Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, FETÖ denen Türk tarihinin gördüğü en azgın terör örgütü ile tüm unsurlarıyla ölümüne mücadele ediyor. Sayın Müsteşarımız Hakan Fidan'ın liderliğinde Millî İstihbarat Teşkilatımız gece gündüz 24 saat bu hain terör örgütünün tüm kılcal damarlarına kadar gire gire âdeta savaş veriyor Fetullah çetesiyle. Diğer devlet kurumlarımız ve yargımız da bu alçak terör örgütü ile kanlarının son damlasına kadar mücadele etme gayretindeler.
Fakat maalesef iş dünyasından ve özellikle de odalar&borsalar camiasından devletin FETÖ ile ölümüne mücadelesine yeterince destek gelmiyor. Bazı iş adamları ve iş dünyası temsilcileri eyyam yaparak bu hayati meseleyi geçiştiriyorlar. Bu durum asla kabul edilemez bir durumdur.
Dün Sabah gazetesinde okuduğum bir haber gerçekten FETÖ ile mücadele konusunda Ankara Ticaret Odası adına çok endişe verici bir haberdi. Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, kesinlikle bu konuda geri adım atmak ve FETÖ ile mücadele konusunu savsaklamadığını göstermek mecburiyetindedir. Önce haberi dikkatle okuyalım...
"Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) bu ayki Meclis toplantısına FETÖ tartışması damga vurdu. FETÖ'nün ATO imamı Ayhan Atalay'ın referansı ile işe alındığı iddia edilen 9 kişi eski Başkan Salih Bezci tarafından görevden alınmıştı. Kurumdan atılan 9 kişiden 8'i işe dönüş davası açarken dava açmayan bir kişinin yeniden ATO'da işe başlatıldığı iddia edildi. ATO Meclis üyesi Ercan Kahraman, 'Ayhan Atalay referansı ile işe girmiş ve FETÖ gerekçesi ile işten çıkarılmış 9 kişiden 8'i geri dönüş için mahkemeye veriyor. Bir kişi vermiyor… Bu arkadaş yeniden işe alınıyor. Hangi gerekçeli kararla bu insanlar yeniden işe alınıyor? Hangi gerekçe ile işten çıkartıldı? Hangi gerekçe ile işe alındı? Ben meclis üyesi olarak bilgi edinme hakkımı kullanıyorum' dedi. ATO Başkanı Gürsel Baran ise, 'İşin aslı şudur: İşe aldığımız bu arkadaşımız FETÖ yapılanması içinde olacak birisi asla değildir. FETÖ'cüleri temizledik görüntüsü oluşturmaya dönük bir hareket olarak birtakım sözde referans listeleri hazırlanarak yapılmış bir işlem söz konusu idi geçmişte. İşten çıkarıldıktan sonra işsizlik maaşı da ilgili kurum tarafından ödenmiştir' dedi. Baran 'İşten atılan 11 arkadaşın 10'u mahkemeye müracaat etti. İşe iade davasını kazanan bize gelecek. Biz de uygun gördüğümüzü, tahkikatını yaptırıp ihtiyacımıza göre işe alıp almayacağımıza bakacağız. İşe aldığımız bu arkadaşımız, kurumla mahkemelik olmamak için dava açmadı' diye konuştu."
Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran'ın öve öve bitiremediği ve işe yeniden aldığı o kişi G.B. kod adlı bir şahıstır. Devletimizin ilgili tüm istihbarat ve güvenlik kayıtlarında Fetullahçı örgüt ile 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sonrası da intisakı net olan bir kişidir. Nitekim şu an kaçak olan FETÖ'cü terörist Ayhan Atalay bu şahsı ATO'da işe yerleştirmiştir. Bu yüzden de 15 Temmuz ihaneti sonrası apar topar Salih Bezci tarafından işten atılmıştır. Ayhan Atalay denen kaçak FETÖ'cü teröristin adamı olan ve bu yüzden FETÖ'nün ATO'da işe yerleştirdiği birine şu anki ATO Başkanı Gürsel Baran'ın sahip çıkması ve bu kadar övmesi akıl alır olay değildir. Üstelik bu şahıs "Ben FETÖ'cü değilim" diye mahkemeye bile de başvurmamıştır. Yani bir nevi mevhumu muhalifinden Fetullahçı örgüt ile intisakını kabul etmiştir. FETÖ imamı Ayhan Atalay'ın adamı olduğu konusunda hiçbir kuşku yoktur. Eski ATO Başkanı Salih Bezci gibi FETÖ'cüleri işten atmak konusunda ihtiyatlı bir adam bile bu şahsı net FETÖ bağlantıları sebebiyle 15 Temmuz sonrası ATO'dan kovmuştur. Fakat Gürsel Baran bu kadar somut bulguya rağmen "Tanırım, iyi çocuktur" diyerek Ayhan Atalay'ın adamı G.B.'yi ATO'ya yeniden almıştır. Gürsel Baran'a sormak istiyorum: Bütün bu anlattığım tablo skandal değil de nedir? Kaçak FETÖ imamı Ayhan Atalay'ın adamlarını korumaya ve kollamaya niye çalışıyorsunuz?
15 Temmuz öncesinde İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ı da FETÖ'nün anayasa hukukçusu gibi çalışan İstanbul Ticaret'in profesörü Mustafa Erdoğan konusunda çok uyarmıştım fakat Çağlar beni dinlememişti. Erdoğan FETÖ TV'lerine çıkmaya ve "FETÖ lafı yalandır. Gülenciler meşru sivil toplum örgütüdür" diye kara propaganda yapmaya sonuna kadar devam etti ve 15 Temmuz gecesi de Facebook'tan alenen askerî darbeyi ve darbecileri destekledi. Sözde hukukçu özde darbeci Erdoğan 15 Temmuz gecesi camilerimizden okunan sala seslerinden bile rahatsız olduğunu yazmaktan utanmadı. İbrahim Çağlar bu rezalet üzerine hemen Erdoğan'ı attı ama çok geç kalmıştı. Hem Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran hem de İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar FETÖ ile mücadele konusunda aşırı duyarlı ve yürekli olmak zorundadır. 15 Temmuz ihanetinden bir yıl sonra bile hâlâ "Tanırım, iyi çocuktur" kafası ile devletimizin FETÖ ile mücadelesi sulandırılamaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder