Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, paralel örgüt hakkında çok önemli açıklamalar yaptı. A Haber'de katıldığı Gündem Özel programında konuşan Gökçek, paralel örgütün okullarında eğitim gören torunlarını bu okullardan aldığını söyledi. Gökçek, öte yandan, hükümette ve AK Parti'de önemli görevler üstlenmiş bir vekilin kaset şantajıyla istifa ettirildiğini aktardı. İşte Gökçek'in açıklamalarından satır başları:
4 KASETLE ŞANTAJ: Herkesin özel hayatı kendisine ait. Sen kalkıp şantaj malzemesi olarak bunları niye biriktiriyorsun. Milletvekillerinden bazıları istifa etti. İsmini vermeyeyim. Ama eskiden bayağı önemli mevki ve makamda olan bir kişiye, ben biliyorum, kaç tane hususu dile getirmişler. Bana geldi bilgisi. Kaset şantajıyla istifa ettirdiler partiden. Rivayet odur ki, 4 tane kaset sunmuşlar önüne. Hadi istifa etme de görelim. Adam istifa etti gitti.
HEP AYNI ODAYI VERDİLER: AK Partili, lider konumundaki arkadaşlarımızdan bir tanesini 4-5 sefer gittiği otelde, her gidişinde kendisine aynı odaya veriyorlar. Aklımıza neler geliyor neler. Ayrı ayrı zamanlarda 4-5 defa aynı odaya verilmesi tesadüf mü? Koca otel, yüzlerce oda var. Bunlar tesadüf mü?
BARONLARIN TAŞERONU: Paralel yapı resmen baronların taşeronu oldu. Türkiye aleyhine öyle enteresan girişimlerde bulundular ki, Türkiye'yi yurtdışında rezil edebilmek, güç durumda bırakabilmek için her türlü operasyonu yaptırdılar. Bu konuda kendi ülkelerine resmen ihanet ettiler. Bu resmi bir ihanettir. Yani onlar için, ülke gitmiş hiç önemli değil. Yeter ki, AK Parti iktidardan gitsin, isterse ülke parçalansın. Bunun da kıymeti harbiyesi yok.
YILLARCA DESTEK OLDUM: İnanamadığım, inanmak istemediğim, içimi ıstıraba sokan bir olaydır bu. Ben yıllarca Hizmet hareketine yardım etmiş, özellikle Hizmet hareketi tarafından onlarca defa övülmüş bir insanım. Ama bu kişiye karşı bile, gittiler sokak sokak, cadde cadde, ev ev aleyhimde propaganda yaptılar. Ama ne propagandalar. İnanamazsınız. Ne hırsızlığım kaldı, ne soygunum kaldı. Aileme varıncaya kadar, çocuklarımla ilgili değişik konuşmalar, değişik iftiralar çıktı.
NEVİN BİZDEN, MELİH BİZDEN DEĞİL: Benim eşimin adını okula koymuşlardı. Ben istemedim. "Hayır koyacağız. Başkanım biz sizi çok seviyoruz" dediler. Ondan sonra, seçimlerde iki olaya tanık oldum. Bana anlatıldı. Gidiyorlar sağda solda propaganda yapmaya, vatandaş diyor ki "ayıp değil mi bu yaptığınız? Melih Bey size bu kadar yardım yaptı. Eşinin ismini okula koydunuz"."Gökçek bizi tehdit etti. Eğer eşimin ismini okula koymazsanız ben size yardım etmem dedi" diyorlar. Başka bir yerde yine oluyor bu. Diyor ki vatandaş "ya bak hanımının ismini buraya koymuşsunuz, şimdi bizden CHP'ye oy istiyorsunuz". Verilen cevap şu: "Nevin Gökçek bizden, ama Melih Gökçek bizden değil".
TORUNLARIMI OKULARINDAN ALDIK: Nevin Hanım da zaten ismini geri istedi. Dedik ki bizim ismimizi taşımayın. Benim iki oğlum Samanyolu'ndan mezundu. Samanyolu'nun versiyonu olan okullar var. Atlantik okulları. Orada okuyordu iki torunum. Oğlumla konuştuk, istişare ettik, torunlarımı o okullardan aldık. Küçücük çocuklara dahi öyle sorular soruyorlar ki, aklınız hayaliniz durur. 10 yaşındaki çocuğa sorulacak sorular mı bunlar?
DERTLERİ ERDOĞAN'I DÜŞÜRMEK
ERDOĞAN'I DÜŞÜRMEK: Ben Cemaat'i ikiye ayırıyorum. Birisi, gerçekten kendisini hizmete adamış ve hizmete saf olarak her türlü yardımı yapan insanlar. Bir de malesef artık beynelmilel güçlerin emrine girmiş, oradan ne talimat gelirse onu Türkiye'de yapmaya hazır olan bir ekip var. Bu ekip için hiç ilke falan yok. Tek ilke Tayyip Erdoğan'ın düşürülmesi. Kardeşlerinin kusurlarını araştırmak için belge biriktiriyorlar. Öyle şeyler anlatıyorlar ki inanmak istemiyorum. İspat edemem de.
YAVAŞ'A SUÇLAMA: Gündemde tutmak istiyor kendini. İnsanların hislerini tahrik ediyor. Bu çok yanlış bir şey, ayıp bir şey. Sırf kendim şöhret olacağım diye tahrik etmek yanlış. Bir haftadan beri Mithatpaşa Caddesi kapalı. Çünkü orada sürekli olay çıkartıyorlar. Kim yapıyor bunu? CHP'nin adayı. Basın toplantısı için YSK'nın yanıbaşındaki oteli seçiyor. Vatandaşları da Twitter'dan çağırıyor. Bu demektir ki, "gelin orada bağırın çağırın, ortalığı birbirine katın".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder