Dr. Udo Ulfkotte Almanya'nın önemli gazetecilerinden. Frankfurter Allgemeine Zeitung'da 17 yıl çalıştı. Alman derin devletinin faaliyetlerini en iyi bilen isimlerden. Ulfkotte Gazeteciler Böyle Yalan Söylüyorlar (So Lügen Journalisten) kitabıyla medya ticaretini anlatmıştı. Bu eseri çok ses getirmişti.
Almanya marktan avroya geçtiğinde halk büyük sıkıntı çekmişti. Bu değişikliğin bedelini Alman halkı çok ağır ödedi. Düşünce manipülasyonu halka pahalıya patlamıştı. “Sürekli şampanya patlatma keyfi içinde olan medyamız ekonomi sayfalarında kriz hakkında tahminde bulunmak istemedi. Bir tek Financial Times Deutschland gazetesinin o zamanki şef redaktörü Lionel Barber bundan dolayı gazetesinin ekonomik krizi uzun süre ne gördüğünü ne de anladığını söyleyip yurttaşları yanlış bilgilendirdiğini belirterek okuyucularında özür diledi.” Ulfkotte bunları Satılmış Gazeteciler (İmge Yayınları, 2015) kitabında söylüyor. Halka açık açık yalan yazan gazetelerin bedel ödemediğini ve hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrandıklarını belirtti.
Batı medyasının bir kısmının gizli servislerin kontrolünde olduğunu, onlarla beraber çalıştıkları bilinen bir gerçek. Biz bunları sürekli yazıyoruz ama Batıdan birinin bunu dile getirmesi çok önemli. Almanya'daki en önemli kurumların başında Atlantik Brücke geliyor. Bu dernek Spiegel'in 29 Ocak 1958 günlü baskısında “Savaş Sonrası Almanya'da Eski İşgal Görevlileri Derneği” olarak nitelendirilmiş. Brücke'ün onursal başkanı Volkswagen denetim kurulunda bulunan 1984-2000 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını yapan Walter Leiser'di. Bu dernekte David Rockefeller'in kurduğu Üçlü Komisyon'da bulunan Sosyal Demokrat politikacı Friedrich Merz de yer alıyordu. Atlantik Brücke'ün kasa sorumlusu Bank of Amerika'nın (Rothshild ailesinin varlığı) yöneticisi Andreas R. Dombert'ti.
Peki bu derneği kim kurdu? 1952'de eski Dünya Bankası Başkanı John McCloy. O kim? Rockefelleri'n bankası Chase Manhattan Bank'in yönetim kurulu başkanı. Ve Die Zeit'in kurucusu Marion Grafin Dönhoff, Atlantic Brücke'ün kurulcularındandı.
Atlantick Brücke'ün eski başkanlarından Arend Oetker vakti zamanında şöyle demiş: “ABD 200 aile tarafından yönetilmektedir ve onlarla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz.” Zaten kurdular da. Alman medyası 1950'li yıllardan itibaren Amerika'nın sesi radyosu gibi çıktı. ABD'yi üzecek haberlere asla imza atılmadı. Atmak isteyenler de dışlandı.
Vernon A. Walters CIA operasyon şefiydi. 1973'de Şili'deki darbeyi örgütleyen oydu. Portekiz'deki Karanfil Devrimi'nin bastırılması eyleminden o sorumluydu. Güney Amerika'daki askeri rejimlerin suikastlar yaptığı operasyona Condor deniyordu. Binlerce insan kaçırılmış ve öldürülmüştü. 1964'de Joua Goulart'ı Brezilya'daki CIA darbesiyle indiren de Vernon Walters'tı. İşte böylesi karanlık bir adam adına Atlantic Brücke ödül veriyordu. İnanılır gibi değildi. Angela Merkel ve Bild'in yayın yönetmeni Kai Deikmann gibiler bu derneğin üyesiydiler.
BND'nin, CIA tarafından kurulduğunu söyleyen Ulfkotte, Alman Gizli Servisi'yle ilgili kendi başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: “BND, bana Frankfurt'a Frankfurter Allgemeine'a Kaddafi ve Libya üzerine bir haber yazdırmak için geldi. Kaddafi'nin Rabtha'da kimyasal gaz üretimi için fabrika kurmasına yönelik bir haberdi. Bu haber Frankfurter Allgemeine'da çıktıktan sonra tüm dünyanın televizyon ve gazetelerinde de yer aldı. Ama gerçekte benim hakkında hiçbir şey bilmediğim bir olaydı, gizli servis tarafından verilmişti. Büyük ihtimalle böyle bir fabrika hiç olmamıştı.”
Bu ve buna benzeyen belgeler Udo Ulfkotte'nin kitabında fazlasıyla var. Önceden hazırlanan ısmarlama söyleşiler, medyanın kimleri ön plana nasıl çıkartacağı, 2003 Irak işgalinde servis edilen ABD yanlısı haberler, rüşvetçi gazeteciler Ulfkotte'nin değindiği başlıca konular. Amerika ile Almanya arasındaki güç mücadelesini de anlatan bu kitap inanılmaz bilgileri içeriyor. Üstelik bunları yazan kişi birebir bunlara muhatap olan ve yaşadıklarını dile getiren kişi.
Alman medyasında birçok ismin NATO ve ABD tarafından özel olarak seçilmiş gazeteciler olduğunu öne süren Ulfkotte eseri yazma gerekçisini şöyle açıklıyor: “Ben ve meslektaşlarım, okura sadece Almanya değil, tüm Avrupa'da ihanet etmek için kalemimizi sattık. Savaşa sürüklemek için okura nasıl ihanet ettiğimizi anlatmak için yazdım bu kitabı. Ancak muz cumhuriyetlerinde olabilecek propaganda yalanlarıyla gırtlağıma kadar doluyum.”
“Satılmış Gazeteciler &Politikacılar, Gizli Servisler, Büyük Sermaye Almanya'nın Kitle İletişim Araçlarını Nasıl Kullanıyor?” herkesin ama herkesin okuması gereken bir kitap. Alman merkez medyasından bir isim bizde komplo teorisi olup küçümsenecek ilişkiler ağını deşifre ediyor. Bakalım bizdeki satılmış gazeteciler bu kitaba ne diyecekler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder