Osmanlı yönetimi 1560'ların sonunda iki çılgın proje tasarladı.
Don ve Volga nehirleri arasında bir kanal ve Süveyş Kanalı'nın açılması. Eğer bu projeler gerçekleşseydi dünyanın siyasi yapısı bugün çok farklı olurdu
İkinci Bayezid döneminde 1492'de dostlukla başlayan Osmanlı-Rus ilişkileri, Kanunî döneminde bozuldu. Rus hükümdarı Korkunç İvan 1552'de Kazan'ı işgal etti. Ardından 1556'da da Astrahan'ı ele geçirince bölgedeki Müslümanlar'dan gelen şikâyetler iki devlet arasındaki ilişkileri bozdu. Müslüman hanlıklardan gelen yardım çağrılarına karşı bölgeye bir sefer düzenlenmek istendiyse de fırsat bulunamadı.
Don-Volga Kanalı Projesi
Astrahan'a sefer düzenlenmesi fikri İkinci Selim döneminde tekrar gündeme geldi. Bölgeye yapılacak sefer sonucunda Don-Volga (Ten-İdil) nehirleri arasında açılacak bir kanalla donanma Hazar Denizi'ne indirilecekti. Böylece hem Ruslar bölgeden atılacak hem de İran sıkıştırılacaktı. Akdes Nimet Kurat ve Halil İnalcık bu konudaki araştırmalarında bu seferi teferruatlı olarak anlatırlar.
Osmanlı kaynaklarında Ejderhan Seferi olarak geçen bu teşebbüs için 1569'da harekete geçildi. Ancak bölgeye gidince, dönemin teknik şartları içerisinde iki nehir arasında bir kanal açılmasının mümkün olmadığı görülünce bundan vazgeçilerek, gemiler karadan çekilerek Hazar Denizi'ne götürülmeye çalışıldı. Ancak bu da başarılamadı.
1952'de yapılabildi
Don ve Volga nehirleri arasındaki kanal için görevlendirilen, Kasım Paşa kışın yaklaşması üzerine geri çekildi. Paşanın çabucak bu bölgeden ayrılması komutası altındaki askerlerin müthiş soğuk ve kar fırtınaları ile yok olmasını önledi. Ayrıca ilk teşebbüste istenilen netice alınamasa da, ertesi yıl faaliyete devam edilecekti. Fakat başta Lala Mustafa Paşa olmak üzere Sokollu'nun rakipleri, veziriazamın muhalefetine rağmen Kıbrıs'a sefer düzenletince imparatorluğun bütün dikkat ve enerjisi Akdeniz'e çevrildi. Bu gelişmeler ve o bölgede depolanan mühimmatın infilak etmesi Don-Volga kanalı projesinin tekrar yürürlüğe sokulmasını engelledi.
Ejderhan Seferi Osmanlı askerlerinin hiç alışık olmadıkları ve tanımadıkları şartlar altındaki bir bölgeye yapılmıştı. Sefer başarısız olunca, bir daha teşebbüs edilmedi.
Bazı tarih kitaplarında kanalın üçte birinin kazıldığı yazılıdır. Bu yüzden projenin tamamlanmaya yaklaşıldığı ve kolay bir iş olduğu zannedilir. Ancak bu doğru değildir. Ayrıca Ruslar'ın bu bölgede yaklaşık 60 kilometre uzunluğundaki kanalı ancak 1952'de yapabildiklerine dikkat edilirse bu projenin, dönemine göre çok ileri bir düşünce olduğu ve o dönemde gerçekleşmesinin çok zor olduğu anlaşılır.
Osmanlı'nın Süveyş Kanalı projesi
16. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Osmanlı İmparatorluğu, Kızıldeniz'de ve Hint Okyanusu'nda Portekiz'le mücadeleye girdi. Kanunî döneminde ardı ardına Hint seferleri yapıldı. Bu seferlerle ticaret canlandırıldıysa da bölgedeki Osmanlı donanmasının zayıf olmasından dolayı Portekiz'e öldürücü darbe vurulamamış ve Hint Müslümanları baskıdan kurtarılamamıştı. Yemen, Habeş ve Haremeyn'i Portekiz saldırılarından korumak için de kuvvetli bir donanmaya ihtiyaç vardı. Akdeniz'deki Osmanlı donanmasını Kızıldeniz'e geçirmek için İkinci Selim (1566-1574) döneminde bir teşebbüs yapıldı.
1568 Aralık ayında Mısır Beylerbeyi'ne gönderilen bir fermanda bölge Müslümanlarının rahatı için Portekizliler'in Hindistan'dan atılmasının elzem olduğunu, bu yüzden de Süveyş'te bir kanal açılması için hazırlık yapması emredildi. Bölgeye mimarlar gönderilerek Akdeniz'le Süveyş'in arası ölçülerek, bir kanal açmanın mümkün olup olmadığı İstanbul'a bildirilecekti. Kanalının uzunluğunun ne kadar olacağı ve kaç geminin geçebileceği de haber verilecekti. Ancak bu teşebbüs sadece düşünce aşamasında kaldı ve 1569'da Don-Volga Kanalı projesinin devreye girmesi ve Kıbrıs seferiyle birlikte Süveyş Kanalı meselesi gündemden düştü. Kanal Osmanlı teşebbüsünden 301 yıl sonra 1869'da açılabildi.
Sokollu ve kanal projesi
Bazı yazarlar Sokollu'nun, Osmanlı İmparatorluğu'nun ve Türk dünyasının kaderini değiştirecek Don-Volga kanalı projesinin gerçekleşmesine engel olarak ihanet ettiği kanaatindedirler. Çok önemli olan bu projeye yeterli ilgiyi göstermediği ve bu işin altından kalkamayacak kabiliyette biri olan Kasım Paşa'yı görevlendirmesinden dolayı kanalın açılamadığını söylerler. Sokollu'nun bu projeyi bilinçli olarak engellediğini iddia etmektedirler. Bu projenin hazırlandığı tarihten daha sonraki yıllarda eserlerini kaleme alan Peçuylu İbrahim Efendi ve Kâtip Çelebi'nin yazdıklarını yorumlayarak bu neticeye varırlar. Ancak o dönemin kaynakları incelendiğinde bu projeye engel olmak bir tarafa, Don-Volga kanalı projesinin, Sokollu'nun öncülük yaptığı bir düşünce olduğu açıkça anlaşılır.
Erhan AFYONCU yazdı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder