24 Aralık 2014 Çarşamba

DÜNYANIN DEĞERİ KAC LIRADIR?

Akdeniz'deki şirin illerimizden birinde iki sene önce görev görev yaparken emir subayına görev veriyor. "Ramazan ayındayız, git bu şehrin en fakir insanını bul" diyor. Ertesi gün emir subayı geliyor; "Buldum paşam, şu mahallede oturan 75 yaşında bir teyzemiz var.
Tek başına hayatla mücadele ediyor" 
diyor.
General, erzak paketi hazırlayıp o yaşlı teyzenin kapısını çalıyor. İftara yarım saat var. Hemen gelen erzaklarla sofra kuruluyor.
İftar'da General yemeğe başlıyor.
Ev sahibi yaşlı teyze sofraya oturuyor ama yemeklere dokunmuyor.
Paşa "Haydi teyze sen de orucunu aç" diyor. "Evladım ben Alevi'yim oruçlu değilim, siz devam edin" cevabı geliyor.
Buraya kadar anlattıklarından sonra General'in söyledikleri çok çarpıcıydı; "Ben bu şehrin en fakirine Ramazan'da iftar açacak diye yardım etmeye niyetlendim. Allah beni bu oruç tutmayan teyzemizin evine gönderdi.
Hiçbir şey tesadüf değildir." 
Paşa evden ayrılırken yaşlı teyzeye "Bir isteğin var mı" diye soruyor.
Teyze "Daha önce bir apartmanda kapıcı olarak çalışıyordum.
Yaşlandığım için işten çıkarıldım.
Sizden ricam eğer mümkünse işe geri alınmamı sağlayabilir misiniz" 
diyor.
General "Kaç para maaş alıyordun oradan" sorusunu yöneltiyor.
Sıkı durun, cevap çok ilginç. "Ayda 50 lira maaş alıyordum." Evet sene 2012...
Ve o 50 lira maaş o teyzenin DÜNYASI...
Onun için çok önemli. "DÜNYANIN DEĞERİ 50 LİRA" dedi Paşa.
Ve ekledi; "Neyin kavgasını yapıyoruz? Bu ülke Alevi'siyle Sünni'siyle, Türk'üyle Kürdüyle, Laikle muhafazkarla, sağcısıyla solcusuyla hepimizin. Hepimiz, hepimize lazımız.
Ama bizi bölmek, parçalamak yutmak için dışarıdan akıl almaz DOLAPLAR çeviriyorlar. Bunun için de hep aynı argümanları ve piyonları kullanıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder