EL KAİDE TÜRKİYE LİDERİ (!)
"Evim basıldığında siz buradaydınız ve şahittiniz, kitaptan, kalemden, defterden başka ne gördünüz burada. Ama biliyorsun haber olarak ne dendi; patlayıcı, bomba, dokuman falan.. Bir önceki operasyonda kapı komşum şahittir yine, 500 kilo patlayıcı çıktığını söylediler, adam da biraz yerel mahalli bir adam, ağzı da bozuk, 'Yahu ne 500 kilo patlayıcısı 500 kilo kitap çıktı evden' diye tepkide bulundu. Bu insanlar nasıl bu kadar pervasızca insanlara iftira edebiliyorlar, siz o olayda şahitsiniz, burayı görmeseydiniz o haberlere inanacaktınız. Peki bu şekilde acaba kaç gruba, kaç kişiye zulmedildi.. Ki bu adamlar beni El Kaide Türkiye Sorumlusu olarak yansıtıyorlar basına, bir de diğer insanları düşünün. Girişi çok ciddi yapıyorlar sonrasında geri adım atamıyorlar, 'bari bir ceza verelim' diyorlar, 'verelim' dedikleri de en az 5 sene.. Tam 5 sene 8 ay ceza aldım. Birinci mahkumiyette bir yıl yattım çıktım, Yargıta'ya gitti, Yargıtay dosya eksikliğinden iade etti.."EL KAİDECİ OLMADIĞNI BİLİYORUZ
"Polis sorgusunda, biri bana şunu söylemişti; 'Biz senin El Kaideci olmadığını biliyoruz, hatta El Kaidecilerin seni sevmediğini de biliyoruz.' Ben de Allah'tan korkmuyor musunuz demiştim. O da 'yapacak bir şey yok' demişti. 2011'in Nisan ayında ikinci operasyon oldu. El Kaide lideri ve silahlı terör örgütü kurmak suçundan yargılandım. Birinci operasyonda polisler, bana '10 -15 yıl hapistesin. En az 5 yıl hapistesin senden kurtuluyoruz' demişlerdi. Hatta 'İstersen sana kolaylık sağlayalım Afganistan'a git' demişlerdi. Wikileaks belgelerinde yer alıyor: ABD'lilere bir brifingde, polis diyor ki; 'Bunlar El Kaideci değil, ama biz yaptığımız operasyonları bu isim adı altında yapıyoruz."SEYYİD KUTUB'UN KİTABI DA SUÇ
"İkinci operasyonda el konulan kitaplar arasında, Seyyid Kutub'un 'Yoldaki İşaretler'i vardı, Abdullah Azzam'ın kitaplarını, benim yazdığım kitapları suç saydılar. Bandrollü çıkardığım kitaplarımı, yasal dergimizi suç unsuru gördüler. Gözaltına alınan bir arkadaşımız emniyete götürülürken, polis arabada Gülen'in dersini anlatıyor.. Arkadaşımız, 'Sizi de dinliyor olabilirler' dediğinde polis, 'Korkma, dinleyen de bizden' diyor. Emniyette genelde, Gülen'le ilgili sorular sorulurdu. Bir keresinde polis, 'Sen Hocaefendi'nin Buhari'yi ezbere bildiğini biliyor musun, onu dinledin mi, görüşleri için ne diyorsun?' gibi sorular sormuştu.. Anladığım kadarıyla, bunlara bir ihale verilmiş bu da Ilımlı İslam.. 2011 operasyonunda 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra mahkeme başkanı değişti ve serbest kaldık. Hakim bana 'Bu defa gizliliğe riayet etmişsiniz' dedi. Ben de kendisine, 'Hakim bey, 'Eve gelirken çay al'ı 'TNT al' diye, 'baba' ifadesine farklı anlam yüklerseniz ne yapabiliriz. Ben de artık telefon kullanmayı bıraktım' dedim."YATAK ODASI İLE TEHDİT EDİYORLAR
"Polis bana, evleri dinlerken, evler tek odadan ibaret değil demişti. Mahrem hayatla ilgili bir çok arkadaşıma tehditte bulunmuşlar. İnsanları mahrem konuşmalarıyla bile tehdit ediyorlar."24 YAŞINDA LİDER
1984 doğumluyum, aslen Bingöllüyüz. Diyarbakır'da doğdum. İmam hatip lisesini Diyarbakır'da tahsil ettik. Katsayı problemi vardı. Mısır'da 4 yıldan fazla kaldım. 2008 ve 2011'deki operasyonlarda 'El?Kaide lideri' iddiasıyla, 2014'teki operasyonda ise IŞİD ve El Kaide lideri suçlamalarıyla yargılandım. Tek bir delil bulanabilmiş değil.ELEŞTİRİNCE DÜĞMEYE BASTILAR
Gülen'in şahsından çok zihniyetine itirazımız vardı. 2007'de 'Dinler arası diyalog'la, ilgili bir ders yapmıştım. Dinlerarası Diyalogun insanın itikadını bozacağını, bunun bir Vatikan projesi olduğunu söylemiştim. İkincisi; İslam dünyası kan ve işgal altında iken 'Onun İsrailli çocuklara ağladım' sözlerini eleştirmiştim. Üçüncüsü; din istismarcılığı yaptığını, İslam ümmetinin yanında neden görmediğimizi sormuştum. Çok geçmedi ilk operasyon yapıldı. Bunlar tabi kendileri gibi düşünmeyenleri potansiyel suçlu görüyorlar. Mesela Tahşiyecilerin lideri denilen Mehmed Doğan Hoca, o da Nurcu, ama onlar gibi düşünmediği için kumpasa uğradı. Mesela Van'da savcı; 'Senin Fethullah Gülen'le alıp veremediğin nedir?' diye sormuştu.. Hanefi Avcı'nın bir sözü var ya; "Emniyette hukuksuzluk yapılırsa savcılıkta çözersiniz, orada yanlış olursa mahkemede, olmadı, Yargıtay'da.. Ancak baştan sona paralel ise, hakkınızı arayamıyorsunuz."EN SON İHALE BANA KALDI
Benden önce yazar Mustafa Kaplan'ı El Kaide lideri yapmışlardı. Tam bir komedi, Türkiye'de kaç El Kaide lideri var ve niye birbirlerini tanımazlar.. Bildiğim 6-7 kişi lider suçlamasıyla hapse girdi. En son ihale bana kaldı. Yaklaşık 4 yıl hapiste kaldım.. Somut bir delil ortaya konulmadı.. Yargılandığım iddialara ilişkin tek bir delil ortaya konulsun bu cezaları hak ettim diyeceğim. Allah'ın kaderine razıyım ama zulme razı değilim. Hakkımı helal etmiyorum. Cezaevlerinde 24 saat bu yapıya yönelik sürekli beddua yükseliyor. Onlara fikri, itikadi olarak muhalif olduğum için cezaevinde yattım. Ama hukukta bunun tanımı olmadığı için bize örgüt yaftası vurdular. Dergimiz var, yayınevimiz var, haber sitemiz var. inandığımızı insanlara bu yolla anlatıyoruz. Yazarak, anlatarak davetimizi yapıyoruz.TÜM DOSYALAR RAFTAN İNMELİ
2003 yılından itibaren açılmış tüm dosyaların yeniden görülmesi lazım.. Bir kurul kurulup yeniden ele alınırsa bir çok dosya bozulacaktır. Bütün dosyalar raftan indirilirse çok şeyin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Araştırmalar Fırat'ın doğusuna geçerse, faili meçhullere yönelik paralel parmak bulunacak, pis işlere bulaştıkları da görülecektir. 2003 öncesi 90'lı yılların çirkinliklerinde de bunların parmağı var. Asıl orada eğitim alıp örgütlendiler.Kaynak: Star
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder