13 Ocak 2014 Pazartesi

Dubai Karargâhı


Anayasa ve demokratikleşme konusundaki mutedil çağrıları ile dikkat çeken son olarak da 'Sağlam İrade' ilanlarıyla gündeme gelen Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan ile bir araya gelerek 17 Aralık siyaseti itibarsızlaştırma operasyonunu konuştuk. 
 17 Aralık operasyonunu nasıl okudunuz? Bu, bana göre siyaseti yeniden dizayn etmeye yönelik bir projeydi. Bunun temel hedefi de Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Erdoğan'ı tasfiye etmek istediler.
 Kim onlar? Cemaat mi? Tek boyutlu değil. Başbakan'ın 3'üncü dönem şartı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'na seçilme ihtimali projeyi erkene almalarına sebep oldu. Aslında cemaat 30 yıldır devlete sızma operasyonu yürütüyor. Uluslararası güçler de bölgede bu kadar güçlü bir lider istemiyor. O zaman hem cemaat hem de egemen güçler aynı amaçta birleşiyor. Geçmişte dengeyi kuran egemen güçler, karşı devrim hareketi başlattı. Toplum merkezli siyasi yapıların kendi güçlerini engelleyeceğini düşünerek Dubai'de devrim karargâhı kurdular. 
 Neden Dubai? Bu karargâhta kimler var? İsrail, ABD, Neoconlar, İngilizler... Bunlar Arap sermayesini ve ekonomik kaynakları da yönetiyor. Ulus-devlet modelini bozdurmak istemiyorlar. O karargâhın hedefinde Türkiye, Mısır, Yemen, Libya ve Tunus gibi ülkeler var. Buralarda siyaseti değiştirmek için Suud'un İstihbarat Şefi de dahil çok yüklü miktarda paralar ortaya konulduğu söyleniyor. 
 Siz nereden biliyorsunuz?Körfez bölgesinde birçok toplantı yapıldı. Bu toplantılara katılan Arap dostlarımız anlattı. Türkiye'den de oraya gidip gelindiğini biliyoruz. 
 Zekeriya Öz'ün de Dubai'ye gittiğini yazdık. Tatil amaçlı ama... İşte son 1 yılda Türkiye'den Dubai'ye gidenlere ve kimlerle görüştüklerine bakın. Dubai'deki toplantılara katılanlardan da hangilerinin buraya geldiğini çıkarın. 
 Araplar Türkiye'yi sevmiyor mu? Egemen güçler Araplar'a "Recep Tayyip Erdoğan gelirse sizin petrol gelirlerinize göz dikecek, ondan pay isteyecek" diyor. Onlar da işbirliğine gitti. Çünkü yöneticilerin hepsi varlığını egemen güçlere borçlu. Mesela bakın Suudi Arabistan'ın 350 milyar dolar yıllık petrol geliri var. Bunu egemen güçler işletiyor. Petrol fiyatları varil başına 80-110 dolar arasında satılıyor. Ama Araplar bu petrolü egemenlere 7-20 dolar arasında veriyor. Egemen güçleri de Türkiye'nin güçlenmesi rahatsız ediyor. Mesela Türkiye Kürt meselesini çözüyor, Kuzey Irak ile petrol anlaşması yapıyor, İran-Hindistan-Irak'la kendi parasıyla ticarete başlıyor. 
 Cemaat nerede burada? Dediğim gibi cemaatin zaten 30 yıllık projesi vardı. Onlar da kendi anlayışlarında teokratik bir din devleti kurmak istiyor. Karşı karşıya kalınan risk büyüktür. 

SDP'DE 498 KURULUŞ VAR
Sizle ilgili CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirileri oldu. Kimsiniz biraz da ondan bahsedelim... Türkiye'nin huzur ve barışı amacıyla bu platform kuruldu. 2008 yılında referandum sürecinde yapılan çalışmalara destek vermek sivil toplum için son derece hayati idi. Ondan sonra da çalışmalara devam ettik. Geçtiğimiz günlerde bu olaylarla ilgili ilanlar verdik. Gerekirse yeniden veririz. Anadolu'daki 498 kuruluş tarafından kurulduk. 
 İlanların parası sorgulanıyor... İlanların parası bağış yapanlar tarafından karşılandı.

BU MEHDİYET HAREKETİ
Peki 30 yıllık proje neden önceden anlaşılamadı? Gülen Hareketi, 80'li yıllardan sonra İzmir'de başladı. O dönemde Gülen'in kafasında proje şekillendi. Türkiye ve dünyadaki siyasal yapıyı çok iyi bilen, buralara nasıl nüfuz edilip, kontrolünün sağlanacağını analiz eden bir ekiple yola çıkıldı. Amaç aslında din değil, iktidara yönelikti. Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada da bu böyle. Hareket yapılandığı her ülkede siyasi sisteme sızmaya çalışıyor. Yapı inşa edilirken İslam tarihindeki batıl hareketlerden ve Şii yapılanmasından da kısmen etkilenilmiş. Kürt, Fars ve Arap karşıtlığını barındıran bir Türk Müslümanlığı anlayışını ortaya koyuyor. Fethullah Gülen olmadığını söylese de hareketin içindekiler onu Mehdi olarak görüyor. Ve yapı Mehdiyet hareketi olarak tarif ediliyor. Bu bir Mehdiyet hareketi olunca kendi davası için adanmış insanlar üretiyor. Bu insanlar da davanın savaşını yürütüyor. 
 Bütün bunlar bilinmiyordu? Cemaat aslında kamuoyunu uyuttu. Bu yapı KPSS ve ÖSYM sorularının çalınma skandalları sırasında ortaya çıktı. Hâkim, savcı, polis ve asker içinde yapılandılar. Beşir Bey'in (Atalay) İçişleri Bakanı olduğu dönemde hükümet tedbir almaya başladı. O zaman yetiştirdikleri kişileri kadrolara almak istediler. Dirençle karşılaştılar. O zaman niyetleri ortaya çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder