FETÖ'cü askeler tarafından yapılmak istenen darbe, tüm Türkiye'nin birlik olmasıyla başarısızlıkla sonuçlandı.Fakat olay patlak verdiği andan itibaren bazı Haşhaşi Çetesi'nin yaptıkları paylaşımlar pes artık dedirtti. Paralel çetenin darbe girişiminin en çok sevindirdiği isimlerden birisi de FETÖ'cü Hakan Şükür oldu. Aylar önce ABD'ye kaçan Şükür, yaşananların darbe girişimi değil oyun olduğu ima edilen tweetleri paylaştı.
Paralel Yapı'nın medyadaki önemli tetikçilerinden birisi olan Tuncay Opçin de attığı bir tweetle darbeyi saatler öncesinde haber vermiş.
"ALLAH RIZASI İÇİN" DENİP HARAÇ ALIYORLARDI
Ayrıca yapılan sohbet toplantılarında "Allah rızası" için denilerek, cemaat öğrencileri adına burs ve kurban parası isteniyor, bu para dini sohbet yapan kişilerin yanındaki muhasebecilere ödeniyordu.
EN ÇOK HARAÇ TOPLAYANA GÜLEN'İN SECCADESİ HEDİYE EDİLİYORDU
Toplantılarda, mütevelli heyetine girenlere de içinde tespih, takke ve cübbenin bulunduğu çeşitli hediyeler takdim eden FETÖ mensupları, en çok yardım toplayan mütevelli üyesine ise Fetullah Gülen'in bizzat üzerinde namaz kıldığını belirttikleri seccadeyi hediye olarak sunmayı vadediyordu.
"HİMMET LİSTESİNİ HZ. MUHAMMED KONROL EDECEK" DİYE TEHDİT ETTİLER
Sohbetlerde devamlı olarak bahsedilen Fetullah Gülen'in kitapları okutulup CD'leri izletiliyordu. Toplantıların etkili olması için ağlama seansları düzenleniyor ve sohbete katılanlara, "himmet" listesini ahirette Hazreti Muhammed'in kontrol edeceği, o gün geldiğinde listede ismi bulunmayanların pişman olacakları söyleniyordu.
TERÖRİST BAŞI, RÜYASINDA PEYGAMBERLE KONUŞTUĞUNU İDDİA EDİYORDU
Hazreti Muhammed'i Ekim 2014'te gerçekleşen HSYK seçimlerinde de hain planlarına alet eden örgüt, "Gülen'in rüyasında Kabe'ye gittiğini, Hz. Peygamber ile görüştüğünü, Hz. Peygamber'in 'Seni üzüyorlar değil mi?' diye sorduğunu, bunun üzerine Gülen'in 'evet' manasında başını sallayıp ağladığını, bunun üzerine Hz. Peygamber'in 'Merak etme az kaldı' şeklinde cevap verdiğini" anlatarak, "HSYK seçimlerini kesinlikle bağımsız aday denilen şahısların kazanacağını, onlar için oy vererek oy istenmesi gerektiğini" belirterek oy topluyordu.
ÖĞRENCİLERE ÖRGÜT LİDERİ FETHULLAH GÜLEN'İN 14. ALİM OLACAI SÖYLENİYORDU
Gençleri hedef alan FETÖ'nün bir mensubu, Erzurum'daki bir kolejde yapılan sohbete katılan ve doğu illerinden gelen 60'a yakın öğrenciye, Fetullah Gülen ile bizzat görüştüğünü belirterek, "Hz. Muhammed'in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiği ve toplamda 14 alimin geleceği, Bediüzzaman Said Nursi'nin 13. alim olduğu, sözde 14. alimin ise Fetullah Gülen olduğu, Gülen'in her gece uykusunda Hz. Peygamber ile görüştüğü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini" anlatmıştı.
İĞNE UCU KADAR YARDIM EDENLERİ CENNETE ALACAKMIŞ
Fetullah Gülen'in ABD'de bulunmasına da Gülen'in burayı "Müslümanlaştırmak" için kaldığı kılıfını bulan FETÖ'cülerden bir sohbet hocasının, "Fetullah Gülen'in cehennemin kapısının önünde durup kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişilerin cehenneme girmesine izin vermeyerek, cennete alacağını" söyleyecek kadar ileri gitmesi, din istismarcılığının boyutunu gözler önüne serdi.
Ayrıca sohbete katılan kişilere kendi belirledikleri evleri zimmetleyen örgüt, kişilerden bu evlerdeki "zekat" olarak ayrılan parayı toplamalarını ve "abi" ya da "sohbet hocası"na vermesi isteniyordu.
Himmet paralarını sadece sohbetlerde toplamakla kalmayan örgüt, burs, kurban, öğrencilere yardım adı altında kişilerin iş yerlerine giderek, çek ve senetle tahsilat yapıp finansman sağlıyordu.
Her sohbet grubunun yılık toplaması gereken miktarı da önceden belirleyen cemaat, bu hedeflerine ulaşmak için yine dini alet ederek, sohbet toplantılarında hadis-i şerif ve ayetlerin açıklamalarında genellikle para vermeyle ilgili konuları ön plana çıkarıyordu.
Yine bankaların memurlara verdiği promosyonların "haram" olduğu belirtilerek, bunun örgüte verilmesi istenirken, "umre promosyonu" ile daha düşük bir bedelle umreye gönderilen kişilerden dönüşte zorunlu olarak çok sayıda öğrenciye burs vermesi talep ediliyordu.
Bölgelerde toplanan yardım miktarlarını sohbetlerde slaytla göstererek, çok yardım toplayanların takdir edici bir şekilde reklamını yapan cemaat, kişiler arasında itibar yarışı oluşturarak daha fazla yardım toplanmasını sağlıyordu.
"FETÖ/PDY HAREKETİ SAHTE BİR MEHDİ HAREKETİDİR"
Tarihinde ilk kez olağanüstü toplanan Din Şurası'nın sonuç bildirgesinde, FETÖ/PDY'nin açık bir din istismarı hareketi olduğu vurgulanarak, FETÖ/PDY'nin, gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dini duyguları istismar eden, milletin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayri İslami ve gayri ahlaki tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkan devşiren, devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan bir örgüt olduğu belirtildi.
FETÖ/PDY'nin liderine atfedilen "din alimi" ya da "hocaefendi" sıfatlarının İslam ile bağdaştırılamayacağı belirtilen bildirgede, "FETÖ/PDY sahte bir mehdi hareketidir" tanımlaması yapıldı.
Fotoğraftaki çocuk, Edirne eski Milletvekili Ali Ayağ'ın oğlu Mehmet Ayağ'dı. Ayağ, Galip Öztürk'ün Batum'daki şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürütüyordu ve 7 gün 24 saat Öztürk'ün en yakınındaki isimdi. Fotoğraf karesinde ise FETÖ'nün Öztürk'ün yanına yerleştirildiği iddia edilen Mehmet Ayağ'ın henüz 8-10 yaşlarındayken Fettullan Gülen'in kucağında otururken çekilmiş pozu yer alıyordu.
DARBE ÖNCESİ KOVULDU
Galip Öztürk, "Kendini çok iyi gizleyen bu çalışanım, kısa sürede çocuğum kadar güvenebileceğim bir konuma geldi. Avrasya Georgia adlı şirketimin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na kadar da yükseldi" diye konuştu. Mehmet Ayağ'ın işine geçen ay son verildiğini belirten Galip Öztürk, açıklamalarına şöyle devam etti: "FETÖ'cü Mehmet Ayağ'ın, şirkete kendi yerleştirdiği, FETÖ'cü olduğu tespit edilerek daha önce çalıştığı konsoloslukta işten çıkarılan bir arkadaşını darbe girişiminden önce aradığı ve 'Yakında Türkiye'de çok şeyler değişecek, ben de Batum'a çok güçlü geleceğim ve buradaki şirketlerin başına geçeceğim, Galip Öztürk o zamanolmayacak' dediğini yakın bir zamanda öğrendik."
..
Paralel Yapı'nın medyadaki önemli tetikçilerinden birisi olan Tuncay Opçin de attığı bir tweetle darbeyi saatler öncesinde haber vermiş.
"ALLAH RIZASI İÇİN" DENİP HARAÇ ALIYORLARDI
Ayrıca yapılan sohbet toplantılarında "Allah rızası" için denilerek, cemaat öğrencileri adına burs ve kurban parası isteniyor, bu para dini sohbet yapan kişilerin yanındaki muhasebecilere ödeniyordu.
EN ÇOK HARAÇ TOPLAYANA GÜLEN'İN SECCADESİ HEDİYE EDİLİYORDU
Toplantılarda, mütevelli heyetine girenlere de içinde tespih, takke ve cübbenin bulunduğu çeşitli hediyeler takdim eden FETÖ mensupları, en çok yardım toplayan mütevelli üyesine ise Fetullah Gülen'in bizzat üzerinde namaz kıldığını belirttikleri seccadeyi hediye olarak sunmayı vadediyordu.
"HİMMET LİSTESİNİ HZ. MUHAMMED KONROL EDECEK" DİYE TEHDİT ETTİLER
Sohbetlerde devamlı olarak bahsedilen Fetullah Gülen'in kitapları okutulup CD'leri izletiliyordu. Toplantıların etkili olması için ağlama seansları düzenleniyor ve sohbete katılanlara, "himmet" listesini ahirette Hazreti Muhammed'in kontrol edeceği, o gün geldiğinde listede ismi bulunmayanların pişman olacakları söyleniyordu.
TERÖRİST BAŞI, RÜYASINDA PEYGAMBERLE KONUŞTUĞUNU İDDİA EDİYORDU
Hazreti Muhammed'i Ekim 2014'te gerçekleşen HSYK seçimlerinde de hain planlarına alet eden örgüt, "Gülen'in rüyasında Kabe'ye gittiğini, Hz. Peygamber ile görüştüğünü, Hz. Peygamber'in 'Seni üzüyorlar değil mi?' diye sorduğunu, bunun üzerine Gülen'in 'evet' manasında başını sallayıp ağladığını, bunun üzerine Hz. Peygamber'in 'Merak etme az kaldı' şeklinde cevap verdiğini" anlatarak, "HSYK seçimlerini kesinlikle bağımsız aday denilen şahısların kazanacağını, onlar için oy vererek oy istenmesi gerektiğini" belirterek oy topluyordu.
ÖĞRENCİLERE ÖRGÜT LİDERİ FETHULLAH GÜLEN'İN 14. ALİM OLACAI SÖYLENİYORDU
Gençleri hedef alan FETÖ'nün bir mensubu, Erzurum'daki bir kolejde yapılan sohbete katılan ve doğu illerinden gelen 60'a yakın öğrenciye, Fetullah Gülen ile bizzat görüştüğünü belirterek, "Hz. Muhammed'in ölümünden sonra dünyaya her yüzyılda bir büyük din aliminin geldiği ve toplamda 14 alimin geleceği, Bediüzzaman Said Nursi'nin 13. alim olduğu, sözde 14. alimin ise Fetullah Gülen olduğu, Gülen'in her gece uykusunda Hz. Peygamber ile görüştüğü ve İslam aleminin problemleri hakkında istişare ettiğini" anlatmıştı.
İĞNE UCU KADAR YARDIM EDENLERİ CENNETE ALACAKMIŞ
Fetullah Gülen'in ABD'de bulunmasına da Gülen'in burayı "Müslümanlaştırmak" için kaldığı kılıfını bulan FETÖ'cülerden bir sohbet hocasının, "Fetullah Gülen'in cehennemin kapısının önünde durup kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişilerin cehenneme girmesine izin vermeyerek, cennete alacağını" söyleyecek kadar ileri gitmesi, din istismarcılığının boyutunu gözler önüne serdi.
Ayrıca sohbete katılan kişilere kendi belirledikleri evleri zimmetleyen örgüt, kişilerden bu evlerdeki "zekat" olarak ayrılan parayı toplamalarını ve "abi" ya da "sohbet hocası"na vermesi isteniyordu.
Himmet paralarını sadece sohbetlerde toplamakla kalmayan örgüt, burs, kurban, öğrencilere yardım adı altında kişilerin iş yerlerine giderek, çek ve senetle tahsilat yapıp finansman sağlıyordu.
Her sohbet grubunun yılık toplaması gereken miktarı da önceden belirleyen cemaat, bu hedeflerine ulaşmak için yine dini alet ederek, sohbet toplantılarında hadis-i şerif ve ayetlerin açıklamalarında genellikle para vermeyle ilgili konuları ön plana çıkarıyordu.
Yine bankaların memurlara verdiği promosyonların "haram" olduğu belirtilerek, bunun örgüte verilmesi istenirken, "umre promosyonu" ile daha düşük bir bedelle umreye gönderilen kişilerden dönüşte zorunlu olarak çok sayıda öğrenciye burs vermesi talep ediliyordu.
Bölgelerde toplanan yardım miktarlarını sohbetlerde slaytla göstererek, çok yardım toplayanların takdir edici bir şekilde reklamını yapan cemaat, kişiler arasında itibar yarışı oluşturarak daha fazla yardım toplanmasını sağlıyordu.
"FETÖ/PDY HAREKETİ SAHTE BİR MEHDİ HAREKETİDİR"
Tarihinde ilk kez olağanüstü toplanan Din Şurası'nın sonuç bildirgesinde, FETÖ/PDY'nin açık bir din istismarı hareketi olduğu vurgulanarak, FETÖ/PDY'nin, gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dini duyguları istismar eden, milletin zekatını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayri İslami ve gayri ahlaki tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkan devşiren, devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan bir örgüt olduğu belirtildi.
FETÖ/PDY'nin liderine atfedilen "din alimi" ya da "hocaefendi" sıfatlarının İslam ile bağdaştırılamayacağı belirtilen bildirgede, "FETÖ/PDY sahte bir mehdi hareketidir" tanımlaması yapıldı.
Galip Öztürk, "Kendini çok iyi gizleyen bu çalışanım, kısa sürede çocuğum kadar güvenebileceğim bir konuma geldi. Avrasya Georgia adlı şirketimin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na kadar da yükseldi" diye konuştu. Mehmet Ayağ'ın işine geçen ay son verildiğini belirten Galip Öztürk, açıklamalarına şöyle devam etti: "FETÖ'cü Mehmet Ayağ'ın, şirkete kendi yerleştirdiği, FETÖ'cü olduğu tespit edilerek daha önce çalıştığı konsoloslukta işten çıkarılan bir arkadaşını darbe girişiminden önce aradığı ve 'Yakında Türkiye'de çok şeyler değişecek, ben de Batum'a çok güçlü geleceğim ve buradaki şirketlerin başına geçeceğim, Galip Öztürk o zamanolmayacak' dediğini yakın bir zamanda öğrendik."
Fotoğraftaki çocuk, Edirne eski Milletvekili Ali Ayağ'ın oğlu Mehmet Ayağ'dı. Ayağ, Galip Öztürk'ün Batum'daki şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürütüyordu ve 7 gün 24 saat Öztürk'ün en yakınındaki isimdi. Fotoğraf karesinde ise FETÖ'nün Öztürk'ün yanına yerleştirildiği iddia edilen Mehmet Ayağ'ın henüz 8-10 yaşlarındayken Fettullan Gülen'in kucağında otururken çekilmiş pozu yer alıyordu.
DARBE ÖNCESİ KOVULDU
Galip Öztürk, "Kendini çok iyi gizleyen bu çalışanım, kısa sürede çocuğum kadar güvenebileceğim bir konuma geldi. Avrasya Georgia adlı şirketimin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na kadar da yükseldi" diye konuştu. Mehmet Ayağ'ın işine geçen ay son verildiğini belirten Galip Öztürk, açıklamalarına şöyle devam etti: "FETÖ'cü Mehmet Ayağ'ın, şirkete kendi yerleştirdiği, FETÖ'cü olduğu tespit edilerek daha önce çalıştığı konsoloslukta işten çıkarılan bir arkadaşını darbe girişiminden önce aradığı ve 'Yakında Türkiye'de çok şeyler değişecek, ben de Batum'a çok güçlü geleceğim ve buradaki şirketlerin başına geçeceğim, Galip Öztürk o zamanolmayacak' dediğini yakın bir zamanda öğrendik."
Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan iş adamları, örgütün "himmet" toplamak için hangi yöntemlere başvurduğunu anlattı.
Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde ifadesine başvurulan İ.T, ev sohbet toplantılarına dini konulardan istifade etmek için katıldığını dile getirdi.
İş yerine gelen hocaların sürekli cemaatin yaptığı hizmetlerden bahsederek, bu yapıya yüklü miktarda maddi destekte bulunması için çaba sarf ettiğini vurgulayan İ.T, cemaate ait bir okulda çok sayıda Konyalı iş adamının da bulunduğu geniş katılımlı bir sohbet toplantısı düzenlendiğini aktardı.
"Bir konuşmacı sohbetinde, yurt dışında okul yaptırmanın, yurt dışına açılmanın kutsal bir görev olduğunu, bu hizmeti yapanların sahabelerle eş değer olacağını söyledi, hatta dinleyicilere 'Sizler birer Ömer, birer Ali gibi olacaksınız' şeklinde hitapta bulundu." ifadelerini kullanan İ.T, sahabelerle sanki alelade insanlarmış gibi bahsedilmesinden rahatsızlık duyduğunu bildirdi.
İ.T, bu yapının himmet toplantılarında sahte bağışlar yapılıp, iş adamlarından çok yüksek meblağları almak için teşvikte bulunduklarını duyduğunu belirtti.
KALP KRİZİ GEÇİREN GÜLEN GAZETE TİRAJINI SÖYLEMİŞ
İş yerine gelen hocaların sürekli cemaatin yaptığı hizmetlerden bahsederek, bu yapıya yüklü miktarda maddi destekte bulunması için çaba sarf ettiğini vurgulayan İ.T, cemaate ait bir okulda çok sayıda Konyalı iş adamının da bulunduğu geniş katılımlı bir sohbet toplantısı düzenlendiğini aktardı.
"Bir konuşmacı sohbetinde, yurt dışında okul yaptırmanın, yurt dışına açılmanın kutsal bir görev olduğunu, bu hizmeti yapanların sahabelerle eş değer olacağını söyledi, hatta dinleyicilere 'Sizler birer Ömer, birer Ali gibi olacaksınız' şeklinde hitapta bulundu." ifadelerini kullanan İ.T, sahabelerle sanki alelade insanlarmış gibi bahsedilmesinden rahatsızlık duyduğunu bildirdi.
İ.T, bu yapının himmet toplantılarında sahte bağışlar yapılıp, iş adamlarından çok yüksek meblağları almak için teşvikte bulunduklarını duyduğunu belirtti.
KALP KRİZİ GEÇİREN GÜLEN GAZETE TİRAJINI SÖYLEMİŞ
İş adamı R.Ş, Fetullah Gülen cemaatinden bazı kişilerin fitre ve zekat taleplerini elinden geldiğince karşılamaya çalıştığını kaydetti.
Gülen cemaatinden çok fazla yardım talebinde bulunulduğunu anlatan R.Ş. "Hocalardan birine sıkıntımı anlattım. O da bana taleplerden kurtulmam için 'cemaat içerisinde mütevelli olmam gerektiğini, mütevelli olduğumda kimsenin gelip herhangi bir talepte bulunamayacağını' söyledi. Ben de mütevelli oldum. Son dönemlerde çok fazla himmet, kurban, burs adı altında paralar toplanmaya başlanmıştı." dedi.
"HİZMET DAHA ÖNEMLİ SEN HACCA GİTME"
2013'te hacca gitmeye hazırlanırken mütevelli grubu hocasının kendisine, "Kurban dönemi hizmet etmek daha önemli, sen hacca gitme" dediğini aktaran R.Ş. şöyle devam etti:
"Hac dönüşü aynı hoca iş yerime gelerek, hacca gidip gelmemle ilgili bir şey söylemeden direkt, 'Fetullah Gülen'in kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını, gözlerini açar açmaz yanında bulunanlara Zaman gazetesinin tirajının 1 milyon 250 bine çıkartılmasını söylediğini', bu yüzden gazete aboneliğiyle ilgili çok çalışmamız gerektiğini belirtti. Paris-Brüksel gezisinde Brüksel'deki cemaate ait okulda namazı bizlere gizli yerlerde kıldırarak, orada görevli öğretmen ve öğrencilerin görmesini istememeleri beni cemaatten iyice soğuttu. Mütevelli toplantılarında dini konularla ilgili herhangi bir konunun konuşulmaması ve sırf maddi konuların konuşulması beni iyice cemaatten soğuttu. 2013'te cemaatle tüm bağlarımı koparttım."
"KURGULANAN TEŞVİK OYUNU SAHNELENİYORDU"İş adamı A.S, çeşitli maddi yardımlarda bulunduğu cemaatin kendisiyle ilgilenen kişinin iki yılda bir değiştiğini söyledi. Her yıl kendisinden sorumlu cemaat mensubunun burs için yanına geldiğini dile getiren A.S, şöyle konuştu:
"Yardım miktarını söylediğimde onlar fazlası için ısrar eder, pazarlık sonrası orta yol bulunurdu. Ödemeleri genelde senet veya çek şeklinde, bazen de nakit olarak yapardım. Senet ve çek olarak yaptığım ödemelerden verdiğim evrakın günü geldiğinde hiç tolerans göstermeden tahsil ederlerdi. Ne evrak verdiğimde ne de nakit ödeme yaptığımda kesinlikle herhangi bir makbuz veya belge verdiler. 17-25 Aralık sürecinden sonra cemaate yaptığım yardımların amacı doğrultusunda kullanılmadığı kanısına varıp vermemeye başladım.10-15 yıllık cemaat ile irtibatlı olduğum dönemlerde benimle ilgilenen cemaat mensubunun teşvikiyle çok kez sohbet toplantılarına katıldım. Toplantılarda vatandaşların yaptığı bağışların nerelerde kullanıldığına yönelik videolar gösterilirdi. Bazı kişiler himmet adı altında cemaate yapacakları yüksek miktardaki paraları 3 milyon, 5 milyon, 2 milyon gibi meblağları belirterek bağış yaparlar. Bizden herhangi bir bağış bedeli veya miktarı söylememizi istemezlerdi. Toplantıdaki yüksek miktarlardaki meblağlar benim gibi küçük esnaf durumundaki kişilere bağış yapmak için oynanan teşvik oyunudur. Söyledikleri paraları himmet olarak kesinlikle verdiklerini düşünmüyorum."
AÇIK ARTIRMA GİBİ HİMMET TOPLANTILARI
İş adamı N.K. 1990'lı yıllardan 2011'e kadar çeşitli adlar altında (himmet, burs ve kurban) Allah rızası için, fakir fukara çocuklara yardım amaçlı paralar verdiğini belirtti.
Gülen örgütünün gerçek amacının Müslümana, fakir fukaraya yardım etmek değil, kendilerini ve mensuplarını zengin etmek olduğuna dikkati çeken N.K, şunları anlattı:
"KIZIMI CEMAATİN ELİNDEN KURTARDIM"
"Benim üç çocuğum da Gülen cemaatine ait okullarda okudular. Yurtta 'abla' konumuna getirdikleri kızım bizim aile yaşantımıza uygunsuz hareketler yaparak bizden uzaklaşmaya başlayınca yurttan aldım. Kızımı cemaatin elinden kurtardım. Firmalardan sürekli para isterlerdi. Vermeyen firmalara maliye denetimi yapılacağı söylerlerdi. Bir otelde Konya esnafından yaklaşık 600 kişiyi topladılar. Bu esnaflardan cemaate ait Mevlana Üniversitesi Hastanesi yapımı için 25 bin Amerikan doları himmet vermeyi taahhüt ettirdiler. Verdiğim paralar karşılığında bana herhangi bir makbuz ya da belge vermediler. Himmet toplantılarına katıldım. Sanki orada müzayede salonu gibi açık artırmayla bir şey satılıyormuş gibi sürekli para miktarı artırılıyor. Hatta bazı kişiler ziynet eşyası ve gayrimenkullerini veriyorlardı. Bu himmet toplantısı, benim gibi yeni katılanlar için hazırlanan bir tuzak mıydı tam olarak bilemiyorum. Fakat gelen insanları etkileyip galeyana getirerek çok para almak için yapılmış olabileceğini düşünüyorum."
HİMMET İÇİN PSİKOLOJİK BASKI
İş adamı A.T, himmet toplantılarında il dışından gelen hitabeti yüksek hatiplerin konuşma yaptıktan sonra, anons sistemiyle herkesin ne kadar "himmet" adı altında yardım yapacağının söylendiğini bildirdi.
Taahhüt edilen paraların görevlilere teslim edildiğini belirten A.T, "Bu toplantılarda yapacağım yardım miktarının sesli zikredilmesini istemiyordum. Ortamda oluşturulan psikolojik baskıdan rahatsızlık duyuyordum. Hatta bu durumu grup hocalarına, 'Neden himmet toplantılarında alenen herkesin yapacağı yardım miktarı soruluyor, insanlar kendini baskı altında hissediyor?' diye sorduğumda, bu uygulamayı özellikle bir rekabet ortamı oluşturup, hizmete daha çok para toplamak için yaptıklarını söylemişlerdi." diye konuştu.
"HİZMET DAHA ÖNEMLİ SEN HACCA GİTME"
2013'te hacca gitmeye hazırlanırken mütevelli grubu hocasının kendisine, "Kurban dönemi hizmet etmek daha önemli, sen hacca gitme" dediğini aktaran R.Ş. şöyle devam etti:
"Hac dönüşü aynı hoca iş yerime gelerek, hacca gidip gelmemle ilgili bir şey söylemeden direkt, 'Fetullah Gülen'in kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını, gözlerini açar açmaz yanında bulunanlara Zaman gazetesinin tirajının 1 milyon 250 bine çıkartılmasını söylediğini', bu yüzden gazete aboneliğiyle ilgili çok çalışmamız gerektiğini belirtti. Paris-Brüksel gezisinde Brüksel'deki cemaate ait okulda namazı bizlere gizli yerlerde kıldırarak, orada görevli öğretmen ve öğrencilerin görmesini istememeleri beni cemaatten iyice soğuttu. Mütevelli toplantılarında dini konularla ilgili herhangi bir konunun konuşulmaması ve sırf maddi konuların konuşulması beni iyice cemaatten soğuttu. 2013'te cemaatle tüm bağlarımı koparttım."
"KURGULANAN TEŞVİK OYUNU SAHNELENİYORDU"İş adamı A.S, çeşitli maddi yardımlarda bulunduğu cemaatin kendisiyle ilgilenen kişinin iki yılda bir değiştiğini söyledi. Her yıl kendisinden sorumlu cemaat mensubunun burs için yanına geldiğini dile getiren A.S, şöyle konuştu:
"Yardım miktarını söylediğimde onlar fazlası için ısrar eder, pazarlık sonrası orta yol bulunurdu. Ödemeleri genelde senet veya çek şeklinde, bazen de nakit olarak yapardım. Senet ve çek olarak yaptığım ödemelerden verdiğim evrakın günü geldiğinde hiç tolerans göstermeden tahsil ederlerdi. Ne evrak verdiğimde ne de nakit ödeme yaptığımda kesinlikle herhangi bir makbuz veya belge verdiler. 17-25 Aralık sürecinden sonra cemaate yaptığım yardımların amacı doğrultusunda kullanılmadığı kanısına varıp vermemeye başladım.10-15 yıllık cemaat ile irtibatlı olduğum dönemlerde benimle ilgilenen cemaat mensubunun teşvikiyle çok kez sohbet toplantılarına katıldım. Toplantılarda vatandaşların yaptığı bağışların nerelerde kullanıldığına yönelik videolar gösterilirdi. Bazı kişiler himmet adı altında cemaate yapacakları yüksek miktardaki paraları 3 milyon, 5 milyon, 2 milyon gibi meblağları belirterek bağış yaparlar. Bizden herhangi bir bağış bedeli veya miktarı söylememizi istemezlerdi. Toplantıdaki yüksek miktarlardaki meblağlar benim gibi küçük esnaf durumundaki kişilere bağış yapmak için oynanan teşvik oyunudur. Söyledikleri paraları himmet olarak kesinlikle verdiklerini düşünmüyorum."
AÇIK ARTIRMA GİBİ HİMMET TOPLANTILARI
İş adamı N.K. 1990'lı yıllardan 2011'e kadar çeşitli adlar altında (himmet, burs ve kurban) Allah rızası için, fakir fukara çocuklara yardım amaçlı paralar verdiğini belirtti.
Gülen örgütünün gerçek amacının Müslümana, fakir fukaraya yardım etmek değil, kendilerini ve mensuplarını zengin etmek olduğuna dikkati çeken N.K, şunları anlattı:
"KIZIMI CEMAATİN ELİNDEN KURTARDIM"
"Benim üç çocuğum da Gülen cemaatine ait okullarda okudular. Yurtta 'abla' konumuna getirdikleri kızım bizim aile yaşantımıza uygunsuz hareketler yaparak bizden uzaklaşmaya başlayınca yurttan aldım. Kızımı cemaatin elinden kurtardım. Firmalardan sürekli para isterlerdi. Vermeyen firmalara maliye denetimi yapılacağı söylerlerdi. Bir otelde Konya esnafından yaklaşık 600 kişiyi topladılar. Bu esnaflardan cemaate ait Mevlana Üniversitesi Hastanesi yapımı için 25 bin Amerikan doları himmet vermeyi taahhüt ettirdiler. Verdiğim paralar karşılığında bana herhangi bir makbuz ya da belge vermediler. Himmet toplantılarına katıldım. Sanki orada müzayede salonu gibi açık artırmayla bir şey satılıyormuş gibi sürekli para miktarı artırılıyor. Hatta bazı kişiler ziynet eşyası ve gayrimenkullerini veriyorlardı. Bu himmet toplantısı, benim gibi yeni katılanlar için hazırlanan bir tuzak mıydı tam olarak bilemiyorum. Fakat gelen insanları etkileyip galeyana getirerek çok para almak için yapılmış olabileceğini düşünüyorum."
HİMMET İÇİN PSİKOLOJİK BASKI
İş adamı A.T, himmet toplantılarında il dışından gelen hitabeti yüksek hatiplerin konuşma yaptıktan sonra, anons sistemiyle herkesin ne kadar "himmet" adı altında yardım yapacağının söylendiğini bildirdi.
Taahhüt edilen paraların görevlilere teslim edildiğini belirten A.T, "Bu toplantılarda yapacağım yardım miktarının sesli zikredilmesini istemiyordum. Ortamda oluşturulan psikolojik baskıdan rahatsızlık duyuyordum. Hatta bu durumu grup hocalarına, 'Neden himmet toplantılarında alenen herkesin yapacağı yardım miktarı soruluyor, insanlar kendini baskı altında hissediyor?' diye sorduğumda, bu uygulamayı özellikle bir rekabet ortamı oluşturup, hizmete daha çok para toplamak için yaptıklarını söylemişlerdi." diye konuştu.
Para toplandığı konusu?
Evet. Bugünün parasıyla en az 2-3 bin TL para yardımı yapılıyordu. Örneğin Kurban Bayramı öncesinde bizden kurban parası alınıyordu. Fakir ülkelere gönderileceği söyleniyordu. Ülkemizdeki tüm fakirlikler bitti, fakir ülkelere yardım yapmamız kalmıştı!
Benim anladığım kadarıyla bunlar din adı altında bir yerlere para topluyorlardı ama Fetullah Gülen mi topluyor yoksa arkasındaki güçler mi onu bilmiyorum.
Sen para verdin mi?
Verdim. Ama dediğim gibi kurban parası için. Eğer bunların kasasına gittiyse hakkımı helal etmiyorum.
Ameller niyetlere göredir.
ZIVANADAN ÇIKMIŞLAR
Verdiğiniz para karşılığında makbuz alıyor muydunuz?
Benim anladığım kadarıyla bunlar din adı altında bir yerlere para topluyorlardı ama Fetullah Gülen mi topluyor yoksa arkasındaki güçler mi onu bilmiyorum.
Sen para verdin mi?
Verdim. Ama dediğim gibi kurban parası için. Eğer bunların kasasına gittiyse hakkımı helal etmiyorum.
Ameller niyetlere göredir.
ZIVANADAN ÇIKMIŞLAR
Verdiğiniz para karşılığında makbuz alıyor muydunuz?
Hayır, biz parayı elden orada bulunan abiye veriyorduk. Afrika'daki aç insanlara verilecek deniyordu. Ayrıca her futbolcuyu Zaman Gazetesi'ne üye yaparlardı mesela... Komik! Hatta 2-3 üyelik yaparlardı. Bu kadar zıvanadan çıkmışlardı. Okunmayan bir gazeteyi neden millet alsın! Şimdi anlıyoruz tirajı neden bu kadar yüksekti...
KALECİLER 'KRAL' YAPTI!
KALECİLER 'KRAL' YAPTI!
Avrupa'da spor camialarında da etkileri var mı sizce?
Adamlar öyle bir sistem kurmuş ki hepimizi ayakta uyutmuşlar adeta...
Kafalarını secdeye koydukları için onlardan zarar gelmez diye düşündüğümüz insanlar, bizi arkamızdan vuruyor, insanlarımıza ateş ediyorlar. Ben Hakan Şükür'ün Türkiye'de gol kralı olduğu yıllardaki rakip takımın kalecilerinin de araştırılmasını istiyorum.
O kaleciler bile FETÖ'cü olabilirler. Bilerek gol bile yemişlerdir. Hatta biraz daha üstüne koyayım Avrupa maçlarında yabancı takımların kalecileri bile araştırılsın. Ben şaibeli olduğunu düşünüyorum.
Kafalarını secdeye koydukları için onlardan zarar gelmez diye düşündüğümüz insanlar, bizi arkamızdan vuruyor, insanlarımıza ateş ediyorlar. Ben Hakan Şükür'ün Türkiye'de gol kralı olduğu yıllardaki rakip takımın kalecilerinin de araştırılmasını istiyorum.
O kaleciler bile FETÖ'cü olabilirler. Bilerek gol bile yemişlerdir. Hatta biraz daha üstüne koyayım Avrupa maçlarında yabancı takımların kalecileri bile araştırılsın. Ben şaibeli olduğunu düşünüyorum.
Daha önce fetöcü gazeteciler listesini yayınlayan BAŞKENTÇİ isimli twiter kullanıcısı, şimdide fetöcü sanatçılar listesi yayınladı. Şarkıcı Niran Ünsal fetöcü sanatçılar listesini cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana vereceğini söylemişti.
Ünlü stand-upçı Atalay Demirci'nin resmi Twitter hesabı, Ay-Yıldız Team hacker grubu tarafından ele geçirildi.
Ay-Yıldız Team isimli hacker grubunun hacklediği stand-up'çı Atalay Demirci'nin DM'leri (Twitter özel mesaj) ele geçirildi. Demirci'nin, ABD'de bulunan FETÖ mensubu basketbolcu Enes Kanter'le ve Hakan Şükür'le yazıştığı görüldü.
DEMOKRASİ NÖBETİ TUTTUĞUNU SÖYLEMİŞTİ AMA...
15 Temmuz'dan sonra meydanlara çıkarak demokrasi nöbeti tuttuğunu söyleyen Demirci'nin, 29 Temmuz'daki yazışmalarında Kanter'e "takibi bırakmak zorundayım tedbiren kardeşim, nelere bakarak insan avlıyorlar, dur bakalım gelcez gibi biz de oralara, nolur dua et, Allah'a emanet ol" dediği ortaya çıktı.
SOYADINI "GÜLEN" OLARAK DEĞİŞTİRDİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder