Güneybatı Kafkas Geçici Milli Hükûmeti (Osmanlıca: Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi) veya Kars Cumhuriyeti
17-18 Ocak 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Kars Kongresi’nin sonucunda kurulan ve 12 Nisan’da İngilizlerin Kars’ı işgal etmeleriyle son bulan geçici hükûmet. Elviye-i Selâse’nin tamamını kapsamakta birlikte Kars (hükümet merkezi), Batum, Ahıska, Ahılkelek, Artvin, Ardahan, Acara, Posof, Çıldır, Göle, Oltu, Karakurt, Sarıkamış, Karapınar, Kağızman, Kulp, Iğdır, Serdarabat, Aralık, Nuraşen, Nahcivan, Culfa ve Orduabat gibi yerleri kapsamaktaydı.
9 Ekim 1918’de Ahıska Hükümet-i Muvakkatası, 3 Kasım’da Aras Türk Hükümeti, 5 Kasım’da Kars İslâm Şurası kurulmuştur. 15 Kasım’da Birinci Kars Kongresi düzenlenmiş ve sekiz kişilik Muvakkat Heyeti seçilmiştir. 30 Kasım’da İkinci Kars Kongresi (Kars İslâm Şurası Büyük Kongresi) düzenlenmiş ve Millî Şura Hükümeti kurulmuştur. Aras ve Ahıska’daki hükümetlerini birer şubesi sayarak Millî Şura Hükümetine katılmıştir.
I. Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti ordusu birliklerinin Güney Kafkasya’dan çekilmesini öngörmüştür. Osmanlı Devleti bu hükme uyarak 4 Aralık 1918 tarihinde askerlerini 1877 yılından önceki Rusya sınırına aynı uzaklıktaki yere çekecektir. Fakat Kars’tan askerlerini 2 ay sonra çekme kararı almıştır.
Bu kararın nedeni halkın bölgede bir hükümet kurmasına zaman vermektir. Çünkü askerlerin geri çekilmesi ile Elviye-i Selase denen Kars, Batum ve Ardahan, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti işgaline açık bir hale gelecektir. Bunun üzerine 29 Ekim 1918 tarihinde Ahıska ve Ahılkelek çevresinde Ahıska Hükümet-i Muvakkatası (Ahıska Geçici Hükümeti), 3 Kasım 1918 tarihinde Emir Bey Ekberzâde başkanlığında, merkezi Iğdır olmak üzere Araş Türk Hükümeti ve 5 Kasım 1918’de Kepenkçi Emin Ağa ve Piroğlu Fahreddin Bey başkanlıklarında merkezi Kars olmak üzere Kars İslâm Şûrası kurulmuştur. 30 Kasım 1918 tarihinde Kars’ta toplanan kongrede bu üç hükümet Kars Millî İslâm Şûrası Merkez-i Umumisi adı altında birleşmiştir. Başkanlığına Cihangirzade İbrahim Bey seçilmiştir. 60 yöresel temsilcinin katıldığı bu kongre ile Kars, Oltu, Kağızman, Igdır, Sarıkamış, Ardahan ile Türklerin veya Müslümanların yaşadığı Ahılkelek, Ahıska ve Batum gibi şehirlerde yaşayan halk örgütlenmiştir. 17 Ocak 1919 ve 18 Ocak 1919 tarihlerinde Dr. Esat Oktay Bey başkanlığında Kars’ta toplanan kongereye 131 temsilci katılmış ve kongrede Kars Millî İslâm Şûrası’nın adı Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkata-i Milliyesi (Güneybatı Kafkasya Milli Geçici Hükümeti) olarak değiştirilmiştir. Başkanlığına yine Cihangirzade İbrahim Bey seçilmiştir. Bu geçici hükümet, 18 maddeden oluşan anayasası ve yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrağı kabul edip; 12 üyeli bir bakanlar kurulu ve halkın oyu ile seçilen 131 milletvekilli bir parlamento kurmuştur. 25 Mart 1919 tarihinde bu meclis Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi adını almıştır. Hükümet Kars’ın dışında Artvin, Ardahan, Batum, Gümrü, Sarıkamış, Nahcivan, Ordubad ve Iğdır’ı sınırları içinde saymıştır.
Tarihte kurulan ilk Türk Cumhuriyetini biliyor muydunuz? Kars Cumhuriyeti’ni daha önce duymuş muydunuz? Peki ilk Türk sivil anayasasının bu hükümete ait olduğundan haberdar mıydınız? Peki ya kadınlara seçme ve seçilme hakkını ilk olarak bu hükümetin verdiğinden?
Buyrun o zaman…
Güneybatı Kafkas Geçici Hükümeti ya da…
Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümeti olarak bilinir
Mondros Ateşkes Antlaşması sonunda ‘Elviye-i Selase’ dışarıda kalınca 5 Kasım 1918’de Kars İslam Şurası kurulur
Elviye-i Selase, Kars, Ardahan ve Batum illerinin ortak adıdır
Iğdır’ı merkez seçen Aras Türk Cumhuriyeti ve… (3 Kasım 1918)
Ahıska Hükümet-i Muvakkata’sı da kendi bölgelerini savunmak adına faaliyete geçmiştir (29 Ekim 1918)
Bu kuruluşların amacı bölgelerini düşman işgaline açık hale getirmemekti
Kars İslam Şurası 15 Kasım’da Birinci Kars Kongresi düzenler, 8 kişilik geçici heyet belirlenir ve 30 Kasım’da İkinci Kars Kongresinin düzenlenmesine karar verilir
30 Kasım geldiğinde Milli Şura Hükümeti kurulur
60 yöresel temsilcinin katılımıyla hükümetin başkanlığına Cihangirzade İbrahim Bey seçilir
Aras Türk Cumhuriyeti ve Ahıska Hükümet-i Muvakkata’sı da bu hükümete katılır
Milli Şura Hükümeti’nin ilk askeri sınavı Batum’da gerçekleşecekti
Gürcüler 7 Aralık’da Batum’a saldırır ancak Türk askerinin savunması onları geri püskürtür
24 Aralık 1918’de İngilizler Batum’u işgal eder ve Türk askeri geri çekilmek zorunda kalır
17-18 Ocak 1919 tarihlerinde Kars’ta Doktor Esat Oktay Bey önderliğinde bir kongre daha düzenlenir
131 temsilcinin katıldığı kongrede Milli Şura Hükümeti’nin adı Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümeti olarak değiştirilir
Başkanlığına yine Cihangirzade İbrahim Bey seçilir
Hükümet, Kars, Ardahan, Batum, Ahıska, Ahılkelek’in batısı, Eçmiadzin ve güneybatısı, Erivan’ın güneyi, Nahçıvan, Kağızman ve Oltu bölgelerini kapsar.
Yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrak kabul edilir
Parlemento 12 üyeli Bakanlar Kurulu ve 131 milletvekilinden oluşmuştur
Kabinede iki de Rum bakan vardı (Pablo Camus ve Stefani Vafiades)
18 maddelik Anayasa ilk sivil anayasa niteliğindeydi
1921’deki anayasamızın temelini oluşturan yasada Türkiye kelimesi ilk kez kullanıldı ve Türkçe resmi dil olarak kabul edildi
Günümüz şartları değerlendirildiğinde öne çıkan en önemli madde ise, 18 yaşını tamamlamış kadın ve erkeklerin oy kullanma hakkına sahip olmasıydı
Bölgede bulunan İngilizler hükümetin varlığına ilk zamanlarında pek fazla ses çıkarmasalar da…
İstenilen imtiyazlar yerine getirilmeyince 13 Nisan 1919’da Kars’ı işgal ederek son verirler
Bakanlar Kurulu’nun dolayısıyla hükümetin 12 üyesini önce Batum’a, daha sonra Malta’ya sürerler
“Güneybatı Kafkas Geçici Millî Hükûmeti”, “Cenub-ı Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi” ya da nam-ı diğer Kars İslam Cumhuriyeti.. İlk Cumhurbaşkanı Cihangirzade İbrahim bey 1 Aralık 1918’de seçildi ve 19 Nisan 1919’da İngilizler tarafından devrildi ve İbrahim bey sürgüne gönderildi.
Bu Cumhuriyet konferatif bir yönetim olup, başkanlıkla yönetiliyordu. Anayasası, ordusu, parası, bayrağı her şeyi vardı. İbrahim bey 60 yöresel temsilcinin katıldığı kongrede seçilmişti.
Kars İslam Cumhuriyeti 17-18 Ocak 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Kars Kongresi’nin sonucunda kuruldu. 12 Nisan’da İngilizlerin Kars’ı işgal etmeye başlaması ile 19 Nisan’da İbrahim beyin sürgüne gönderilmesi ile son buldu. Yani, tam da Mustafa Kemal’in Samsuna çıkmasından bir ay önce. Bu hükûmet Elviye-i Selâse’nin tamamı ile birlikte Kars Batum, Ahıska, Ahılkelek, Artvin, Ardahan, Acara, Posof, Çıldır, Göle, Oltu, Karakurt, Sarıkamış, Karapınar, Kağızman, Kulp, Iğdır, Serdarabat, Aralık, Nuraşen, Nahçıvan, Culfa ve Ordubad gibi yerleri kapsamaktaydı. Esasen daha önce buralarda çok daha önceden işgalcilerden kurtarılan topraklarda kongre/şura hükümetleri kuruluyordu. Kars İslam Cumhuriyeti, bu şura/kongre hükümetinin konfederasyonudur. Bu hükümet İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Somerset Arthur Gough-Calthorpe tarafından yıkılmıştır. Hükümetin 12 üyesini tutuklayarak önce Batum’a, sonra da Malta’ya sürdüler.
9 Ekim 1918’de Ahıska Hükümet-i Muvakkatası, 3 Kasım’da Aras Türk Hükümeti, 5 Kasım’da Kars İslâm Şurası kurulmuştur. 15 Kasım’da 1. Kars Kongresi, 30 Kasım’da 2. Kars Kongresi (Kars İslâm Şurası Büyük Kongresi)düzenlenmiş ve “Millî Şura Hükumeti” kurulmuştur. 17 Ocak 1919 ve 18 Ocak 1919 tarihlerinde Dr. Esat Oktay Bey başkanlığındaKars’ta toplanan kongreye 131 temsilci katıldı ve kongrede Kars Millî İslâm Şûrası’nın adıCenûb-i Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkata-i Milliyesi olarak değiştirilmiştir. Başkanlığına Cihangirzade İbrahim Bey tekrar seçilmiştir. Bu geçici hükumet, 18 maddeden oluşan anayasası ve yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrağı kabul edip; 12 üyeli bir bakanlar kurulu ve halkın oyu ile seçilen 131 milletvekilli bir parlamento kurmuştur. 25 Mart 1919 tarihinde bu meclis “Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi” adını almıştır. Cem Uzan’ın genç partisinin amblemi, bir dönem bu federasyonun üyelerinden birinin bayrağıdır. Bu hükümette Stefani Vafiades, Pavlo Camusev ve Matyev Radjinsky gibi Hristiyan kökenli milletvekilleri ve bakanlar da vardı. Bu anlamda, katılımcı, çoğulcu ve şeffaf, yurttaşların seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu bir yönetime sahipti. Sivas Kongresi’ne sonradan katılanlarla birlikte delege sayısının 41’i bulduğu söylense de farklı kaynaklarda bu rakam 31, 33, 38 olarak da verilmektedir. Erzurum Kongresi’ne katılanların sayısı ise 62’dir. Her iki kongredeki delege sayısı 100 civarında iken 2. Kars Şurası’na 131 delege katılmıştır.
Örgütlenme sürecine kronolojik olarak tekrar bakacak olursak I. Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı’nın Güney Kafkasya’dan çekilmesi şart koşulmuştu.. Kars’tan ise askerlerini 2 ay sonra çekme kararı almıştı. Bu kararın sebebi halkın bölgede bir hükümet kurmasına zaman vermekti. Yani İstanbul bu bölgedeki Şura ve Cumhuriyet oluşumuna destek vermektedir. İstanbul’un endişesi Ermenistan’ın işgaline açık bir hale gelmesidir. Bunun üzerine 29 Ekim 1918 tarihinde Ahıska ve Ahılkelek çevresinde “Ahıska Hükümet-i Muvakkatası” 3 Kasım 1918 tarihinde Emir Bey Ekberzâde başkanlığında, merkezi Iğdır olmak üzere “Araş Türk Hükümeti“ ve 5 Kasım 1918’de Kepenkçi Emin Ağa ve Piroğlu Fahreddin Bey başkanlıklarında merkezi Kars olmak üzere “Kars İslâm Şûrası” kurulmuştur. 30 Kasım 1918 tarihinde Kars’ta toplanan kongrede bu üç hükümet “Kars Millî İslâm Şûrası Merkez-i Umumisi” adı altında birleşmiştir. İngilizlerin daha sonra Ermenilere devrettiği Kars, 1920 sonbaharında Kâzım Karabekirkomutasındaki Türk birliklerinin bölgeyi ele geçirmesine kadar bir buçuk yıl Ermenilerin işgali altında kaldı. Şimdi sormak gerek, resmi tarih yazarları, Sivas ve Erzurum kongreleri bu kadar öne çıkartılırken, Kars İslam Cumhuriyeti’ni neden görmezden gelmişlerdir.. Mustafa Kemalin Samsun’a çıkmasından bir an önce İngilizlerin buradaki oluşuma karşı askeri bir harekat düzenlerken, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışına neden sessiz kaldıklarını anlamak çok kolay değildir..
Batı Trakya Bağımsız Hükûmeti / Garbî Trakya Hükûmet-i Muvakkatesi / Batı Trakya Geçici Hükûmeti, dahasonra Garbî Trakya Hükûmet-i Müstakilesiveya Batı Trakya Türk Cumhuriyeti31 Ağustos 1913 tarihinde Batı Trakya’da kuruldu. 3 ay yaşadı. Batı Trakya Bağımsız Hükûmeti’nin milli marşını Süleyman Askeri Bey yazdı. Posta pulu ve pasaport bastı. 30.000 kişilik bir askeri güce sahipti. Osmanlı yasa ve tüzükleri aynen kabul edilerek davalara da Garbi Trakya Adliyesi bakmaya başlamıştı. Milli marşından şehidlikten ve mücahidlerden söz edilirken Selanik doğumlu bir Yahudi olan Emanuel Karasu tarafından resmi bir haber ajansı kurulmuş; Fransızca ve Türkçe olarak Müstakil-Indépendant adında bir gazete çıkarılmıştır. Bu ilk Türk Cumhuriyeti, Batı Trakya’da İttihatçılar tarafından kurulmuştu. Başkenti Gümülcine olanı bu yeni Türk devleti rejim olarak Cumhuriyeti benimsemişti.
Gümülcine’nin de geri alınmasıyla burada Garbi Trakya Hükümet-i Muvakkatesi adıyla Batı Trakya geçici hükümeti kuruldu. Başkanlığına da Salih Hoca getirildi. 12 Eylül 1913’te Batı Trakya Türk Cumhuriyeti adıyla bağımsız bir devlet kurdukların dünyaya ilan ettiler.
Bu arada; “Türkiye” adını ilk kim kullandı derseniz, onun da ilginç bir hikâyesi var.. “Türkiye” adını Osmanlı’da ilk kullanan da yine İttihatçılar ve İngilizler. Hem de yıllar öncesinden.
Türkiye Milli Bankası, İttihat Terakki tarafından İngilizlerle birlikte 1908 darbesinden 1 yıl sonra 1909’da kuruldu. Milli ticaret, sanayi, madencilik, kamu hizmetleri ve yatırımları teşvik edeceklerdi. O dönemde bilinen tüm bankacılık enstrümanlarını kullanmaları hedefleniyordu. Bankanın sermayesi 1.100.000 lira idi. Sermayesi 3.300.00 TL’ye kadar artırılabilecekti. 12 veya 16 kişilik yönetim kurulu üyelerinin en az 3’ü Osmanlı teb’asından olacaktı. Bankanın ilk yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluşuyordu: Sir Henry Babington Simith, F.E. Whittall, Hugo Baring, Henry Birghenough, K.S. Gülbenkyan, Sir Adam Black, N.Meyer, Gazeteci Cahid, Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Reşit Sadi bey, Nail bey. Bu yönetim kurulunun 6 üyesi Londra’da ikamet ediyordu ve bu grup çoğunluğu oluşturuyordu. Yani “Türkiye” isimli bu banka aslında İngiltere’den yönetiliyordu. “Türkiye” ismi, Türkiye devletinden 11 yıl önceden İngilizler tarafından kullanılıyordu. 1912’de Irak petrol yataklarını işletmek üzere, Royal Dutch Shell’in % 25, Almanların % 25,Türkiye Milli Bankası’nın % 35 ve Kalust Sarkis Gülbenkyan’ın da % 15’ine sahip olacağı Turkish Petroleum Company (T.P.C.) kurulmuştur.
Dünya haritası sürekli değişiyor. Yaşadığımız coğrafyada bu, daha önce de görülmüş bir olgudur. Anadolu’da kurulan ilk hükümet, meclis ve cumhuriyet Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti de bu topraklarda böylesi bir deneme idi. Batı’nın Ortadoğu-yakın Şark üzerindeki belirleyicilik hırsı tükenmiyor. Kars havalesinde kurulan bu kısa ömürlü devletin hikâyesi şöyle:
Avrupa emperyalizminin meseleye taraf olmasıyla…
1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrası Elviye-i Selâse denilen üç liva (Kars, Ardahan, Batum) Ruslara bırakıldı. 3 Mart 1878’de Yeşilköy’de imzalanan Ayastefenos Anlaşması ile Rusya 1. Osmanlı Devleti’ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulmasını, (Prensliğin sınırları Tuna’dan Ege’ye, Trakya’dan Arnavutluk’a uzanacak), 2. Bosna-Hersek’e iç işlerinde bağımsızlık verilmesini, 3. Sırbistan, Karadağ ve Romanya’ya tam bağımsızlık verilmesini, 4. Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt’ın Rusya’ya bırakılmasını sağlamış; ayrıca Ermeniler lehine ıslahat yapılmasını anlaşmaya dâhil etmişti.
Bu anlaşma ile Rusya bir taraftan Akdeniz’e çıkmış oluyor (Bulgaristan üzerinden), diğer yandan da Kars- Ardahan- Batum’u ele geçirerek İngiltere’nin Hindistan üzerindeki emperyalist çıkarlarını tehdit eder hale gelmiş bulunuyordu. Aynı zamanda bu üç liva, Rusya’nın İskenderun’a inmesi için stratejik bir zemine dönüşüyordu. Doğu Anadolu bölgesinde Rus inisiyatifini tek başına bırakmamak için İngiltere, Avusturya, Almanya ve İtalya Berlin’de yeni bir anlaşmayı zorladılar ve konunun tarafı oldular. Berlin Anlaşması gereği Rusya’ya savaş tazminatı olarak bırakılan yerler; o zamanın Oltu, Olur, Şenkaya, Ardanuç ve Şavsat ilçelerini ihtiva eden Kars ve Ardahan vilayetleri ile günümüz Artvin merkez ve Borçka ilçeleri idi. Ayrıca günümüz Türkiye sınırları dışındaki Acara ve Çürüksu’yu da içine alan Batum sancağı Ruslara bırakılmıştı.
Avrupa emperyalizminin meseleye taraf olmasıyla 8 Şubat 1879’da İstanbul’da Muahede-i Katiye Anlaşması imzalandı. Anlaşma ile Rus işgali altındaki Elviye-i Selâse’deki Müslüman halka Anadolu içlerine göç etmesi için 3 yıllık süre tanınmıştır. Bu süre içinde göç etmeyen halk Rus vatandaşı sayılacaktı. 3 yıl içinde bölgeden 120 bin Türk Anadolu’ya göç etmiştir. 1855 tarihli Rus Arazi Nizâmnâmesi'ne göre, bu üç vilâyette bulunan halkın toprak mülkiyeti kaldırıldı. Bütün arazi devlet malı sayıldı. Bu yüzden, buralardan göçen Türkler, tapulu arazilerini satamadıkları gibi, işletme hakkını da devredemediler. Rusya istimlak bedeli de ödememiştir. Ayrıca yerel halkı Ruslaştırma politikalarını yürürlüğe koymuş, İslam’ın şiarı olan kimlik izleri cami, mescit, medrese yıkılmış, İslamî ilimler tahsil edilen medreseler/ rüşdiyeler kapatılmıştır. Türkiye’den matbuat getirilmesine izin verilmemiştir. Ekonomik manada da geçim zorlaştırılmış, Türklerin meslek sahibi olmasına izin verilmemiştir.
“Demokrasi”kavramı anayasada yer aldı
1905’te Rusya’da bir devrim denemesi oldu. Bu karışıklıklar Kafkasya’da Türkler üzerindeki Rus baskısını nispeten azalttı. 1905 yılında bütün Rusya’da patlak veren isyanlar ve ihtilal hareketi Kafkasya’da da görüldü. Yeniden bir kültür hareketi doğdu. Merkezi Bakü’de olan “İslam Nesr-i Maarif Cemiyeti” 1909’da Kars’ta şube açarak bölgede okuma yazma seferberliği başlattı. 1917’de Bolşevik İhtilâli, Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan çekilmesine neden oldu. 3 Mart 1918’de Osmanlı Devleti, Rusya ile Brest-Litovsk Antlaşması’nı imza etti. Antlaşma ile Elviye-i Selâse’nin Türkiye’ye bırakıldığı bildirildi. Antlaşma’ya göre, Rusya, Doğu Anadolu illerini (Ardahan, Kars ve Batum) gecikmeksizin boşaltacaktı. Rusya, gerek amme, gerekse devlet hukuku bakımından oradaki yeni duruma karışmayacaktı. Bu yeni statü Rusya ordusunun dağılmasının sonucu idi.
Osmanlı’nın Elviye-i Selâse’yi geri alması ise şeklî bir durumdu. Çünkü Ruslar çekildikçe, yerlerini Ermeni ve Gürcü birlikleri almakta idi. Kars, Erzurum, Erzincan’da katliamlar başladı. Osmanlı Ordusu 12 Şubat 1918’de harekete geçti ve Kars- Batum’a kadar ilerledi. Bu haliyle Osmanlı sınırı 93 Harbi öncesi sınırlarına ulaştı. Brest-Litovsk Antlaşması uyarınca Rus nüfus kayıtlarına göre halk oylaması yapıldı. Üç livada da Osmanlı’ya katılma kararı çıktı. Ancak Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Elviye-i Selâse’nin boşaltılmasına mecbur bırakıldı. Osmanlı ordusu 1914 sınırlarına çekilecekti. Osmanlı ordusunun çekilmesi ile bölgenin İngilizler tarafından işgal edileceği düşünüldüğünden hızlı bir örgütlenmeye gidildi. Ahıska Hükümet-i Muvakkata’sı (29 Ekim 1918), Iğdır merkezli Aras Türk Cumhuriyeti (3 Kasım 1918) ve Kars İslam Şurası (5 Kasım 1918) kuruldu.
21 Ekim 1918’de Osmanlı ordusu Kafkasya’dan geri çekilmeye başladı. Kars İslam Şurası, 14 Kasım 1918’de “Milli İslam Şurası Merkezi Umumisi” adıyla bir yönetim kurdu. 30 Kasım 1918’de II. Kars Kongresi’nde Kars Milli Şura Hükümeti’nin kurulmasına karar verildi. Kongrede Ahıska Hükümet-i Muvakkata’sı ve Aras Türk Cumhuriyeti de Milli Şura Hükümeti’ne katıldılar. Kars Milli Şura Hükümeti 18 Ocak 1919’da Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkata-i Milliyesi adını aldı. Kars’ın dışında Artvin, Ardahan, Batum, Gümrü, Sarıkamış, Nahcivan, Ordubad ve Iğdır bu cumhuriyetin sınırları içindeydi.
18 maddelik anayasa belirlendi. Anayasanın ilkeleri Osmanlı toprakları üzerinde demokratik Meclis Hükümeti sisteminin ilk örneğidir. 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nden önce, “anayasa”, “demokrasi”, “Türkiye Devleti” “Cumhuriyet” gibi kavramlar bu anayasada yer aldı. 18 maddelik “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”nu kabul eden kongrede Hükümet reisliğine Cihangiroğlu İbrahim Beğ, Parlamento reisliğine Çıldırlı Dr. Esat Beğ, Dahiliye Nezareti’ne Kağızmanlı Ali Rıza Beğ, Hariciye Nezareti’ne Divriğili Piroğlu Fahreddin Beğ getirildi. 8000 kişilik ordu kuruldu. 25 Mart 1919’da Cenûb-i Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkata-i Milliyesi tam bağımsızlığını ilan ederek Cenûb-i Garbi Kafkas Hükümeti adını aldı. Bölgede Müslüman nüfus 1.534.824, Rus, Rum, Malakan, Ermeni nüfus 227.324 idi. Anayasasının 11. maddesinde “İtilaf devletleri, doğu Türkiye illerini alıp başka bir millete vermek isterse Cumhuriyetimiz Türkiye’den ayrılmamayı kesin olarak kabul etmiştir” hükmünü getiren bu devletin Osmanlı’nın himayesine muhtaç olduğu şüphesizdir.
“Türkiye” ibaresi ilk kez kullanıldı
İngilizlerin bölgeyi işgali ile 19 Nisan 1919’da hükümete son verildi. Cenûb-i Garbi Kafkas Hükümeti bir kelebek misali yaşadı. Hükümetin 12 üyesi de tutuklanarak önce Batum ve sonra Malta’ya sürüldü. İngilizler hükümetin yerine kukla bir şura kurdu. İngilizlerin Ermenilere devrettiği Kars, 1920 yılında Kazım Karabekir komutasındaki Türk birlikleri tarafından tekrar geri alındı. Bu hadise devletlerin kurulmasının yeterli olmadığını, onların yaşamasının dünya sistemine bağlı olduğunu göstermektedir. Ancak hadisenin bizim tarihimiz açısından önemi, bu kısa ömürlü devletin anayasasının Türkiye’nin anayasal sisteminin isim ve esaslarına öncülük etmesidir. Cenubi Garbi Kafkasya Cumhuriyeti’nin anayasası “Türkiye” ibaresinin ilk kez kullanıldığı bir metin oldu. Türkiye’nin isim manasında mehazı bu metindir.
Kısa ömürlü bu devletin anayasası şöyleydi:
1. Hükümet “Cenubi Garbi Kafkasya Cumhuriyeti” adını taşıyacaktır.
2. Cenubi garbi Kafkasya Cumhuriyeti hükümeti hududunu, Batum’dan Nahcivan’a kadar ulaştırarak, bu sınır içinin barışın sonuna kadar korunmasını bilfiil üzerine almıştır.
3. Hükümet bayrağını, kamutay üzerine dikilen ayyıldızlı Türk bayrağı olarak kabul etmiştir.
4. Cenub-i Garbi Kafkasya Cumhuriyeti hükümetinin resmi dili Türkçe’dir. Bütün resmi ve gayrıresmi muamelat ve tedrisat Türkçe olacaktır.
5. Milletvekilleri seçimi için 18 yaştan yukarı kadın ve erkek oy vermek salahiyetini haizdir. 10.000 kişi bir milletvekili seçer.
6. Her vilayet ve kasabada, Milli Şura’nın şubeleri açılarak, halkımızdan her türlü yardım görecektir.
7. Türk millet ve hükümetini rencide edecek her türlü muameleden kati surette çekinilecektir.
8. Umumi asker teşkilatımız da, cumhuriyetimizin kabul ettiği usul dairesinde, Türkiye devleti ile irtibatı temin için daimi bir heyetimiz Türkiye’de bulunacaktır.
9. Mülki teşkilatımızda da 8 maddedeki zikredilen usul aynen kabul edilecektir.
10. Komşu hükümetler ile daima dostça geçinmeyi Cumhuriyet Hükümetimiz düstur olarak kabul etmiştir. Milletvekilleri seçildikten sonra bu husus hakkında ayrıca bir kanun çıkarılacaktır.
11. İtilaf devletleri, doğu Türkiye illerini alıp başka bir millete vermek isterse Cumhuriyetimiz Türkiye’den ayrılmamayı kesin olarak kabul etmiştir.
12. Azınlıkların hürriyetleri ve hakları muhafaza edilecektir.
13. Müslümanlar arasındaki mezhep ayrılıklarına hürmet edilecek, dini ayinlerin bir arada yapılması sağlanacaktır.
14. Demokrasi esaslarına riayet edilerek seçimler tarafsız ve tesirsiz olacak, Türkün şan ve şerefine yaraşacak bir şekilde yapılmasına azami surette dikkat edilecektir.
15. Vali ve komutanların işe başlamaları ve işten el çektirilmeleri kamutayın kararıyla olacaktır.
16. Cumhuriyet Hükümetimiz milletvekillerinin seçilip de kamutayın çalışmaya başlayışından sonra kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini teklif etmeye yetkilidir.
17. Milletvekili olmak için yaş haddi 25’ten yukarı olacaktır.
18. Bu kanunun yürürlüğe girdikten sonra icrasına nazırlar heyeti ile cumhur reisi memurdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder