tsk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tsk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2015 Cumartesi

Tsk da hirsiz var!


Paralel Yapı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nde nasıl yapılandığını ortaya çıktı. Halen ’da muvazzaf olarak görev yapan Yarbay T. Z, Paralel Yapı’nın kumpaslarını, soruları nasıl çalıp dağıttıklarını anlattı.

 Yapı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki gizli örgütlenmesi için Akademi ve Komutan ve Karargâh Subaylığı (KOMKARSU)larında sorularını nasıl çalınıp Paralel örgüt üyelerine dağıtıldığı deşifre oldu. Halen 'da muvazzaf olarak görev yapan Yarbay T. Z, Paralel Yapı'nın kumpaslarını, soruları nasıl çalıp dağıttıklarını, büyü ve cin öyküleriyle örgüt üyelerini nasıl manipüle ettiklerini ve orduda yapılandıklarını anlattı.

İşte Yarbay T.Z,'nin anlattıkları:
BABAM KAPIDAN ÇEVİRDİ
Ortaokuldayken hizmetle tanıştığını ve hafta sonları onların yurtlarında kaldığını ifade eden Muvazzaf T.Z. hâlâ içinde bulunduğu cemaatle ilişkisinin nasıl başladığını şöyle anlattı: "Orta sonda iken Antalya'daki askeri lise hazırlık kampına katıldım. Şu an görevde olan E.S. ve şu an Şırnak'ta görev yapan M.S. ile üçümüz bir gruptuk. Onun irtibatı yok diye biliyorum. Daha sonra 1986'da Askeri Lise hazırlık sınıfında iken bir personel vasıtasıyla çözülme gerçekleşti. Çözülme neticesinde öğrencilerin aileleri askeri okullara davet edilip bilgilendirildi. Cemaatle benim irtibatım askeri okula geçince kesildi. Üst sınıflar atıldı. Hazırlık sınıflarından da sorulan sorulara cevap vermeyenler ve direnenler atıldı. Biz birbirimizin ismini verdik bize dokunulmadı. Benimle tekrar irtibata geçmeye çalıştılar ama babam onları kapıdan çevirdi."

BİR GÜÇ ARADIM

2003 yılında kıtadayken cemaat mensubu tahmin ettiği H.M. vasıtasıyla tekrar cemaate dâhil olduğunu söyleyen T.Z."Silahlı kuvvetlerde herhangi bir güce dayanmadan bir yere gelemeyeceğimi ve kurmay olamayacağımı anladım. H.M. "Seni kimle tanıştırayım" dediğinde daha önceden tanıdığı için hizmeti tercih ettim ve iki yıl üst üste akademi hazırlık kamplarına katıldım" dedi.

ÜÇ KİŞİLİK GRUPTUK

İstanbul'da görev yapan Topçu Kurmay Yarbay C.E. ve İkinci Zırhlı Tugay'da görev yapan Tank Tabur Komutanı İstihbarat Kurmay Yarbay Ş.Ç. ile birlikte üç kişilik bir grup olduğunu belirten T.Z. sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönem akademide öğretim görevlisi olan kurmay subaylar gelip, C.E. ve Ş.Ç.ye meseleye hazırlık kursları verdiler. Ondan sonraki yıl bu iki personel akademiyi kazandı ama benim son hakkım olduğu için ben kazanamadım. Sonra M.S. ye kendi evimde bana ders verdi. M.S. şu an tabur komutanı. Belçika'da 3 yıl, Amerika'da eğitim gördü. Diğer devre arkadaşı da aynı durumda. Bunlar general olmasına kesin gözüyle bakılan kişilerdi. İki defa yurt dışına gitmiş, 3 yabancı dil bilen bir personel M.S."

KURAN'A EL BASTIRIP SORULARI VERDİLER

"Soruları akademiden ders çalıştırmaya gelenler vermiyor. Bizim bağlı olduğumuz kişinin üç üstü veriyor" şeklinde konuşan T.Z. şu şekilde konuşmaya devam ediyor: "Kuran'a el basarak hiçbir yerde ima dahi etmeyecek şekilde yemin ediyorsunuz. Bunun üzerine soruları veriyorlar. Bana askeri kültürden 40, genel kültürden 50 soru vermişlerdi. Soruları iki gün önce veriyorlar. İki gün boyunca çalıştıktan sonra bilgisayar çıktısı olarak verilen soruları yakarak ve geriye kalanları suda eriterek imha ediyorsunuz.

CEMAAT ÜYELERİ BİRBİRİNİ TANIMIYOR

Her seferinde farklı birine bağlandıklarını ve önceki görüştükleriyle irtibatlarının kesildiğini vurgulayan T.Z. "Bir daha görüşmeyeceksin dedikleri kişiyle görüşmüyorsunuz. Emir komuta ve hücre sistemi olduğu için herkesi birbirine takip ettiriyorlar. Siz aynı birlikte kim cemaatten bilmiyorsunuz" dedi.

T.Z. kendi birliğinde bölük komutanıyken başka bir cemaate mensup bir üsteğmen hakkında "dosya tanzim edin ve atın" emri verildiğinde çok düzgün olan bu üsteğmene zulmetmeyin dediklerini ama başka bir cemaatten olduğu için Gülen'in atılacak emrinin iletildiğinin altını çizdi.

ANNELERİNİZ BAŞINI AÇSIN!

Askeri liseye girdiği zaman annelerinin başı kapalı olanların açmalarını istediklerini belirten T.Z. "Kurmay subaylar evlerinde içki bulunduruyor, ramazanda oruç tutmuyorlar. Oruç tutması gerekenlere bile tut emrini onlar veriyor" şeklinde konuştu.

KULLANILDIĞIMI FARK ETTİM
Başka bir görev yerine tayin olduğunda şu an Tabur Komutanlığı yapan K.K. ile tanıştırıldıklarını sözlerine ekleyen T.Z. "O dönemde bir şeyler hissetmeye başladım. M.K. ilk tanıştığımız kişiydi ve cemaatin yayınevinde görevliydi. Sonrasında A.A. diye bir doktor sorumlu oldu. Şu an bir üniversitede görev yapan Doç. Dr. K.K. da bizden sorumlu olan kişiydi. En son H.B. tabur komutanı iken tutarı bir trilyon olan bir mahkeme açtılar hakkımda. Ben dedim ki bu insanlarla birlikteyim neden bunlar başıma geliyor diye sorguladım. Daha sonra birileri için tetikçi ve kalkan olarak kullanıldığımı fark ettim. O dönemde cemaat tugayın kurmay başkanı O.T'ye yardım etmesi için yönlendirdi. Malzemeler adıma zimmetliydi. Başıma çorap örüp meşgul etmeye çalıştırlar. Ben kendilerine Kadir Mısıroğlu, Mustafa İslamoğlu dinlediğimi söyledim ve muhtemelen adımın yanına soru işareti koydular. Gözümü açamayayım diye de bu soruşturmayı açtılar" dedi.

ÇALIŞARAK GEÇEMEZSİNİZ
Komutan karargâh subayı sınavları sırasında da akademi kampı olmadığını fakat bir takım sorularla çalıştırıldıktan sonra kendisine 70 soru verildiğini söyleyen T.Z. sözlerine şunları ekledi: "Biraz daha istedim 75 tane verdiler. Süreç içinde sorulan soruların normal çalışmayla yapılması mümkün değil. Yasak olmasına rağmen verdikleri soruları eve getirip kitapla karşılaştırdım. Soruların cevapları kitapta yok. O sınavları kazanabilmeniz için mutlaka bir yerlere bağlılığınız olması lazım."

CEMAAT EVLENDİRMEZSE RÜTBE YOK

Cemaatin kendi evlendirmediği kişileri kurmay yapmadığını ifade eden T.Z. "Eşi sizi kontrol eden kişi olarak görüyorlar. Önce fotoğraf gösteriyorlar. Olabilir derseniz onların uygun gördüğü bir yerde kapı açık olmak şartıyla görüşüyorsunuz. İki tarafta tamam derse aileler vasıtasıyla evleniyorsunuz. Bana da resim gösterdiler. Üçüncü seçimimde kabul edip evlendim. Eşimde cemaat mensubuydu ama sonradan sürece dâhil olmuş ve işin teferruatını bilmiyordu. O da şu an bırakalım noktasında. Beni en son tabur, tugay ve kolordu komutanıyla karşı karşıya getirdiler" şeklinde konuştu.

KUMPAS KURUYORLAR
Özellikle general rütbesindeki subayların bir şekilde yurt dışı görevlerinde bir suça veya ahlaksızlığa bulaştırıldığını vurgulayan T.Z., "Paralel Yapı bu suçu bildiğini ima edip o subayları kontrol altına alıyor. Bu mana da cemaate mensup olmayan ama cemaate kuyruğunu kaptırmış general rütbesinde insanlar var. Tıpkı bürokrasi de olduğu gibi" dedi.

BU ZEHRİ KUSMALIYIZ
Akademi'de soru ölçme, değerlendirme merkezinin başında o dönem Kurmay Binbaşı A.D. nin bulunduğunu ve cemaatin soruları onların adamları vasıtasıyla almış olabileceğini belirten T.Z. sözlerini şöyle noktaladı: "Ben üç isim söyleyeceğim, benim gibi diğerleri de isim verecek ve böylece bu yapının kurduğu ana çatı çökecek. Askeri lisede böyle deşifre olur. Sistem ancak böyle çözülür. Bu beden bu zehri yuttu. Bu zehri nasıl kusacak; ya ameliyat olacak ya da ilaç vereceğiz. Bu kusma bedene acı verecek ama bu zehri atmanın bir yöntemi var; gerçekten vatanını, milletini, dinini ve devletini seven insanlar bu sistemin deşifre olmasını sağlayacak. Silahlı kuvvetlerdeki paralel yapılanma çok daha sert. Ayrıca Kolordu Komutanı İ.Y., topluluk karşısında öyle değilmiş gibi görünse de hükümete karşı bir adam. Şah Fırat operasyonunda ülkeyi savaşa sokabilecek hamleler yaptı. MİT müdahale etmemiş olsaydı şu an savaştaydık."

Özlem Doğan / Milat

22 Nisan 2014 Salı

TSK'ya santaj Pensilvanya'dan

Paralel yapılanmanın Kara, Deniz ve Hava Harp Okulu Komutanlarına kumpas kurup istifa ettirerek Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) okullarına sızdığı ortaya çıktı. Asılsız ihbar mailleri, tehdit ve şantajlarla 2010 yılında istifa etmek zorunda kalan eski Deniz Harp Okulu Komutanı emekli Tuğamiral, TAKVİM'e çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalar: 

 2009'DA BAŞLADI: Cemaatle ilk defa 2008'de Deniz Harp Okulu'na komutan olarak atandığımda karşılaştım. Çünkü öğrenci seçim kurulunun başındayım. İmzasız ihbar mektupları ve internet vasıtasıyla milyonlarca e-posta gelmeye başlandı. Öğrenciler karalanmaya başladı, arkasında deliller olmayan kanıtlanmamış suçlamalar yapılıyordu. 

 SALDIRILAR PENSİLVANYA'DAN: Asılsız ihbar mailleri ve tehditlerin yapıldığı bilgisayar IP'lerini aldığımda IP'si çok fazlaydı. Yaşananların akabinde benim kumanda ettiğim bir okulda bu yapılanmayı gerçekleştiremeyeceklerini anladılar. Cemaate bağlı internet siteleri ve bazı gazeteler vasıtasıyla, "Bu okulda fuhuş yapılıyor, ibadet yasak, dindarlığa izin verilmiyor, Alevi yapılanması var, eşcinseller var" suçlamalarıyla kamuoyu oluşturmaya çalıştılar. 

 HARP OKULU İMAMI VARDI: Harp okulunda cemaat yapılanması vardı ve bir imamı vardı. Bunların ortaya çıkarılması için çok mücadele ettim, soruşturma açılmasını istedim ama deniz kuvvetlerinden gerekli desteği alamadım. 

 YUKARIYI TEMİZLEDİLER: Aşağıdan gelen bir yapılanma olduğundan bu yapılanmanın yukarıya taşınabilmesi için yukarıda bir temizlik yapmaları lazımdı. Mesela benle beraber amiral olan sınıftan 6 kişiydik, kimse kalmadı sıfır. 

BAŞBAKANA SAHİP ÇIKMAK GEREK: Cemaat bu sisteme hakim olursa Türkiye'de sandık ve demokrasi işi biter bir daha da cemaatin gitmesi söz konusu olamaz. Bunun için legal yollarla iktidara gelmiş olanlara sahip çıkmak gerekiyor. Bugün emperyalizm AK Parti'nin daha doğrusu Tayyip Erdoğan'ın defterini dürmek istiyor. AK Parti'yi kısmen dönüştürerek başka bir isimle yollarına devam etmek istemektedir. 
 CEMAAT BİR CIA KURULUŞU: Cemaatin üyeleriyle konuşursanız kendilerinin yerli yapılandıklarını söylerler ama cemaat tam tamına bir CIA kuruluşudur. ABD tarafından sevk ve idare edilmektedir. Hatta cemaatin lideri şu anda Pensilvanya'da rehindir. Bağımsız düşünme yetisine sahip değildir. O yüzden cemaate karşı durmak antiemperyalist bir mücadeledir. 

 TSK'YI ELE GEÇİRİRLERSE DARBE YAPARLAR: Cemaatin ana gayesi Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmek ve kendi fikirleri ve görüşlerine göre dizayn etmektir. Cemaatin önüne geçilemez ve TSK'yı ele geçirirlerse büyük tehlike yaşanır. Bugünkü yönetime darbe yapılır, suikastlar işlenir ve devlet ele geçirilir. 

 AYNI YÖNTEMLER 
Paralel yapı, istifa eden komutanların hepsine aynı kumpası kurdu. 2006'da Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen ve 2009'da Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Sinan Şanlı, aynı tehdit ve şantajlarla istifa ettirildi.

23 Mart 2014 Pazar

2011’in Kirpi’si 3 yıl sonra banttan indi!


Yapılan anlaşmaya göre sipariş edilen araçlar Aralık 2011’e kadar teslim edilecekti.  Vatan Gazetesi'nden Ufuk Şanlı'nın haberine göre, Şirket siparişlerin 278 tanesini teslim etti. Ancak firma ekonomik darboğaza girince 190 araç teslim edilemedi.

Çukurova Holding iştiraklerinden olan BMC içinde bulunduğu mali bunalımı bir türlü aşamadı ve sonunda şirkette üretim tamamen durdu. Yaklaşık 18 ay boyunca üretim yapamayan işletmenin kaderi Mayıs 2013’te şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) el koymasıyla değişti. BMC’yi yeniden ayağa kaldırmak isteyen Fon yönetimi önce 600 milyon liraya ulaşan borçları yeniden yapılandırdı. Böylece şirket yeniden piyasadan mal ve ürün temin etmeye başladı. Hemen ardından da işçilerle anlaşıldı ve Aralık 2013’ten itibaren çarklar yeniden dönmeye başladı. 500 işçinin alın teri ve emeği sonunda karşılığını verdi. Devlet tarafından yönetilen BMC, Pazartesi günü 25 Kirpi ve 10 tane de askeri kamyon teslim ediliyor. Geriye kalan araçların da yılsonuna kadar TSK’ye teslim edilmesi planlanıyor. Yeni sipariş aldı Yerli savunma devi BMC’ye, anlaşma şartlarını yerine getiremediği için Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından 7 milyon euro para cezası verilmişti. Ayrıca şirketin kamu ihalelerine girmesi yasaklanmıştı. TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül ve bürokratlar şirketi devraldıktan sonra SSM yetkilileriyle bir araya gelerek sorunların çözülmesini sağladı. Şirketin üretime başlaması üzerine savunma sanayi yöneticileri 321 Kirpi ve 105 kamyonda oluşan yeni bir sipariş daha verdi.

İranlılar BMC’DEN 1.000 otobüs istedi
BMC’nin özelleştirilmesi için geri sayım sürüyor. 10 Nisan’da gerçekleştirilecek ihaleye katılmak isteyen firmalar şartname almaya devam ediyor. Fon kaynakları şu ana kadar 10’a yakın şirketin şartname aldığını söylerken net rakam vermekten kaçındı. Şartname alan firmaların tamamının yerli şirketler olduğu öğrenildi. 985 milyon lira muhammen bedelle satışa çıkarılan şirket otobüs, kamyon ve zırhlı araç imal ediyor. Türkiye’nin en büyük otomotiv şirketlerinden birisi olan BMC son 3 yıldır ağır bir mali kriz içindeydi. Bu nedenle savunma sanayi müsteşarlığı ve belediyelerden alınan siparişler teslim edilemedi. Bu nedenle de kurum ihale yasaklısı haline geldi. BMC Ocak 2014’ten bu yana yeniden üretime başladı. Hatta Tunus’a ihraç edilmek üzere 40 araçlık bir sipariş de aldı. Şirkete sipariş vermek isteyen bir diğer ülkede İran. İranlılar, 1000 adet belediye otobüsü almak için geçtiğimiz ay BMC’nin kapısını çaldı. Taraflar arasında ki görüşmeler halen sürüyor. Otomotiv devinin ihale yasağı 1 Nisan 2014’te sona eriyor.