“ Sevgi bilgisi Tanrı’ya aittir; kimden Tanrı sevgisi bilgisini duyarsan bil ki o, Tanrı dostudur”. (s.41)
” Şevk, sevgi ağacının çiğidir; aşk da meyvasıdır” (s.20)
“ Zikir korkunun üstünlüğüyle ve sevginin şiddetiyle gaflet meydanından müşâhede genişliğine çıkmaktır.” (s.66)
” Ne mutlu o kişiye ki gözü uyur da gönlü uyumaz.” (s.64)
“Bilgi, maarifet bilgisidir. Hiçbir şey bilmesen bile, kendini tanıdın, bildin mi, bilginsin, arifsin” (s.18).
“Akıllar, yaratılışta noksan olabilir. Fakat çalışmakla bir yere varır, olgunluğa kavuşur.” (s.22)
” İnsan, halkla ne kadar karışır, uzlaşırsa o kadar Hakk’a yaklaşır.” (s.63)
“ Sağa sola selam vermenin manası da şudur: Ey inanan kardeşlerimiz benim şerrimden hainliğimden eminsiniz.” (s. 7)
“Şeyh, kendi varlığından ve benliğinden kurtulmalıdır ki, başkalarını görsün, gözetsin.” (s.37)
“Baş koyan, başlara tâç olur; kendisini aşağı gören, bütün âleme üst kesilir.” (s.43)
” Allah beni aziz etmiş; ben kendimi horlatamam ki, Böyle iş yaparsam bu zulüm olur.” (s.53)
” Kimde hakikat derdi yoksa, hakikati istemiyor demektir.” (s.21)
” Her şeyde, kaçmak kolay da kendi nefsinden kaçmak pek zordur.” (s.69)
“ İbadetin özü, nefsin erimesidir; geri kalanın hepsi de ibâdetin kabuğudur.” (s.I9)
“İsteğine, şehvetine uydukça rezil olur gidersin.” (s.45)
“ Sen, yalnız şu şarabı haram sandın; nice şehvetler vardır ki adamı sarhoş eder.” (s.48)
“Kim, kendi dileğine bağlanmışsa, yaptığı işler, küle benzer, savrulur gider. ” (s.71)
“Haset, nefis köpeğinin sıfatıdır.” (s.59)
” Din ağacı, terbiye vasıtasıyla kuvvetlenir. Şimdi daha tazedir, küçüktür (henüz kuvvetlenmemiştir). “ (s.25)
” Suçu terk etmek, itaatin ta kendisidir.” (s.25)
“İnsanlar, kötü gönüllü oldular mı? Küçücük bir derede boğulurlar; ama cesaretle, erlikle koskoca denizleri aşarlar.” (s.42)
” Birinin ayıbını, hünerini araştırmak istersen, bir bahane bul, önce onu konuştur.” (s.42)
“ Ey genç, bilgiyle malı bir arada elde et. Bunlar olmadıkça ömür, adamı kör ve rezil eder.” (s.40)
“Zenginlik, gönül zenginliğidir nefis ve mal zenginliği değil.” (s.24)
“Yılan balığına benziyorsun, ne yılansın, ne balık; sen bir münafıksın; ne yapıyorsun? Ya yılan ol, ya balık.” Maârif, s.54 (Bu beyit Senâinin Divânında da geçmektedir, bk. Dîvân-ı Senâi. Tahran.1320 hş. S.531).
“Kendisine Allah Teâlâ tarafından kesin delil verilen, aydınlatılan kişi, Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin sünnetine uyar.” (Maârif (Tefsir-i Sure-i Muhammed). 81.
“Denizi, denizdeki canavarı görüp de şaşma, kendi içindeki nefis canavarını gör de şaş. “ (s.21)
“İnsafı, insaf sahibine buyurmak gerek; insafsıza söylemek, hikmete uymaz.” (s.56)
“İnsanoğlu meşguluyetsiz duramaz; şayet meşgul değilse, ölmüş demektir.” (s.72)
“Mücâhede, Hakk’ın rızasında, nefsi harcamaktır.” (s.20)
“Zikri göbekten yukarıya doğru, içten, candan çıkar.” (s. 62)
“Beden yok olur ve ölür gider; ruh yok olmaz, ölmez. Bu dünyada akıl ve iman esastır. Bedenin ölmesi, ruhun doğmasıdır.” (s.17)
“Şeyh aynı zamanda gayretli ve olgun kimsedir “Sen ne kadar başkalarından bağları koparır, onlardan nazarını kesersen, şeyh daha fazla seni görür. Şeyh aşın gayretli ve kıskançtır. Şeyhin saçı tamamıyla ağırmış, hiçbir siyah kıl (halk) kalmamıştır.” (s.35)
“İnsanlar, kötü gönüllü oldular mı, küçücük bir derede boğulurlar; ama cesâretle, yiğitlikle koskoca denizleri bile aşarlar, geçerler. Kötü gönüllü olmamak gerek. ” (s.42-43)
Kaynak: Seyyid Burhâneddin, (Tirmizî), Ma’ârif (Mecmua-i Mevâiz ve Kelimât-ı Seyyid Burhâneddin Muhakkak-ı Tirmızî be Hemrâh-ı Havâsî ve Ta’likat, Tefsir-i Sûre-i Muhammed ve Fetih), nşr. Bedı el-Zaman Furûzânfer, Tahran. 1339 hş. trc. Abdülbûkî Gölpınarlı, Ankara, thz.Sh: 80-81
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder