Işte Küçük'ün konuşmasından satırbaşları...
Elif Çakır: Bu akşamki konuğumuz Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük. 17 Aralık gündemdeki yerini koruyor. Ben öncelikli olarak size şunu sormak isterim. 17 Aralık operasyonuyla 7 Şubat krizi ve önemli şeyler yazdınız. İstihbarat ve haber kaynaklarını kullanıyor musunuz?
Cem Küçük: Yüzde 95'i açık bilgidir, yüzde 5'i gizli bilgidir. Zaten oraya fokuslanmışsanız bilirsiniz bunu. 17 Aralık operasyonu Erdoğan'ı hedef alan operasyondu. 7 Şubat da öyleydi, eğer Hakan Fidan ve MİT ele geçirilseydi her şey bitecekti, bu iş kopmuştu.
E.Ç.: Bugün en popüler suçlamalardan bir tanesi, adınız MİT'ten, istihbarattan bilgi alıyor diyorlar.
C.K.: Şike, KCK, Nedim Şener, Hanefi Avcı'dan önce Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü vardı. İşadamları ve Aydın Doğan'ı sindiren, susturan bunlardı. İşadamlarına, gazetecilere tuzak kuran, hipnoz edip etki altına alan bu yapıydı. 2012 Haziran ayından beri yazıyorum ama Erdoğan'a geleceği belliydi. Bir ayağı yurtiçine, Neo-Conlara, uluslarası yapılara dayanıyor. Gezi olayları başarılı olsaydı tutacaktı. Today's Zaman'ın yayın politikasına bakın. Dershane taslağında 7-8 taslak vardı, bunu ilk yayınlayan Zaman gazetesiydi.
E.Ç.: 14 Kasım'daki Eğitime Darbe manşetine bakmak lazım, o tarihlere bakmak gerekiyor. Hanefi Avcı gördüm dedi paralel yapılanmayı, biz ona inanmadık. Senin paralel yapılanmayı gördüğün tarih ne zamandı, ne zaman inandın?
Ç.K.: Hem Hanefi Avcı, hem Nedim Şener Ahmet Şık tutuklandığında, Büşra Ersanlı KCK'dan tutuklandığında bunun açıklamalarını Haber7'de sordum. Doğduğundan beri sağcı Müslüman olan bir adam olan Hanefi Avcı'yı Devrimci Karargah'tan içeri attırdınız. Nedim Şener'i Başbakan'ı oğluna suikast yapacakmış iddiasiyla tutukluyorlar. Nazlı Ilıcak'ın kitabının arkasında polis şefleri var. Savcı Akkaş'ın Hrant Dink davasıyla ilgili adım atmaması, polis şefleriyle ilgili hiçbir işlem yapmaması belliydi. Cemaati, Gülen'i hedef alan herkes içeri atıldı. Mesela İlker Başbuğ. Anadolu'da onlar işadamına, binlerce kişiye, sanatçılara dava açıldı, içeri atıldı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürülmesinde Ferit Şahenk, Ali Sabancı'nın dosyaları var. Dicle Üniversitesi'nde olanlar var. ABD II. Dünya Savaşı, 4 savaş daha geçirmiş. 8 casus var, 157 tane casusu var bu yapının, deniz komutanlıkları, bahriyelerde, diğer bakanlıklarda ne kadar kendileriyle ilgisi olmayan insanlar varsa içeri atmışlar. Olmayan deliller uydurma, telefonlarını illegal bir şekilde dinleme, şantaj var. Bu normal mi?
E.Ç.: Biz bunları konuşurken Habur'daki süreç eleştirilirken hukuk üzerinden konuşuyorduk ama yargıda başka yapılanmların olduğu ortaya çıktı.
C.K.: Bugün gazetesinin çözüm sürecine yönelik yayınlarına bakın, Bugün gazetesi çatapat patlamasını bile çözüm süreci elden gidiyor dedi, icraatlerinde hükümete engel olmak vardı, 7 Şubat olayı neydi, o nefret diliyle KCK Güneydoğu'yu ele geçirdi, yarın devlet ilan edilecek, Kürt devleti ilan edilecek gibi vesayetçi bakış açıları var. Raif Polat Atilla, Yusuf Gezgin gibi takma adlarla cemaatin farklı yapıları, belirli imamları yazılar yazdı. Bunlar Ermenileri, Kürtleri düşman gösteriyor, yok edilmesi gerek diyor. Hanefi Avcı sana diyordu, Zirve Yayınevi olayının devamı gelseydi, Sabetaycılara bağlayacaklardı. Bu yapının futbolda, iş dünyasında, medyada çok büyük operasyonları vardı. Bakın şimdi Hürriyet, Radikal'in yazarlarına, manşetlerine hep vesayetçi durumlar var. Today's Zaman tam Allahlık zaten. Bir insan parke taşını söküp alamaz, devletin parasıdır. Ama siz Gezi'de, 17 Aralık ve 25 Aralık'ta bu ülkeye 120 milyar dolar zarar verdiniz. Biz yolsuzluk ve rüşvet için yapıyoruz diyorsunuz ama bundan önce de 28 Şubat'ta 220 milyar dolara varan yolsuzluklar oldu.
E.Ç.: Bunun sebebi ne, cevabını bilmediğimiz soru kaldı mı?
C.K.: Bu yapının Erdoğan'ın eline kelepçe geçirmek gibi durumu vardı. 27 Mayıs istiyorlardı. Ege sorunu, Yunanistan vb. konularda asker ne derse o olurdu. Bu cemaatin yapısı da böyle. Devlet ekonomiyi, eğitimi yönetsin ama Kürtlere karışmasın, İsrail ile iyi geçinsin. Ana noktaları onlar ele geçirmek istiyordu. Bu yapı gücünü de göstermek istiyordu.
E.Ç.: Güç sarhoşluğuna mı takıldı Gülen cemaati, büyümenin bir karşıtlığı, sonucu olarak mı oldu. Biz Bunu Mavi Marmara'da mı gördük.
C.K.: 2003 Irak illegal işgalinde Zaman gazetesinin bir tek olumsuz haberi yoktur, Dumanlı'nın Edelman'ı övdüğü yazıları vardır.
E.Ç.: ABD'de cemaat ondan olabilir mi?
C.K.: Irak'ta camiler vurulmuş, Suriye'de insanlar ölüyor, ABD'ye laf etmiyorsunuz. En çok yaptırıma uğrayan ülke İsrail'dir, uygulanmaz o başka. İnsan bir kere de olsa göz boyamak için eleştirmez mi?
E.Ç.: Erdoğan'sız Türkiye ihalesini ne zaman üzerine aldı cemaat?
C.K.: 2011 seçimlerinden sonra aldı. Türkiye gelişen bir ülke, ekonomisi iyi, Ortadoğu'ya, Araplara, Balkanlara örnek oluyor. O yüzden İhvan hareketi vb. öne çıkıyor, Türkiye yaptıysa biz de yaparız diyorlar. İşte bu yüzden Türkiye'yi El Kaide yanlısı gösteriyorlar, Erdoğan'ı da Cenevre-2 öncesi buna eklemek istiyorlar. Bunu başaramıyorlar. Ekonomide faizleri arttırdılar, dolar, borsa yükseldi. Ama yine de çok etkilenmedi. Şimdi Öcalan'a sardılar. Ergenekon operasyonunu yapana polis şeflerinin elindeydi bu kaset, Öcalan 17 Aralık operasyonunu eleştirdi, ondan sonra çıktı. Nuray Mert'lerin, İhsan Dağı'ların yazılarına bakın. Dünyanın herhangi bir yerinde dava başsavcıdan saklanıyorsa, belirli kişiler üzerinden yürüyorsa, abilerinizden, imamlarınızdan emir alıyorsanız bunun adı cuntadır. Ergenekon'u bitirdiğim gibi Erdoğan'ı da bitireceğim dersen bunun sonucunu göz önüne alırsınız.
E.Ç.: İlk kez bir cemaat bu darbe ihalesini eline aldı, hocaefendi, din alimi dediğimiz niye bunu dindar kardeşlerine bunu yapar?
C.K.: Bir bu yapı gücünü görmek istiyor ama hükümeti yıkmak istiyor. İşadamları neden futbol kulüplerine başkan olmak ister, kimse seni tanımaz. Ego durumu var, devlet elinde değil, belirli yerde adamları vardır. Bir de Yasin Aktay, Mazhar Bağlı'nın dediği gibi Humeyni gibi dönüş isteği vardı. Tamam hükümet gitti ama devletin tüm organları, polis, yargı sizde. Gelen insanlar kimlerle görüşürdü, hükümet ile sonra asker ile. Bunların da böyle bir amacı vardı. Geçtiğimiz ekim-kasım aylarında, dershanelerden önce, Gülen'in bazı yakınlarına "Biz bu hükümeti istersek 3 günde yıkarız" denildi.
E.Ç.: Biz istersek yıkarız dedi, yazarlar çağrıldı
C.K.: Zaten bunu diyorsan hiçbir şey bilmiyorsundur. Bunun hesabını verirsiniz.
E.Ç.: Hep kirli ittifaklar içinde olan Doğan Grubu'nun durumu ne olur? Cumhuriyet mitingilerinde, kapatma davalarında hep bir yerlerin yanında oldu. Gezi'de de, dershane ve yolsuzluk operasyonunda da aynı tavrı sergiledi. Ne olur bundan sonraki süreç?
C.K.: Aydın Doğan 2002 yılında AK Parti iktidar geldiğinde 3. büyük holdingti. Şimdi 34. sırada, şimdi servet kaybetti. 10 milyar dolarlık adamken 2-3 milyar dolara geldi. Kendi istemese olmaz. Bunun bağlı olduğu İstanbul sermayesi, bağlı olduğu yerler var. Aydın Doğan'ın gazetesi hep devletin gazetesi olmuştur. Hrant Dink, Ahmet Kaya'nın ölümü, 28 Şubat'ta günahları var. Şimdi neden cemaatin yanındasın? Yargıda dosyaları var, benim dosyalarım var diyor Aydın Doğan, iyi geçinmem gerek diyor. CHP olsa, asker olsa tutar ama şimdi cemaatin yanında. Nedeni bu. Zaten paralel yapı ile ilgili bir şey göremiyorsunuz. İHH'nın tırları yakalandığında onu tepeden gören Radikal oldu.
E.Ç.: Radikal'de girdikten sonra 10 dk sonra twitter'dan yayıldı.
C.K: Hürriyet'te Arda Akın var, cemaattendir o. Radikal'den sonra büyüten Hürriyet oldu bu haberi. Amaç burada hükümeti zor duruma düşürmek, meşruiyetini tartışmaya açmak vardı.
E.Ç.: Paralel yapı MİT Müsteşar'ını, Hakan Fidan operasyonu başarılı olsaydı Türkiye'nin durumu nasıl olurdu?
C.K.: Bugün Türkiye açık hava cezaevi olurdu, kendilerine karşı olan kim varsa delil uydururlardı. Mesela kanunda yazar, isimsiz ihbar mektupları davaya konulmaz. MİT gittiği an Erdoğan giderdi.
E.Ç.: Bundan sonra çok kişisel hikayeler olacak. Normalde bir tatlı alan adam tatlı bozuk çıktığı için şikayet ediyor, o tatlıcı cemaate yakın, hemen adamı terör örgütünden diye suçluyorlar. Bundan sonraki süreç nereye gidecek?
C.K.: Birkaç bakanı götürdüler ama hükümeti yıkma güçleri ellerinden gitti, başaramadılar. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporları verildi. Başbakan'ın üslubun gayet iyi buluyorum, Başbakan'a kelepçe takmak istiyorsun, nasıl davransın, sert olacak. Bir yapı gelir sizi ayağınızdan vurur Elif Çakır olarak, sonra gelip ziyaret ederler. Bunlar böyledir. Üç savcı bakıyor, o böcek olayından başlayarak, bu operasyon gelecektir. Bu seçimden önce, sonra olabilir, sonrası muhtemel. Bun yardım eden akademisyen, polis, gazeteci kim varsa bunlar yargılanır.
E.Ç.: Netleşmeye başladı mı örgüt şeması mesela.
C.K.: Onu bilmiyorum ama bunun en açık gazetesi Taraf. Sözcü, Aydınlık cemaat bağlantıları var. Her gün hükümeti eleştirir, paralel yapı ile ilgili tek kelime laf etmezseniz, bir şeyler peşindesinizdir. Sanırım bu tespitlerden var, Başbakan'ın önünde var. Karıncaezmez kod adlı polis şefi var. Biz hükümeti yıkmak istedik, olmadı diye. Bu Başbakan'ın önünde var. Siz bir darbe içindeyseniz bunun sorgulanmasından doğal olan ne? O tweet atan gazeteciyle ilgili bir şey diyeyim. Mesela ABD'de iki parti var, muhafazakar parti kapatılsın ya da Başbakan'ın El Kaide bağlantısı var denilsin, o adamın hayatı biter. Bizde ne kadar kolay söylüyorlar. Adam diyor ki mesela İbrahim Öztürk "AK Parti kapatılsın" diyor. Mesela Faruk Mercan "Eğer HSYK tasarısı Meclis'ten geçirirse olmaz" diyor. Bu cüreti nereden buluyorsun, Erdoğan'a Yezid diyor.
E.Ç. AK Parti kapatılmasın ama Anayasa Mahkemesi harekete geçsin diyenler oluyor, AK Parti kapatılmasın, seçmenlere saygımız var diyorlar. Bu nedir?
C.K.: Başbakan'a kocakarı gibi konuşuyor deniliyor, Yezid deniliyor, tetikçi gruplar var ilgimiz yok diyorlar. GYV Başkanı Mustafa Yeşil çakallar falan diyor, Başbakan'a hakaret ediyorlar. Tek parti devletine dönüşüyor dediğin, diktatör dediğin birisine bunu nasıl dersin? Sabah, Yeni Şafak, Star, Akit, 4-5 TV bir de. Geri kalan 50 tane sayarsınız. Sonra yok bu ülkede etkili değiliz.
E.Ç.: Ekrem Dumanlı bugün parti devletine doğru diye bir yazı yazdı.
C.K.: Bana istihbaratın içindeki küçük eleman demiş ama Ekrem Dumanlı'yı bu kurtarmaz. Tek parti diyorsan istediğiniz gibi Başbakan'a hakaret edemezsiniz, Başbakan'a görevi bırakırsınız diyemez, hükümet milletten yetki alıyor. Geçen Nedim Şener sordu, hükümeti karşı gösteriyor diye, sizin yazdığınız neydi MİT, Nedim Şener ile ilgili. Bunlara niçin bir şey demiyorsunuz. Bugün gazetesinin çözüm süreci sonrası dediklerine bakın, neler yazmışlar. Ha ne diyorlar, bize danışılsın, bize sorulsun. Siz kimsiniz, niye hoşgörü adı altında bencillik kisvesine bürünüyorsunuz? Niye tek partiye gelen şeyler var diyorsunuz. Edelman vb. Siz Erdoğan'ı indirin diyorlar, bu yazıların paralellikleri var. İsrail'e, siyonizme yakın olan gazetelere bakın. NYT'ye bakın, NATO NATO NATO diyorlar, uyarıyorlar Türkiye çıkabilir diye.
E.Ç.: Bu operasyon Cumhurbaşkanlığı, yere seçimlere kadar devam edecek. Ne olur?
C.K.: Meclis'e yönelik operasyondan söz ediliyor ama daha büyüğü olmaz. Şimdi bakın ses kayıtlarını yayınlıyorlar.
E.Ç.: Zafer Çağlayan'ın başına gelenler ortada. Karşı dava açması lazım. Ne olması lazım?
C.K.: Cinsel içerikli kasetler, ses kayıtları var. Artık zannetmiyorum bir şey yapsınlar. Hükümet seçimleri kazandığı anda iş biter, hükümet yüzde 44'ün üzerinde oy alırsa biter. Bu yapılar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, 2015 seçimlerinden önce bir daha harekete geçmek isterler. Durup durup yaparlar, bir gün asker, bir gün Geziciler, bir gün CHP birileri oluyor, öbür gün de uzaylılar olur. Sonunda pespayeleşiyorlar, nasıl hükümeti yıkabiliriz diye düşündüler, bu işin sonuç vermeyeceğini aslında görebilirlerdi.
E.Ç.: Peki bu Gülen örgütünün, paralel yapının seçim stratejisi, AK Parti'yi desteklemeyecekler. Tabanını ikna ederler mi?
C.K.: Cemaatler kelle saydırmaz, bizim oyumuz şudur demezler. Şu partiyi destekleriz diye net bir şey demezler, ben Anadolu'daki kitlenin bu mantıkta olduğunu sanmıyorum, hadi MHP, SP, BBP anlaşılabilir ama CHP zaten nereden geliyor, buna ikna edemezsiniz. Bunlar işe yaramaz.
E.Ç.: Geçenlerde bir haber vardı, bazı gazeteciler yönelik kumpas vardı. Sen, Yıldıray Oğur, Abdülkadir Selvi. Bir kitap yazacakmışsınız. Nedir bu?
C.K.: Birkaç kitap yazıldı, bazı polis şefleri korundu. Güya biz de geçmişe dönük sanki e-mail falan atmışız gibi kitap mı yazacağız. Buna inanılmaz. Bunlar açık bulamayınca işte saçma sapan şeylere sarılıyorlar, Başbakan'ı Hitler'e benzetti. Talat Aydemir dediler, idam edilebilir.O, o dönemin koşulu. Şimdi Ergenekoncular, siz varsınız. Niye idam edelim.
E.Ç.: Hedef göstermiyorsun sen, diğerleri hedef gösteriliyor.
C.K.: O iki internet sitesi, seni ve beni hedef gösteren, bizimle ilgisi yok diyorlar, neden o zaman yapıyorsun, neden fişliyorsun, Zekeriya Öz'e, Muammer Akkaş'a kucak açıyorsun, nasıl ilgin yok. Nasıl 17 Aralık başlamadan bütün bilgiler, belgeler elinizde oluyor. Mehmet Baransu gibi isimler nasıl Erdoğan Bayraktar, Ali Ağaoğlu temiz diyor, nasıl böyle yazılar yazılıyor. Bunun adı darbe girişimiyse, bizce öyle, bu yargılanacak.
E.Ç.: Yani senin vesayetçin kötü, benimkisi iyi diyemeyiz.
C.K.: Sen hükümete saygı duymak zorundasın.
E.Ç.: Kartel medyası hesabını verecek derken, şu an cemaat medyası da vermeli.
C.K.: Ekrem Dumanlı geçmişte, hükümeti yıkacaklar, dikkatli olalım diyordu. Tam seçim öncesi şimdi ne değişti? Başbakan'ın ses kayıtlarını yayınlıyorlar, legal diyorlar, neresi legal Başbakan'ın ses kayıtlarını dinlemek.
E.Ç.: Aslında burada hedeflenen Başbakan.
C.K.: TCDD Genel Müdürü, 3. havalimanı, Kanalistanbul, bu isimleri dinle. Hayır Başbakan'ın konuşmalarını nasıl isibarsızlaştırırsın.
E.Ç.: Hedef Habertürk mü?
C.K.: Fatih Saraç üzerinden hedef Başbakan'dır.
E.Ç.: MHP tabanına da yönelikti.
C.K.: Evet ama senin gazetende, burası hizmet müessesi diyorsun, eleştirme diyorsun. Sen Başbakan'ın sözünü duyduğunda kapatman lazım, belki devlet sırrı konuşacak. Başbakan'ın belli ki 1.5 yıldır dinlemişler, belki daha fazla. Peki Başbakan bu konuşmalarında devlet sırrı ile ilgili bir şey demişse başka istihbaratlarla bunu paylaşmışsanız, nereden bilelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder