23 Temmuz 2014 Çarşamba
SSK daki menfaatler dosyasi
F.A, yıllarca SSK’nın Bilgi İşlem Dairesi Başkanı olarak görev yapmıştı. Ardından Teftiş Kurulu Başkanı Mustafa Konuk tarafından 24 Şubat 1997’de bir rapor hazırlanmıştı. Raporun altındaSSK Genel Müdürü Ekrem Önal’ın “olur”u bulunuyordu.
Raporda korkunç iddialar yer alıyordu…
Bir firma, 1990 Yılı’nda SSK ile anlaşma yapıyordu. Ardından, anlaşmaya uymayıp işi yarım bırakıyordu. Buna rağmen işi yapmış gibi parayı alıyor ve cebine atıyordu.
Teftiş Kurulu Raporu’nda, bu tespitler yer alıyor ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı F.A ile ilgili iddialar sıralanıyordu:
*Firmaya menfaat sağlamak.
*1 milyar 619 milyon lira usulsüz ödeme yapmak.
*4 milyar 536 milyon lira gecikme cezasını firmadan talep etmeyip, SSK’yı zarara uğratmak.
Durum bu olunca, F.A hakkında 18 Temmuz 1997’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca suç duyurusunda bulunuluyordu.
Sonra, Kemal Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü oldu.
Ne yaptı biliyor musunuz? Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde SSK’yı zarara uğratma suçlamasıyla yargılanan F.A’yı, yeniden Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’na getirdi.
* * *
Böylece kurum açısından acı bir durum ortaya çıktı…
SSK Genel Müdürlüğü’nün “mağdur” sıfatıyla 26.12.1997’de nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak, yasal faiziyle 6 milyar 156 milyon lira talep ettiği F.A, “davalı”bulunduğu SSK’nın “yetkilisi” oldu!
Bitmedi, devam edelim…
O dönemde SSK müdürlüklerine 1,5 trilyon liralık bilgisayar alımı yapılacaktı. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı atama, bu ihalenin başına da “görevi kötüye kullanma” suçundan yargılanan F.A’nın gelmesine yol açtı!
Kurum, garip bir tabloyla karşı karşıya kaldı:
Aynı kişi, hem “mağdur”, hem “şüpheli” oldu!
Ve yazdığım o yazı üzerine SSK Genel Müdürü Kemal Bey, telefonla arayıp aynen şu ifadeyi kullandı:
-F.A zaten beraat edecek.
Tekrar ediyorum, beni arayan ilgili mahkemenin hakimi değildi. Bunları söyleyen kişi, dönemin SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’ydu!
Bu gelişmelerin tamamı o günlerde AKŞAM’da yayımlanan yazılarımda yer aldı.
* * *
Devam edelim mi? Çünkü dahası da var…
SSK, kurumun Personel ve Unvan Yönetmeliklerinde 1996’da bir değişiklik yapıp, sınav şartını kaldırdı. Danıştay da yürütmeyi durdurma kararı verdi. Dönemin Çalışma Bakanı Nami Çağan, SSK’ya bir yazı yazıp “kazanılmış hakların geri alınmayacağını” bildirdi.
Peki “Sosyal Demokrat” Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Bakan’ın bu yazısını dikkate almadı. Tam 380 sağlık personelinin sözleşmesini feshetti. Hepsini kapının önüne koydu. Yetmedi, 400’e yakın personelin de “Unvan Yükselmeleri” geri alındı.
O dönemde SSK Genel Müdürlüğü Koltuğu’na “yargı kararı” ile oturan Kılıçdaroğlu, Bakan’ın uyarısını dikkate almayıp, çalışanlar aleyhine bir operasyon gerçekleştirdi.
Geçmişte yaşanan SSK’daki “sınav skandallarını” saymıyorum.
İnsan hafızası unutuyor ama bunların hepsi arşivlerde duruyor!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü yaptı dönem yine tartışmaya açıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Kılıçdaroğlu’nu 70 akrabasını SSK’ya yerleştirmekle suçladı. Ağır iddianın detayları ise dün gün yüzüne çıktı. Kılıçdaroğlu’nun Karabulut soyadlı 31, Gündüz soyadlı 26 veDüzgün soyadlı 13 kişiyi işe aldığı belirlendi.
BABASI SOYADINI DEĞİŞTİRDİ
SSK’ya alınan Karabulut soyadlı isimlerin Tunceli Nazimiye doğumlu olması dikkat çekiyor. Karabulut soyadının Kılıçdaroğlu’nun eski soyadı olduğuna dikkat çekiliyor. Kılıçdaroğlu’nun babası Kamer Karubulut’un 1966 yılında soyadını ‘Kılıçdaroğlu’ olarak değiştirdiği biliniyor.
31 KARABULUT KURUMDA
Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde SSK’ya Karabulut soyadlı 31 kişinin yerleştirildiği tespit edildi. Kılıçdaroğlu’nun eski soyadı olan Karabulut soyadı ile SSK’ya alınanların isimleri şunlar:
Emine Karabulut, Filiz Karabulut, Hülya Karabulut, Halil Karabulut, Abdurrahman Karabulut, Refik Karabulut, Ramazan Karabulut, Özer Karabulut, Gül Karabulut, O. Naim Karabulut, Semra Karabulut, Mahmut Karabulut, Dr. Şaban Karabulut, Suna Karabulut, Şevket Karabulut, Fatma Karabulut. Cemal Karabulut,Düzgün Karabulut, Ramazan Karabulut,Oktay Karabulut, Ali Karabulut, Ali Ekber Karabulut, Yılmaz Karabulut, Vedat Karabulut,Gülten Karabulut, Fatma Karabulut,Oktay Karabulut, Fatmagül Karabulut,Duran Karabulut, Sebahat Karabulut,Hanife Karabulut.
ANNESİNİN AKRABALARI DA VAR
Kılıçdaroğlu’nun annesi Yemuş Hanım’ın kızlık soyadı ise Gündüz. Kılıçdaroğlu döneminde Gündüz soyadıyla SSK’ya 26 kişi alındı. Bunların listesi şöyle:
Mehmet Gündüz,Ö. Köyer Gündüz, Şükrü Gündüz, Atike Gündüz, Ayşegül Gündüz,Hatice Gündüz,Murat Gündüz, Canan Gündüz, Zeki Gündüz, İlyas Gündüz, Sultan Gündüz, Atilla Gündüz, Aziz Gündüz,M. Şefik Gündüz, Cevat Gündüz, Osman Gündüz, SevimGündüz, Abdulbari Gündüz, Ayşe Gündüz, Şerafettin Gündüz, Sami Gündüz,Dürda Gündüz, Gülistan Gündüz, Kemal Gündüz, Ahmet Gündüz ve Fikriye Gündüz.
SEVİM HANIM’IN YAKINLARI
Kılıçdaroğlu’nun eşi Sevim Hanım’ın kızlık soyadı ise Düzgün. Sevim Hanım’ın akrabalarından Düzgün soyadını taşıyan 13 kişi SSK’da işe başladı. Düzgün soyadı ile SSK’ya alınanların isimleri şunlar:
Mükerrem Düzgün,Derya Düzgün, Gülseren Düzgün, M.Özgür Düzgün,Ö. Vehbi Düzgün, Aliye Düzgün, Leyla Düzgün, Fadime Düzgün, Ahmet Düzgün, Muzaffer Düzgün, A. Cemal Düzgün, Geyik Düzgün veMuhittin Düzgün.
Akrabalarımın SSK’da işe girmesi niye suç olsun?
Kılıçdaroğlu, SSK’ya 70 akrabasını aldığına yönelik suçlamaya Kayseri’de cevap verdi. Bunun eski bir iddia olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Akrabam olarak atadığım, kişi varsa adını açıklasınlar. Akrabalarımın bir yere sınavla girmesi suç mu?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemle ilgili suçlamalara Kayseri’de cevap verdi. Bunların eski iddialar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Akrabalarımın bir yere sınavla girmeleri suç mu” diye sordu. Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Kayseri’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, kendisinin SSK Genel Müdürlüğü dönemiyle ilgili olarak açıkladığı belgeyle ilgili sorular üzerine şöyle konuştu:
ADALET BAKANLIĞI’NDA DA VAR
“Genel müdür olduğum dönemde de bunlar gündeme getirildi. Açıklamam KİT Komisyonu tutanaklarında yer alıyor. 65 bin kişilik SSK’da bir şube müdürü, şef, daire başkanı, genel müdür yardımcısı akrabam olarak atadığım, belli bir yere getirdiğim kişi varsa adını açıklasınlar. 65 bin kişilik kurumda, ben genel müdür olmadan önce de akrabalarım, yakınlarım vardı. Genel müdür olduktan sonra da vardı. Buna itiraz etmiyorum. Maliye Bakanlığı’nda da, Adalet Bakanlığı’nda da akrabalarım var. Akrabalarımın bir yere sınavla girmeleri suç mu? Sınavda bir yolsuzluk varsa hay hay başımın üstüne. Hiçbir sorun yok. Başbakan’a çağrı yaptım. Gel beraber sosyal güvenliği konuşalım. Bütün bunları konuşalım. Hazırım ben."
1998 yılında sınavsız işbaşı
Kamu kurumlarına personel alımında sınav yapılması şartının getirilmesine rağmen 1998 yılında SSK’ya sınavsız eleman alındığı da belirlendi. Erdoğan tarafından açıklanan belgede “ÖSYM tarafından sınav günlerinin dolu olduğu, yakın zamanda yapılan sınavla yeterli sayıda başvurunun alınamadığı, 1998’den sonra sınavların yapılması halinde atamaların gecikebileceği söz konusu pozisyonlarda görev almak isteyenlerin talepleri doğrultusunda atamalarının gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir”denilerek personel alındığı ileri sürülüyor. 1998 yılında sınavsız olarak SSK’ya Ecevit Karabulut, Elvan Karabulut, Hülya Karabulut, Meryem Karabulut ve Ümmühan Karabulut yerleştirilmiş.
Özür çağrısına ret: İlk sayfayı açıkla
CHP lideri, tezgah olduğu ortaya çıkan email tezgahıyla ilgili geri adımatmadı. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın ‘Erdemli davranıp özür dile çağrısı’ yaptığı Kılıçdaroğlu, “Ben açıklama yapmadan Bakan Yazıcı konuştu” ifadesini kullandı.
KENDİSİNİ DAVET EDİYORUM
Konuyla ilgili cevap bekledikleri sorular olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devametti: “Dürüst ve ahlaklı adamsa o olayın tamamını açıklar. Bu olay iki sayfa, birinci sayfasını niye açıklamıyor, niye gizliyor? Birinci sayfayı açıkladığı zaman yalanı ortaya çıkacak. Kendisini davet ediyorum. Birinci sayfasını açıklarsın, benden de yanıtını alırsın. O belgenin birinci sayfasını açıklarsa, ÖSYM’de yapılan görüşmeler orada var. (Bizim sınav yapacak takvimimiz uygun değil) diye yazışmalar var.
AÇIKLASIN HESAPLAŞACAĞIZ
Onların bütün ayrıntıları vardır, ama başbakan bunu açıklayamıyor, açıklayamaz da. Açıklasın onunla hesaplaşacağız. Orada benimmerak ettiğimnokta şu; bumail gittikten sonra ÖSYMBaşkanı ne yaptı, bakanı aradımı? Omail başka yerlere gitti mi? Hayati Yazıcı, benimbu olayı gündeme getirmemden sonra niçin suç duyurusunda bulundu? Bunun bir CHP komplosu olduğu şeklinde açıklama yaptı. Sen hükümetsin, ortaya çıkarmak için 15 dakika ayırman yeter. Bunu ortaya çıkarmıyorsan bu komplonun parçasısın. Mailin hangi bilgisayardan geldiği belli, kime gittiği belli.”
Bugün
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder