Rivayete göre, ilçe fethedildiğinde kilise ya da manastırdan camiye çevrilen ibadethanede cuma namazı kılan komutan ve askerlerin kılıçlarını tedbir amaçlı bırakmamaları üzerine başlayan gelenek günümüzde de yaşatılıyor.
Cuma Cami'nde yaklaşık 3 yıldır görev yapan imam hatip Erdoğan Zilelioğlu, AA muhabirine kılıç ile hutbeye çıkma geleneğinin yüzyıllardır sürdürüldüğünü söyledi.
Caminin, 14. yüzyılda ilçe fethedildiğinde kilise ya da manastır olarak faaliyet gösterdiğinin bilindiğini ifade eden Zilelioğlu, "Bu camide yüzyıllardır kılıç ile hutbeye çıkma geleneği devam etmektedir. 1943 yılına kadar camimizde kılıç varmış ancak meydana gelen deprem sonrası kaybolmuş. Restore edildikten sonra camimize bir vatandaş eski bir kılıç hediye etmiş. Bu kılıcı o zamandan bu zamana hutbeye çıkarken elimize alıyoruz ve geleneği sürdürüyoruz" dedi.
Geleneğin nasıl başladığına ilişkin bilgiler veren Zilelioğlu, "Osmanlı İmparatorluğu'na memleketimiz katıldığı zaman bir cuma gününe rast gelmiş. Asker komutan cuma namazı kılmaya yer ararken burada kilise veya manastırı görmüş. Bu belli değil tam olarak bilinmiyor. Burayı camiye çevirmişler ve burada ilk cuma namazı kılınmış. Komutan cuma namazında rivayet edildiğine göre, hutbeye kılıç ile çıkmış askere de 'düşmandan dolayı kılıçlarınızı çıkarmayın' demiş. O adet memleketimizde süre gelip gidiyor" ifadelerini kullandı.
Kılıcı nasıl kullandığını da anlatan Zilelioğlu, cuma hutbesinde minbere çıkarken kılıcı eline aldığını ve merdivenleri kılıç ile çıktığını, hutbeyi tamamladıktan sonra yine kılıç ile inerek duasını tamamlayıp kılıcı minberdeki yerine astığını belirtti.
Geleneği ilk defa görenler şaşırıyor
Cuma Camisi'nde ilk kez cuma namazı kılan vatandaşların geleneği ilgi ve aşkınlıkla izlediğini belirten Zilelioğlu, şunları kaydetti:
"Geleneği ilk kez gören vatandaşlar şaşırıyorlar ve caminin tarihçesini soruyorlar. Biz de bildiğimiz, öğrendiğimiz kadarıyla ziyaretçilerimize anlatıyoruz. Vatandaşımız bu geleneği gördüğünde çok memnun oluyor, ecdadımızı hatırlıyor. Onların bize ne şartlarda hizmet ettiğini hatırlıyor. Ecdadın camilere, cuma namazına ne kadar önem verdiğini görüyor. Ecdadımız savaş halindeyken bile namazını bırakmamış ve kılıcını yanından ayırmamış. Bu gelenek temkinli olmayı düşmana karşı hazır olmayı da temsil ediyor. İslam da tevekkül anlayışını, tedbiri alıp takdiri Allah'a bırakmayı da gösteriyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder