Türkiye Gazetesi'nin haberine göre Gül, Fidan'a iyi niyetle "İfade ver" dedi. Normal programda narkozlu olması gerekenBaşbakan aradı, MİT Müsteşarı kurtuldu!
Başbakan Erdoğan, "Paralel yapıyı ilk 7 Şubat 2012'deki MİT olayında fark ettik" demişti. Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya, Başbakan'ın İstanbul'da ameliyat olacağı saatlerde Müsteşar ile bazı MİT'çileri KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırdı. Fidan, önce Başbakan'ı, ulaşamayıncaCumhurbaşkanı'nı aradı.
NARKOZ PLANI BOZULDU
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, savcıdan davet telefonu alınca Başbakan'ı aradı. Erdoğan'a ulaşamayınca Cumhurbaşkanı Gül'le gö-rüştü ve "İfadenizi verin, problem çıkmaz" cevabını aldı.
Fidan'ın ifade vereceği saatler, Başbakan'ın ameliyat için narkozlu olduğu zamana denk gelecekti. Ameliyat saati son anda değişti. Fidan'ın telefonuna dönen Erdoğan, "Gitme" dedi.
Türk siyaseti için milat kabul edilen günlerden birisi 7 Şubat 2012. Özellikle bugünkü tartışmaları yorumlarken ve paralel devletle ilgili tespitler yaparken, çıkış noktasının 7 Şubat olduğunu bilmek gerekiyor. Şifreleri çözmek iddiasında bulunmak şu an için tam mümkün olmasa da, bazı gerçekleri gözler önüne serip yorumu okurlara bırakmak en doğrusu. Peki o gün ne olmuştu?
İstanbul Özel Yetkili Savcısı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Eski Müsteşar Emre Taner, Eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve iki eski MİT görevlisini bizzat telefonla aradı ve KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırdı. Savcı, Fidan ve arkadaşlarını Oslo'da PKK ile yapılan görüşmeler sebebiyle suçluyordu. Bundan sonrası daha önemli. Fidan, telefonla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı aradı. Ancak ulaşamadı. Sonrasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü aradı. Cumhurbaşkanı'na durumu anlattı, "önerisini" sordu. Gül, olayda kötü niyet olduğunu düşünmedi ve "Bence ifadenizi verin, bir problem çıkacağını sanmıyorum" dedi. Bu telefonun hemen ardından Başbakan Erdoğan, Hakan Fidan'a cevaben döndü. Fidan, savcının talebinden Başbakan'a da söz etti. Erdoğan ise, Fidan'dan kesinlikle ifade vermeye gitmemesini istedi. Buradan Başbakan'ın farklı bir durum sezdiğini yorumlamak mümkün.
Daha da açmak gerekirse; Başbakan o gün İstanbul'daydı. Kamuoyu bilmiyordu fakat ameliyat olacaktı. Üstelik bir iddiaya göre; savcının Fidan'ı ifadeye çağırdığı saatler, normal şartlarda Başbakan'ın narkozlu olduğu anlara denk gelecekti. Ancak ne olduysa oldu, ameliyat saati değiştirildi. Gelen bilgiler, ameliyat saatinin değiştirilmesinde güvenlik endişelerinin rol oynadığını ortaya koyuyor. Belki de bu bir şaşırtmacaydı. Sonuçta Başbakan'ın belirlenen operasyon saati ileri alındı. Başbakan, saat değişikliği sayesinde Fidan'la görüştü. Bir başka nokta, Başbakan'ın o gün ameliyat olacağını çok az sayıda insanın bilmesiydi. Böylesi gizli bir bilgiye savcının sahip olması normal şartlarda düşünülemezdi.
JET TALİMAT
Başbakan Erdoğan ile Fidan görüşmesi sonrasına yeniden dönersek karşımıza farklı bir manzara çıkıyor. Erdoğan, Fidan'la bu görüşmesi sonrası ani bir hamle yaptı. AK Parti grubuna hasta yatağından talimat verdi. Hemen bir yasa teklifi hazırlandı.
MİT görevlilerinin ifadesinin alınması doğrudan Başbakan'ın iznine bağlanıyordu. Teklif jet hızla yasalaştı. Ve MİT'çiler ifade vermeye gitmedi.
Şimdi büyük resme bakalım.
Şayet Başbakan Erdoğan, savcının Hakan Fidan'ı aradığı saatlerde ameliyata alınmış olsaydı; MİT Müsteşarı, Başbakan'la telefonda görüşemese ve Cumhurbaşkanı Gül'ün iyi niyeti doğrultusunda ifadeye gitseydi ne olurdu? Fidan ve diğer MİT mensupları tutuklanır mıydı? Böyle bir şey sözkonusu olsaydı, savcının başlattığı KCK soruşturması Başbakan'a kadar uzanacak mıydı? Erdoğan, geçmişte bunu ima etti. 7 Şubat'ın şifresi de, Erdoğan'ın ameliyat günü ve saatinin tesadüfen değiştirilmesiyle kırılmış olabilir. Zaman şimdilik bunları ortaya çıkardı. Günler ilerledikçe 7 Şubat'ın sis perdesinin daha da dağılması sözkonusu olabilir. (Türkiye Gazetesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder