlıyorum halk olarak. Ben oyumu vereyim dedi, denedi. AK Parti iktidar oldu. İkinci döneminde de başarılı oldu. İkinci dönem daha yüksek bir oy oranıyla geldi. Üçüncü dönem biliyorsun, yükselerek gitti, yıpranmış olmasına rağmen.
Ben AK Parti’ye oy verdim. İlk seçime girdiğinde de AK Parti’ye oy verdim. Hem Tayyip Erdoğan’ı çok eskiden tanıyorum. Ne yapabileceğini biliyorum. İkincisi de ben de sıkıldım artık o yalanlardan. Askeri vesayet falan konularını çok iyi takip eden bir insanım. Ben mantıklı bir oy verenim. Senin benden oy alabilmen için kendini iyi ifade edebilmen lazım. Bakıyorum iyi partilere, hâlâ bile hiçbir partinin programı yok. Hep AK Parti kötü, AK Parti şöyle falan. Kardeşim bırakın AK Parti’yle ,Recep Tayyip Erdoğan’la uğraşmayı. Siz ne yapacaksınız bu ülkeye, insanına. “Verilen kömür yanlış” diyordunuz. Bu seçimde bir bakıyorum herkes 100 lira yemek, 200 lira bilmem ne parası vermeyi konuşmaya başladı. Direkt para vermeye başladılar bütçeden. AK Parti’nin yanlışları var mı? Tabii ki var. Eleştirdiğimiz konular var. Yüzde 80 doğru yapmış, yüzde 20’si yanlış. Diyeceksin ki “yandaşsın”. Ben yandaşım ama ekonomik olarak iki sıfır sildim servetimden 12 senede. Yandaş olmayanlar da iki sıfır koydular yanına. Ben AK Parti döneminde ticareten servetimden iki sıfır sildim. Herkes iki sıfır koydu. İki sıfır koyan çok insan var. İki, üç, dört, sıfırları koyan çok insan var. Bana yandaş diyorlar. Nasıl yandaşım?
Niye peki öyle bir algı oluştu sizle ilgili?
Ne bileyim işte. Hülya’dan dolayı. Onun bir iki çıkışı var mesela Tayyip Erdoğan’la ilgili övücü. Atıyorum eski kocası olduğum için, belki Gezi’de ben Gezicileri desteklemediğim için.
Niye desteklemediniz?
Bence Gezi yanlış yönetildi siyaseten. Onda hemfikirim. O gün Tayyip Bey değil de Beyoğlu Belediye Başkanı çıkıp “İstemiyor musunuz? Tamam, referanduma gidiyorum” dese konu biterdi. Konu uzadı, lastik gibi Avrupa basınına. Ama ben şöyle düşünüyorum, ben ekonomik olarak Türkiye’ye verdiği zarara bakıyorum. Mesela İzmir-İstanbul otoyolu, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, bunlar hep yap-işlet-devretle ihale edilmiş işlerdi. Paralarında devlet garantileri yoktu. Bankalar Gezi’den sonra "Yok para" dediler, çekildiler. Projelerin olması için de devlet garantisi verildi. Yap-işlet-devlet modeliyle 10-12 milyar dolarlık bir iş yaptırabiliyorsan Türkiye’de, Türkiye bambaşka yerlere gitmiştir. Öyle bir model de yok. Ben oradan kızıyordum. Türkiye’deki istikrarın bozulmasını istemiyordum. Neticede noldu, geldik işte koalisyonlar falan.
Bir de galiba Erdoğan’ı destekleyen twitler attınız, ondan galiba.
Ben şöyle dedim, adam sağlığını kaybetti kardeşim, hasta oldu, ameliyatlar oldu. Ben onla ilgili yazdım. Ben de istemeyebilirim de. Ben şuna karşıyım, seversin, sevmezsin, bir ülkenin başbakanının ölmüş annesiyle ilgili küfürlü şeyleri duvara yazamazsın. Ben bunu savunuyorum.
Ben siyaseten zaten belki, şimdi beyefendi bunu okursa belki de rahatsız olacak ama siyaseten bence doğru yürütülmedi. Mesela benim rahmetli babam ben otururken elimden sigarayı alır kırar atardı çöpe. İçki içene "Bok iç" derdi. Kimse rahatsız olmazdı bundan. Söylemek var söylemek var. Biraz da din tandanslı bir parti olunca insanlar ondan rahatsız oluyor. Mesela ben şöyle söylüyorum, alkol satılma yaşı 21 yaş olmalı, 18 değil. Çünkü Amerika’da modeli var. Sadece içki satışını engellemek adına yapılmıyor. Çünkü gençliği öldürüyor. Ben içki içen bir adam olarak bunu konuşuyorum. Yanlış anlama. Realiteyi konuşalım. Diyeceksin ki çok mu süratli araba, tehlikeli mi tehlikeli. Yapıyorum. Yaptığımın doğru olduğunu savunamam. Ama çocuğumun motosiklete binmesini istemem. Ben motordan 15 kere düştüm. Ben ölmediysem onun başına bir şey gelmeyecek değil. Bu mantıktan yola çıkarak söylüyorum. Yoksa bana ne Gezi olmuş, bu olmuş.
12 SENEDE BU ÜLKEDE KİMSE BİR ŞEY DAYATTI MI?
Peki giderek tutuculaştığımızı düşünüyor musunuz?

Tam tersi.Mesela birkaç tane arkadaşım benle Gezi’den beri konuşmuyor. Tartışıyorsun, tartışamıyorsun bile. Dediğim dedik insanlar. Ben de diyorum ki "Bikini var üstünde, benle tartışıyorsun." Hani İran olacaktık? İran da açılıyor. Küba da açılıyor. Bir Kuzey Kore kaldı. Bu globalleşen dünyada senin İran olman mümkün mü? Bodrum’da oturacaksın, elinde şarap kadehi, üstünde bikini, sonra "Biz İran oluyoruz, korkuyorum." Neden korkuyorsunuz kardeşim? 12 senedir bir şey mi oldu bu ülkede? Kimse bir şey dayattı mı?
Gitgide daha da tutuculaştık Kaya Bey. Toplum olarak herkes.
Ben tersini düşünüyorum. Atıyorum bin insan vardıysa yüzde 100 inanan, bunun elli tanesi şu an sorguluyor, acaba doğru mu yapıyoruz diye. Sen bir insana dayattığın zaman sorgulamaya itiyorsun. Benim inanmayan çok arkadaşım şu anda Kur’an-ı Kerim okuyor. "Siz bize böyle diyorsunuz ama acaba bir de biz okuyalım sizin dediğiniz doğru mu" diyorlar. Bazı öyle işler oluyor ki, adam oruç, sahur, namaz diyor, ağzından yalan düşmüyor. O yüzden insanlar giderek sorgulamaya başladı. Dolayısıyla ben giderek tutuculaştığımızı düşünmüyorum, tersini düşünüyorum. Ama mesela öteki de yanlıştı. Sen adamın karısının kafası kapalı diye adamı üniversiteye alma, hastaneye alma! Çok basit, aç gazetelerin hepsini. Bugün bütün kızlar bikinili. Her gazetenin ekinde var. Bant falan da koymuyor kimse. Dine yüzde 100 inananlardan bahsediyorum, oruçla yatıp namazla kalkan insanların daha azaldığını düşünüyorum.
Nereden vardınız bu fikre?
Yaşadığımız çevrede görüyoruz. Mesela atıyorum, cumada hep gördüğüm insanları görmemeye başladım. Mesela orucunu sektirmeyen insanların oruç tutmadığını görüyorum. Kendi çevremle ilgili.
Ben sizi biliyorum. Siz eskiden beri cuma namazına gidersiniz mesela.
Ben 13 yaşımdan beri giderim. Bu ülkede ben bir gün şortla değil mayoyla çıktım cumayı kaçıracağım diye üstüm ıslak camiye gittim. Gitmemem lazım, biliyorum ama cumayı kaçırmamak daha önemli benim için. Aldı gazeteler manşet yaptı. Mayoyla namaza mı gidilir diye? Mesela benim çocuğumun din dersi örnektir. Bikini giyiyor o ayrı. Onu da yapacak, onu da yapacak. 17 yaşında bir genç kız olarak bikini de giyecek, gece kulübüne de gidebilir 18 yaşına geldiği zaman. Ama dinini de bilecek. Örnek talebe, hocası şaşırmış, bana teşekkür etti.
Seçim sonucundan mutsuzsunuz anlaşılan. "Koalisyon geri geldi" dediniz.Mutsuz değilim. Yapsınlar görelim. İnşallah koalisyon olsun, çok da başarılı yerlere gitsinler. Koalisyonların hiçbir zaman hızlı karar veremeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bizdeki koalisyon hiçbir zaman İngiltere’deki gibi olmuyor. Orada insanlar asgari müşterekte anlaşıyorlar, çünkü hukuk belli, adalet belli, yapacağın iş belli. Çok net. Bizim bir kere devlet politikamız yok. Benim bildiğim ileri demokrasilerde seçim kaybeden gider. Bakıyorsun partilere beş seçim, on seçim kaybetmiş falan. Son seçimin bir galibi var, o da mağlup sayılıyor.
Kim o?
Yüzde 40’la Ak Parti kazandı. Ama mağlup sayılıyor. Nasıl oluyor anlamadım! Böyle bir şey olabilir mi? Baktığın zaman hâlâ CHP ile MHP’yi üst üste koyduğun zaman bir Ak Parti yapıyorlar. O da mağlup saydığın Ak Parti’yi yapabiliyorlar. Bir de aynaya geçip bir bak. İçinizden bir tane cumhurbaşkanı çıkaramadınız. Bir olup bir cumhurbaşkanı ilan ettiniz o da mağlup oldu. İçinizden belediye başkanı çıkaramadınız, belediye başkanı ithal ettiniz.
Kimi o ithal edilen?
Mustafa Sarıgül. Dışarıdan geldi İstanbul Belediye Başkanlığı’na.
Şişli Belediye Başkanı’ydı.Şişli bağımsız belediyeydi. CHP’nin değildi ki. CHP’den ihraç edilmişti. İhraç ettiğin adamı geri aldın, belediye başkan adayı yaptım. Koskoca parti, CHP olarak bir belediye başkanı üretemedi içinden. Ben onlara bakıyorum. Realite bunlar. Herkesin yanında söylerim. Ben öyle bakıyorum hadiseye.
Gelecekte ne olmasını umuyorsunuz? Bir gün başkanlık sistemi gelecek mi?
Bu seçimden sonra artık zor. Ne olacak şimdi? Meclis başkanı seçildi, koalisyon kurulur kurulmaz mutlaka bir erken seçim görülüyor ufukta. Cumhurbaşkanı çıkıp “bakın ben size bunların yapamadığını söylememiş miydim?” diyecek. Güzel bir sloganla ortaya çıkacak. Duyduğum kadarıyla, bazı projelerin durma aşamasına gelmesi, büyümenin yavaşlaması, Türkiye’nin ekonomisi açısından hayırlı değil. İşlerin yürümesi açısından iki partinin anlaşabileceği uzun vadeli koalisyon götürebileceği bir yapı çıkarsa herkes huzura erer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder