3 Kasım 2013 Pazar

Türk resim sanatının Ürdün'lü prensesi Fahrennisa Zeyd

Dubai’de yapılan müzayedede rekor bir fiyatla eseri satılan Türk ressam Fahrelnisa Zeyd, aynı zamanda 'Halikarnas Balıkçısı' adı ile tanınan ünlü hikaye yazarı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın akrabası...

Sonbaharın ilk günlerinde başlayan müzayedeler, kış mevsiminin ilk günlerinde hareketlenmeye başladı. Özellikle uluslararası sanat piyasasından sık sık rekor fiyatlara satılan sanat eserleri haberleri geliyor. Geçen hafta içinde Dubai’de düzenlenen bir müzayede de yeni bir rekora ev sahipliği yaptı. Daha çok yabancı ressamlarla anılan rekorların öznesi bu defa bir Türk ressam; Fahrelnisa Zeyd’di.

Fahrelnisa Zeyd’in 2,1-5,5 metre büyüklüğündeki, 1962 tarihli “Break of the Atom and Vegetal Life” (Atom ve Bitkisel Yaşam Arasında), tablosu 2 milyon 741 bin dolara (yaklaşık 5 milyon 450 bin TL) alıcı buldu. İstinye Park’ın sahibi ve koleksiyoner Zafer Yıldırım tablonun yeni sahibiydi. Eser Fahrelnisa Zeyd’in oğlu Ra’ad bin Zeyd’in koleksiyonundan çıkmıştı.

OSMANLI BiR AİLEDEN GELiYOR

1991’de doksan yaşında hayata veda eden Fahrelnisa Zeyd, Türk resminin en önemli, en özgün isimlerindendi. Yaptığı resimler yurtdışında yabancı ressamlar tarafından dikkate alındı ve taklit edildi ki bu Türkiyeli bir sanatçı için ilkti. Ancak Fahrelnisa’yı önemli kılan sadece ressamlığı değildi.

Fahrelnisa Zeyd, önemli bir Osmanlı ailesinin, Şakir Paşaların bir ferdiydi. Bu ailenin fertleri arasında Halikarnas Balıkçısı Cevad Şakir Kabaağaçlı, Aliye Berger, Füreya Koral, Nejat Devrim ve Şirin Devrim gibi sanatçılar bulunuyordu. Fahrelnisa Zeydi, kendi ailesi kadar önemli bir başka aileye, Ürdün Kraliyet Ailesi’ne gelin gitmişti ve prenses unvanını taşıyordu.

OĞLU RESSAM, KIZI TiYATROCU

Fah­rel­ni­sa Zeyd, 1901 yı­lın­da İs­tan­bu­l’­da ba­ba­sı­nın Bü­yü­ka­da­’da­ki köş­kün­de dün­ya­ya gel­di. Ba­ba­sı Ka­ba­ağaç­lı­za­de Meh­met Şa­kir Pa­şa, am­ca­sı II. Ab­dül­ha­mi­d’­in sad­ra­zam­la­rın­dan Ce­vad Pa­şa­’y­dı. An­ne­si ise Gi­rit­li Sa­re İs­met Ha­nı­m’­dı. Ce­vad Şa­kir, Hak­ki­ye, Ay­şe, Su­ad ve Ali­ye isim­li kar­deş­le­ri bu­lu­nan Fah­rel­ni­sa 14 ya­şın­da res­me baş­la­mış­tı.

İs­tan­bu­l’­un iş­gal yıl­la­rın­da Sa­na­yi-i Ne­fi­se­’ye kay­do­lan Fah­rel­ni­sa Zeyd, oku­lun ilk ka­dın öğ­ren­ci­le­ri ara­sın­da yer alı­yor­du. Ha­ya­tı bo­yun­ca iki de­fa ev­le­nen Fah­rel­ni­sa Zeyd, ilk ev­li­li­ği­ni ya­zar İz­zet Me­lih Dev­rim ile yap­mış­tı. Fecr-i Ati eko­lü­ne men­sup İz­zet Me­lih Dev­rim, ya­zar ve şa­ir­li­ği dı­şın­da, iş ha­ya­tın­da ka­zan­dı­ğı ba­şa­rı­lar­la ta­nı­nı­yor­du.

İz­zet Me­lih Dev­rim, o ta­rih­ler­de İs­tan­bul sos­ye­te­si­nin en meş­hur isim­le­rin­den­di. Fah­rel­ni­sa Zeyd eşiy­le bir­lik­te çe­şit­li Av­ru­pa şe­hir­le­ri­ni gez­miş, bu­ra­da ya­zar ve en­te­lek­tü­el­ler­le ta­nış­ma fır­sa­tı bul­muş­tu.

Fah­rel­ni­sa Zey­d’­in bu ev­li­lik­ten iki ço­cu­ğu ol­du; Ne­jat ve Şi­rin. Tür­ki­ye da­ha son­ra bu ço­cuk­lar­dan Ne­jat Dev­ri­m’­i res­sam, Şi­rin Dev­ri­m’i ise ti­yat­ro­cu ola­rak ta­nı­ya­cak­tı. Re­sim öğ­re­ni­mi­ni Pa­ri­s’­te Ran­son Aka­de­mi­si Stal­bach Atöl­ye­si­’n­de ve Tür­ki­ye­‘de ise Sa­na­yi-i Ne­fi­se­’nin Na­mık İs­ma­il atöl­ye­sin­de sür­dür­dü.

iKiNCi EŞi ŞERiF HÜSEYiN’iN OĞLU

İkin­ci ev­li­li­ği­ni 1934 yı­lın­da, Emir Zeyd ile yap­tı. Zey­d’­den Ra’­ad adı­nı ver­dik­le­ri bir oğ­lu dün­ya­ya gel­di. Fah­rel­ni­sa Zeyd, he­nüz İz­zet Me­lih Dev­ri­m’­den ay­rıl­ma­dan ön­ce Emir Zeyd ile ta­nış­mış, ara­la­rın­da iliş­ki baş­la­mış­tı. Da­ha son­ra Fah­rel­ni­sa eşin­den bo­şa­nıp Emir Zeyd ile ev­len­miş­ti.

Dip­lo­mat ola­rak An­ka­ra­’da gö­rev ya­pan Emir Zeyd, Türk­le­r’in ya­kın­dan ta­nı­dı­ğı bir is­min, Hi­caz Emi­ri Şe­rif Hü­se­yi­n’­in oğ­luy­du. Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı­’n­da Os­man­lı­la­r’a kar­şı sa­vaş­mak üze­re İn­gi­liz­ler­’le an­la­şan Şe­rif Hü­se­yi­n’­in ço­cuk­la­rı sa­vaş bit­ti­ğin­de Or­ta­do­ğu­’nun ye­ni kral­la­rı ol­muş­lar­dı. Şe­rif Hü­se­yi­n’­in bir oğ­lu Ira­k’­ın, di­ğe­ri ise Ür­dü­n’­ün ba­şı­na geç­miş­ti. Di­ğer oğ­lu ise Tür­ki­ye­’de dip­lo­mat olan Emir Zey­d’­di.

AĞABEYİ BABASINI ÖLDÜRDÜ

n “Prenses” unvanıyla dünyaya veda eden Fahrelnisa Zeyd’in hayatı inişler-çıkışlar ve trajedilerle doluydu. Fahrelnisa, çocukluktan çıkıp genç kızlığa adım attığı dönemde, 1914 yılında babası Şakir Paşa’yı kaybetti.

Afyonkarahisar’daki çiftliğine giden Şakir Paşa, gece tartıştığı büyük oğlu Cevad Şakir tarafından vurulup öldürülmüştü. O günlerin Türkiye’sinde bu ölüm büyük sansasyon meydana getirmişti. Aile bu ölümle birlikte hem reisini hem de evin büyük oğlunu kaybetmişti. Cevad Şakir, Robert Koleji bitirmiş, Oxford Üniversitesi’nde ve Roma’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde ders almıştı.

KABAAĞAÇLI SOYADINI ALDI

İyi eğitimli bir isimdi. Cevad Şakir, babasını öldürdüğü için 1921 yılına kadar hapis yatmıştı. 1924 yılında ise yazdığı yazılardan dolayı İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı üç yıl “kalebendlik” cezasıyla Bodrum’a sürgüne gönderildi.

Bu sürgün edebiyata Halikarnas Balıkçısı’nı kazandırdı. Cevad Şakir cezası bittikten sonra da İstanbul’a dönmedi ve Bodrum’da yaşamaya devam etti. Halikarnas Balıkçısı mahlasıyla yazılar ve kitaplar yazdı. Soyadı Kanunu kabul edildikten sonra Cevad Şakir, Kabaağaçlı soyadını aldı. Halikarnas Balıkçısı, Bodrum’da yaşadığı yıllarda Anadolu’nun antik tarihine merak sarmış, mitolojiyle ilgilenmiş, Homeros’un yapıtlarını incelemişti.

EŞİNİN AİLESİNİ KATLETTİLER

Fah­rel­ni­sa Zeyd, ya­şa­mın­da­ki ikin­ci bü­yük dar­be­yi eşi Emir Zeyd ile ev­liy­ken al­mış­tı. Ira­k’­ta Ge­ne­ral Ka­sım yö­ne­ti­mi kan­lı bir dar­be ile de­vir­miş­ti. Emir Zey­d’­in ye­ğe­ni Irak Kra­lı Fay­sal, Tür­ki­ye­’ye gel­mek üze­rey­ken Ira­k’­ta as­ker yö­ne­ti­me el koy­muş­tu. Fay­sal, Kral Nai­bi Emir Ab­dü­lil­lah ve kra­li­yet ai­le­si dar­be sı­ra­sın­da kat­le­dil­miş­ti.

Emir Zeyd o sı­ra­da Irak Kral­lı­ğı­’nın Lon­dra Bü­yü­kel­çi­si­’y­di. O sı­ra­da Bağ­da­t’­ta ol­ma­dı­ğı için, ai­le­siy­le bir­lik­te mut­lak bir ölüm­den kur­tul­muş­tu. An­cak Emir Zeyd, Lon­dra­’da bir an­da her şe­yi­ni kay­bet­miş bir adam ola­rak ai­le­siy­le bir­lik­te or­ta­da kal­mış­tı.

İş­te bu sı­ra­da Emir Zey­d’­in yar­dı­mı­na Ür­dün Kra­lı Hü­se­yin koş­tu. Emir Zeyd ve ai­le­si­ni Ür­dü­n’­e da­vet et­ti. Fah­rel­ni­sa Zeyd ya­şa­nan­lar­dan do­la­yı bu­na­lı­ma gir­miş, re­sim yap­ma­yı bi­le bı­rak­mış­tı. An­cak bir­kaç yıl son­ra tu­va­li­nin ba­şı­na ge­ri dö­ne­bil­di.

Rıfai Dergâhı’na bağlı anne

Fah­rel­ni­sa Zeyd, Şa­kir Pa­şa ai­le­si­nin be­şin­ci ço­cu­ğuy­du. Al­tın­cı ço­cuk ise Ali­ye Ber­ge­r’­di. Ber­ger de ab­la­sı gi­bi sa­nat­çı ru­hu ta­şı­yor­du. İler­le­yen yıl­lar­da re­sim­le uğ­raş­tı. An­cak Ber­ge­r’­in adı­nı bu­gü­ne ta­şı­yan yap­mış ol­du­ğu gra­vür­ler­di.

Ali­ye Ber­ger eser­le­riy­le Tür­ki­ye­’nin en önem­li gra­vür sa­nat­çı­la­rı ara­sın­da yer al­dı. Ün­lü se­ra­mik sa­nat­çı­sı Fü­re­ya Ko­ral ise Fah­rel­ni­sa Zey­d’­in ab­la­sı Hak­ki­ye Ko­ra­l’­ın kı­zıy­dı. Ha­ya­tı Ay­şe Ku­li­n’­in “Fü­re­ya­” ro­ma­nı­na ko­nu olan Ko­ral, ya­şa­dı­ğı ağır bir has­ta­lı­ğın ar­dın­dan se­ra­mik­le uğ­raş­ma­ya baş­la­mış­tı.

BATILI HAYAT TARZINI BENİMSEDİ

Kı­sa sü­re­de se­ra­mik­te bü­yük ba­şa­rı gös­te­ren Fü­re­ya Ko­ral yap­mış ol­du­ğu pa­no ve fi­gü­ra­tif eser­ler­le pek çok ser­gi aç­mış­tı. Ko­ral, uzun bir dö­nem ya­zar Al­te­mur Kı­lı­ç’­ın ba­ba­sı ve İs­tik­lal Mah­ke­me­si üye­le­rin­den “Kı­lıç Ali­” ile ev­li kal­mış­tı.

Fah­rel­ni­sa Zey­d’­in ai­le­si alaf­ran­ga ya­ni “Ba­tı­lı­” bir ha­yat tar­zı­nı be­nim­se­miş­ti. An­cak an­ne Sa­re İs­met, Rı­fa­i Der­gâ­hı­’na ya­ni Ke­nan er-Rı­fa­i’­ye bağ­lıy­dı. Bu bağ­lı­lık an­ne ve­fat et­ti­ğin­de or­ta­ya çık­mış, Sa­re İs­me­t’­in ce­na­ze­si­ni der­gâh men­sup­la­rı yı­ka­mış­tı. Da­ha son­ra bu iliş­ki ai­le­nin sa­nat­çı ol­ma­yan fert­le­rin­den Ay­şe Er­ner üze­rin­den sür­müş­tü.

AMMAN’DA VEFAT ETTİ

Fahrelnisa Zeyd, diplomat olan eşinin görevi nedeniyle bir süre sonra Türkiye’den ayrılmış, resim kariyerini Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde sürdürmüştü. İlk kişisel sergisini 1944 yılında İstanbul’da kendi evinde açtı. Bu ilk sergiyi Paris, Londra, New York ve Brüksel gibi kentlerde açtığı onlarca sergi izlemişti.

Fahrelnisa Zeyd, eşini 1970 yılında kaybetti. 1976 yılında ise oğlu Ra’ad’ın yaşadığı Ürdün’ün başkenti Amman’a yerleşti. Bu kentte kendi adıyla anılan bir sanat enstitüsü kurdu. Eserlerini son olarak 1988’de İstanbul’da, 1990’da Fransa ve Almanya’da sergiledi.

5 Eylül 1991’de hayatını kaybeden Zeyd Amman’da El Rağdan Sarayı Kraliyet Mezarlığı’na defnedildi. Fahrelnisa Zeyd’i Türk sanatseverlere tanıtan ise ünlü küratör Altan Marçelli olmuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder