27 Aralık 2013 Cuma

Darbelere direnis


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Üniversitesi Fahri Doktora töreninde konuşma yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
11 yıldır Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye'yi çok farklı konuma yükselttik.
Bu 11 yılın en temel formülü, istikrar ve güvendir.
Türkiye'nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır. Türkiye kazandığında da birileri muhakkak kaybetmiştir.
Faiz en somut örneklerden biridir.
117 Marmaray parası kazandırdık
Bir ülkenin borçlanmada kullandığı faiz oranları yüksekse o ülke kaybediyor borç verenlerde kazanıyor demektir.
2002 yılında Türkiye bütçesinin yüzde 45'ini faiz ödemelerine harcıyordu. Şu anda yüzde 13'ünü harcıyor. 11 yılda faizlerin düşürülmesinin Türkiye'ye kazandığı miktar, 642 milyar TL.
Marmaray'ı 5,5 milyar liraya tamamladık. 11 yılda 117 Marmaray yapacak kadar ülkemize kazandırdık .
Bu kazandığımız paralarla yollar inşa ettik. Okullar, üniversiteler yaptık.
Aslında başarının tek sırrı insandır. Öyleyse bizim yatırım yapmamız gereken insandır. Orada kaliteyi artırmak bizim için çok önemli.
Terör varsa istikrarsızlık oluyor
Türkiye 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Terör uluslararası rant çevrelerini zengin ediyor. Terör varsa silah satarlar.
Libyalı bir dostum "Şu anda Libya'da 22 milyon silah var" demişti. Halktaki silah bu. Libya'nın nüfusu 6 milyon. Libya birçok şeyini kaybedebilir.
Terör varsa istikrarsızlık oluyor, güven ortamı zedeleniyor ve faiz yüksek kalıyor. Faizden kazanıyorlar.
Önümüzde iki seçenek var: Ya eski Türkiye devam edecek, birileri kazanacak, Türkiye kaybedecek. Ya da yeni Türkiye kurulacak, Türkiye kazanacak. İşte o birileri kaybedecek.
Şu anda Türkiye'nin önünde böyle bir tercih var. Bu ülkede hemen her nesil eski Türkiye'yi gördü, yaşadı. Eski Türkiye, belirsizlik, rant ekonomisi süreçleriyle devam etmek anlamına geliyor. Eski Türkiye yeniden yasaklarla, içeride ve dışarıda acziyetle yola devam etmek anlamına gelmiyor.
Eski Türkiye gündemi belirlenen bir Türkiye'dir. Ama yeni Türkiye, gündem belirleyen bir Türkiye'dir.
Eski Türkiye birilerinin çok kazandığı bir ülke anlamına geliyor.
Yeni Türkiye yasaklarından tamamen kurtulmuş, yolsuzlukla mücadelesini sürdüren, herkesin birbiriyle kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke anlamına geliyor.
Son zamanlarda yolsuzluk adı altında başlamış operasyonlar, yeni Türkiye'nin karşısında inşa edilmiş bir engellemedir.
Burada yolsuzluğa bulaşmış olanlar varsa, bunlar zaten ortaya çıkar. Yetimin malını birileri hakikaten alıyorsa onun hesabını önce biz sorarız. Ancak, şunu da ortaya koyayım: İftira at, tutmazsa iz bırakır mantığıyla olmayan şeyleri olmuş gibi gösterenleri de ifşa etmek bizim görevimizdir.
HSYK suçlu
Şu anda bazı medya organlarına gizlilik esasta olan dosyaları servis etmek hukukun neresinde yazıyor. Akşam başsavcı savcının bunu nasıl servis ettiğini açıkladı. Ben burada suç duyurusunda bulunuyorum.
HSYK suçlu. HSYK'yı kim yargılayacak? Millet yargılayacak.
Son günlerde iki şey söyledim: Ya millet, ya zillet dedim.
Biz hukuktan yanayız, kanundan değil. Eğer kanun hukukla bütünleşebiliyorsa, orada hak tecelli eder.
Bir savcı adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir savcı bizim için adaletin yüz karasıdır. Sen nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Bunu başkaları yapıyor. Demek sende de bu tür esintiler var.
Burada suç duyurusunda bulunuyorum: HSYK sen bu zatla ilgili ne yapıyorsun ve ne yapacaksın?
Biz hem yasamayız, hem yürütmeyiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız yargının değildir. Eğer yargı kalkıp egemenlik kayıtsız şartsız bizimdir diyorsa onu da bilelim. Yeni Türkiye'de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Ben önceki gün yaşadığımız süreci yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi olarak yorumladım. Eski Türkiye'nin mücadelesi yeni Türkiye karşısında direniyor. Eski Türkiye'yi özleyenler şu anda yeni Türkiye karşısında direniyor.
Son bir taarruz yapıyorlar
Yeni Türkiye'ye karşı hem içeride, hem dışarıda direniş var. Ama bu direniş son direniştir. Son kez saldırıyorlar. Son bir taarruz yapıyorlar. Son bir huruç hareketine yelteniyorlar. Biz bu taarruzları göğüsleyecek, inşallah eski Türkiye'nin kapısını tamamen kapatacağız.
Direnç ve saldırı topyekun milli iradeyi hedef almaktadır. Bugün bizim partimize yöneltilen saldırı Allah korusun başarıya ulaşacak olursa yarın aynı saldırı bir başka partiye tekrarlanacaktır. Çünkü burada rant var.
Bu saldırı başarılı olursa milli irade hiçbir zaman yara almayacaktır.
Türkiye'de meşruiyetin kaynağı millettir. Çok açık söylüyorum: Eğer milletimiz bize 'git' derse gideriz. Hiç burada tereddüt yok. Ama millet 'kal' derken birilerinin 'git' demesine de hiç ama hiç kulak asmayız. Biz milletin emanetine sımsıkı sahip çıkacağız.
Bu süreçten çok daha güçlenerek kalkacağız. Birçok tehdidin ortadan kalkacağı bir süreçle 2023'e devam edeceğiz. Faiz lobisi, terör lobisi kaybedecek. Türkiye ekonomisi kazanacak. Kaos lobisi kaybedecek.
Son saldırıda demiryolu var. Niye? Yüksek hızlı treni yaptığımız için.

Savcılık - Emniyet krizinin patlak verdiği gün olan 25 aralık tarihini taşıyan gözaltı listesinin, polise gönderilen listeden tek farkı var O da "şüpheliyi gözaltına tutacak kolluk" bölümünün karşısında yazan. İlk listede "Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü" nün yazıldığı bölümde bu kez "İstanbul İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğü" yazıyor.

                      Karadağ'ın tüm camilerinde Erdoğan'a dua




Türkiye'de son zamanlarda yaşanan olaylar dolayısıyla yaklaşık yüzde 20'si Müslüman olan 620 bin nüfuslu Karadağ'da, bütün camilerde Cuma namazında okunan hutbenin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için dua edildi.
Karadağ İslam Birliği'nin aldığı karar doğrultusunda ülkede bulunan yaklaşık 50 camide, cuma namazına giden Müslüman Boşnak ve Arnavutlar, okunan hutbenin ardından, Başbakan Erdoğan ve Türkiye için okunan dualara eşlik etti. Başbakan Erdoğan için dua edilen camilerden biri de Podgoritsa yakınlarındaki Osmalı şehitliğinin bulunduğu Tuzi'deki Nizam Camisi'ydi. Cami imamı Samedin Haciyiç, hutbenin ardından Türkçe ve Boşnakça ettiği duada, Türkiye'nin 'bütün Müslümalar'ın annesi' olduğunu vurguladı.
Haciyiç, 'Karadağ'daki Müslümanlar, Türkiye'de şu an olanlardan endişeli. Tayyip Erdoğan ve hükümeti Kararağ'daki Müslümanlar için çok şey yaptı hatta bugün burada dua ettiğimiz bu camiyi de onlar restore etti' dedi. Başbakan Erdoğan'ın İslam dünyasının lideri olduğunu ve ona sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Haciyiç, şunları kaydetti:
Osmanlı çekildikten sonra zorluk yaşadık
"Allah onları korusun, Allah onlara yardım etsin. Bizler burada Osmanlı çekildikten sonra birçok zorluk yaşadık. Şimdi Türkiye'nin son yıllarda artan gücü sayesinde bu topraklarda kendimizi daha özgür ve mutlu hissediyoruz. Bir daha eski günleri ve eski sıkıntıları yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle herkesin Türkiye'ye ve Başbakan Erdoğan'a dua etmesi lazım."
Cuma namazını Tuzi'deki camide kılan ve yapılan duaya iştirak eden vatandaşlardan Necat Dreşeviç ise yaptığı açıklamada, dünyanın tamamının Recep Tayyip Erdoğan'a ve hükümetine karşı durduğunu söyleyerek, 'Çünkü bu hükümet, dünyanın en başarılı hükümetidir. Karadağlı Müslümanlar olarak biz de Erdoğan'a çok şey borçluyuz' diye konuştu.
Podgoritsa'daki Mehmet Fatih Medresesi Müdürü Rahman Kaçar ise medresedeki öğrencilerin her gün Başbakan Erdoğan ve hükümeti için dua ettiklerini söyledi.
Erdoğan sadece Türkler'in Başbakanı ve lideri değil
Karadağ İslam Birliği Başkanı Rifat Feyziç de Türkiye'de yaşanan son olaylara ilişkin Karadağ'daki bütün Müslümanlar olarak endişeli olduklarını ifade etti.
Kendisinin Türkiye'de okuduğunu ve Türkiye ile ilişkilerinin iyi olmasından herkesin kendisine "Türkiye'de son günlerde yaşananları" sorduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu yüzden bu topraklardaki Müslümanlar'da, 10 yıl boyunca yaşanan bir refah, bir rahatlığın ardından bir endişe olduğunu gördüm. Balkanlar'daki Müslümanlar özellikle 1990'lı yıllarda yaşadığı acıların ardından son yıllarda Türkiye'nin desteği ile birlikte kendilerini artık güvende hissediyorlar. Ancak yaşanan son olaylar, bizi ve buradaki Müslümanlar'ı endişelendiriyor.
Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı ekonomik gelişmelerden Balkanlar'daki Müslümanlar ve diğer dinlerin mensubu olan insanlar da büyük yarar gördü. Bunun yanı sıra bu topraklarda bir siyasi istikrar, güven oluşturuldu. Ben bütün Balkanlar'daki Müslümanların temsilcileriyle temastayım ve hepimiz, Türkiye'nin düşürülmeye çalışıldığı komplodan en iyi şekilde çıkmasını bekliyoruz. Bundan daha da güçlü çıkacağını düşünüyorum. Türkiye'nin güçlü olması sadece Türkiye'de yaşayan insanların değil, Balkanlar'daki Müslümanların çıkarınadır, çünkü buradaki Müslümanlar 100 yıl aradan sonra güçlü, istikrarlı bir dosta sahip oldu. Bu ifademi de yüzlerce kanıtla ispatlayabilirim, altyapı projelerinden başlayarak, ziyaretlere kadar uzanıyor aldığımız destek ve temaslar.
Bu bağlamda, Karadağ'daki bütün camilerde okunan hutbelerde ve dualarda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daha da başarılı, daha da güçlü olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyoruz. Türkiye'nin başarısı tabi ki bazılarını rahatsız ediyor. Tabi ki bazılarının gözüne iğne gibi batıyor. Ama Türkiye'deki insanlar kadar, Balkanlar'daki Müslümanlar açısından da bu ülkenin başarısı önemli. Bu yüzden dua edeceğiz, çünkü duanın ne kadar güçlü bir silah olduğunu biliyoruz. Allah bütün komplo, bütün hileleri bozar.''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder