Türkiye'nin borçlarını ödemek için 'Güneydoğu Anadolu'dan toprak satalım' önerisinde bulunan siyasi parti lideri kimdi biliyor musunuz?
Hayır, Ecevit değil.
Demirel de değil.
E herhalde Erbakan hiç değil. Merhum, değil Anadolu coğrafyasının zerresini satmak, İttihatçıların tüm ısrarlarına ve Yahudilerin 150 milyon altın teklifine rağmen, 'şehit kanıyla sulanan topraklar satılmaz' diyerek Filistin topraklarını satmayan Abdulhamid Han'ı her daim 'cennet mekan ' diye hayırla yâd eder, Filistin Davasını da 'davamız' bilirdi.
Hazır yeri gelmişken burada bir parantez açalım, sonra konumuza kaldığımız yerden devam ederiz.
Malum yapının (adı lazım değil) 'twitşörlerinden' biri geçen gün, 'Filistin Davası siyasi bir davadır ve dinimizi zehirlemektedir...' dedi.
Bu kafaya her şeyden evvel şunu sormak zorundayız: 'Dinimiz' derken hangi dini kastediyorsun mübarek? 'Güneydeki sevdiğiniz ülkenin' dinini mi?
Çünkü...
Tarih boyunca bu topraklarda hiç kimse 'Filistin davasına' böyle bühtan etmedi. Dinli dinsiz, inanan inanmayan, sağcı solcu hiç kimse...
Abdulhamid'ten Deniz Gezmiş'e Gazi Paşa'dan Nihat Genç'e kadar herkesin az veya çok bir 'Filistin davası' olmuştur.
Bu mübareğin yok.
Dahası, Filistin davası 'dinini' zehirliyormuş!
Ona bakarsan, senin 'dinini' Hz. Peygamber ve Hz. Ali Hayber'de 'zehirledi.'
Yoksa bu 'zehri' atmak için mi içinizden kimileri, 'ilâyı kelimetullah'tan 'Muhammeden Abduhu ve Resûluhu' kısmını çıkartmak için gayret göstermişti?
Biz senin 'zehir' dediğini her nefes içmeyi koyduk duamızın başına.
Kimsin sen, kimin sızıntısısın?
Bu kadar sapıtmana sebep Erdoğan düşmanlığı mı, yoksa bu düşmanlık şecaat arz ederken ciğerinin lekesini mi koyu ortaya?
Nasıl bir düşmanlıktır ki bu, Erdoğan'a 'İslami Franco' diyen Morton Abramowitz ve Eric Edelman gibi ırkçı Siyonistlerle aynı kirli havayı teneffüs etmeye başladınız?
Aynı networke bağlı olduğunuz için mi dün size demediğini bırakmayan Aslı A. ve Kadri G. gibi gazetecilerle aynı yerde şappadak buluştunuz?
Tıpkı Abdulhamid'e 'Kızıl Sultan' diyenlerle aynı koroya katılanlar gibi.
17 Mart 93'teki vasiyet mesabesindeki konuşmasında Turgut Özal (bir ay sonra da vefat etmişti zaten) 'Abdulhamid'e Kızıl Sultan dediler torak parçası vermemiş, demiryolları okullar yapmış, sonra İttihat Terakki gelmiş koskoca imparatorluk bozuk para gibi harcanmış...'
Dün Abdulhamid'e 'Kızıl Sultan' diyenlerin manevi torunları bugün Türkiye'ye bir Türkiye daha katan Erdoğan'a 'Diktatör' diyor.
Bak mübarek ölçüyü, muvazeneyi o kadar kaybettin ki Bediüzzaman Said-i Nursi'nin şu sözü de artık bir şey söylemez sana: 'Tokadımı Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halim'e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir...'
Neyse çok uzattık, bu parantezi de burada kapatalım.
Ne diyorduk, haa, Türkiye'den toprak satmayı öneren siyasi parti liderinin kim olduğunu sorguluyorduk değil mi?
Madem bu kadar beklettik biraz ipucu verelim.
Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) diyerek yola çıktı. Yanında Cengiz Çandar'dan Mehmet Altan'a kadar bir yığın tanınmış sima vardı.
Kısa süre sonra partileşti. Ve 94-96'da genel başkanlığını yaptığı bu partiyle de girdiği seçimlerde binde bilmem sıfır kaç oy aldı.
Bildiniz mi?.
Gezi'de çapul yapmak için şallak mallak ortalığa fırlayan malum kodaman şahıs.
Hani geçenlerde (mağazalarına gönderdiği talimatla) 15 yaşındaki bir çocuğun cenazesinin üzerine bir nevi zar atmıştı.
Evet bildiniz, Cem Boyner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder