Adalara Başkomiser Oldu
Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul’un asayişinde genel bir bozulma görülüyordu. Özellikle Rumların yaşadığı Büyükada’da da asayiş bozulunca, polis müdürü Giritli Kemal Bey, güvendiği Sarraf Niyazi’yi makamına çağırarak, “Sizi Adalar’a başkomiser tayin ediyorum” dedi. Sarraf Niyazi, makamına oturunca polisleri toplayıp, “Arkadaşlar asayişi temin edeceğiz. Etrafımız su olduğu için işimiz kolaylaşır. Suç işleyen Elimizden kaçamaz” dedi. Bir gece sahil gazinolarının birinde Pandeli adındaki bir Rum kabadayısının olay çıkardığını duydu. Gönderdiği polis, Pandeli’den azar işitip eli boş döndü. Sarraf Niyazi bir solukta gazinoya girdi. “Karakol marakol tanımam” diyerek istifini bozmadan oturan Pandeli’nin önündeki masayı tekmeyle devirdi, ardından şaşkına dönmüş adamı bir çuval gibi havaya kaldırıp denize attı. Daha sonra kalabalığa seslendi: “Başka banyo yapmak isteyen biri var mı?” Büyükada’da asayiş o kadar kısa bir sürede düzelmişti ki iki sene boyunca herkes kapısı açık yattı. Zaptiye Nezareti’nden Niyazi Bey’e başarısından dolayı takdirname verildi.
Fransızları Denize Attı
Sarraf Niyazi’nin başkomiserlik macerası kısa sürdü. Yeni gelen müdürün ‘kanunsuz icraat yapıyor’ diye gönderdiği bir müfettişi art niyetli olduğunu anlayıp tokatladı. Ardından masasına oturup, kahvesini içti ve istifasını yazdı. Sarraf Niyazi’nin mütareke yıllarında etrafta heyecan yaratan bir başka icraatı da Yeniköy’de kendisine sataşan 10 Fransız askerini, teker teker denize atmasıydı. Fransız subayları da hayran kaldıkları babayiğiti kendi masalarına davet etmişlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder