Suriye’nin Humus ilinin Tedmur ilçesinde 2013-2015 yılları arasında başsavcılık görevinde bulunan Muhammed Kasım Nasır, görevi sırasında, Rusya ve DAEŞ arasındaki işbirliğine tanıklık ettiğini anlattı. Nasır, Tedmur’da Rus uzmanların DAEŞ militanlarının elindeki petrol kuyuları ve gaz tesislerinde onarım çalışmaları yaptıklarını söyledi.
AA’nın sorularını yanıtlayan Nasır, Rusya'nın Beşşar Esed rejimi ve terör örgütü DAEŞ arasındaki ilişkide rol sahibi olduğunu bildirdi. Nasır, Tedmur’da görev yaptığı dönemde tanıklık ettiği olayları şöyle anlattı:
"Tedmur'dayken Rusya'nın olup biten her şeyden haberdar olduğunu gördüm. Çünkü Tedmur'a onlarca Rus uzman gelip gidiyordu. Ben işim sayesinde bunu öğrendim. Tedmur Askeri Havaalanı'nda İranlı uzmanlarla birlikte rejim ordusunun, havaalanı ve diğer bölgelerdeki işlerine yardımcı oluyorlardı. Bu uzmanlar ayrıca DAEŞ militanlarının himayesi altında petrol kuyularının ve gaz tesislerinin olduğu bölgelere gidiyorlar ve buralarda onarım işleriyle uğraşıyorlardı. Bu da Rusya'nın DAEŞ'in kendi bölgesinden rejimin olduğu bölgelere petrol ve gaz pompalamasına yardımcı olduğunu gösteriyor.
İlişki apaçık ortada. Eğer Rus uzmanlar DAEŞ unsurlarının himayesi altında bu alanlara giriyor, tesislerin ve Rusya'dan gelen yedek parçaların onarımını yapıyor, yine militanların himayesinde rejimin olduğu bölgelere dönüyorlarsa bu, Rusya'nın DAEŞ'i desteklediğini gösteriyor."
Nasır, rejimin petrol tesislerinde meydana gelen her türlü arıza ve maddi zararla ilgili tutanak tuttuğunu söyledi. Eski Başsavcı, şöyle devam etti:
“Bunun pek çok sebebi vardı ama en önemlisi rejimin bu tutanakları sigorta şirketlerine sunması ve arıza ve onarımların masraflarının ona ödenmesini istemesiydi. Rejim ayrıca hırsızlık vakalarını azaltmak için de tutanak tutma yoluna başvuruyordu. Suriye'de petrol sektöründe çalışan herkesin yolsuzluk yapmaya çalıştığı bilinen bir gerçektir. Rejim tutanak tutup petrol istasyonlarında onarım yapanların isimlerini ve ifadelerini alır, zararı kaydeder ve İran ve Rus uzmanlara gösterirdi. Bu tutanaklar başsavcı olduğum için bana gönderiliyordu. Ben de onları güvenlik komisyonuna sevk ediyor ve petrol tesislerine saldıranlarla ilgili iddianame hazırlıyordum. Yetkili makamlardan bu kişiler hakkında takibat yapmasını istiyordum.”
-DAEŞ çalıştırıyor, maaşını rejim veriyor
Tedmur’daki Petrol Bakanlığı memurlarının petrol alanları DAEŞ'in eline geçtikten sonra da işlerine devam ettiklerini belirten Nasır, "DAEŞ'in koruması altında çalışıyorlar ve maaşlarını, tazminat ve ikramiyelerini rejimden alıyorlardı. Hala Petrol Bakanlığı'ndan alıyorlar. Petrol Bakanlığı'na aksini ispat için meydan okuyorum" diye konuştu.
Rejimin, DAEŞ'le olan ticari ilişkilerinde özellikle de petrol ve doğalgaz alımı, petrol rafinelerinin korunması konusunda komisyoncuları ve aracıları kullandığını ifade eden Nasır, bu kişilerin kimler olduğuyla ilgili de şunları söyledi:
"Bu aracılar iki tarafla da ilişki kurup her iki taraftan da kazanç sağlıyordu. Bunların en önemlileri Suhna kasabası şeyhlerinden Fazıl el-Katran, Tedmurlu işadamı ve müteahhit Şeyh Muhammed el-Hammudi. Hammudi aynı zamanda şu anki Petrol Bakanı Süleyman Abbas'ın yakın arkadaşı ve ortağıdır. Bunların yanında Tedmurlu müteahhit Münir el-Zubi, Deyr ez-Zor'daki petrol bölgesinden müteahhit Cemil Kerkutli. Bu aracı ve komisyoncular yerel DAEŞ militanlarıyla bağlantılıydı. Onlar da örgüt içinde kişilerle bağlantılıydılar, militanlara maaş veriyorlar, kendi çıkarları için kullanıyorlardı. Öte yandan bu aracılar Tedmur'deki Askeri İstihbarat başkanı, Cumhuriyet Sarayı ve işadamları ile de irtibat halindeydiler ve onlardan para alıyorlardı. Bunlardan biri de aracılardan sorumlu George Hasvani idi. Hasvani aracıların işlerini denetleyen ve DAEŞ'e ulaştırılmaları için aracılara para veren bir Rus işadamıdır"
- Rejim-DAEŞ ticaretinin güvenliği için örgüte para veriliyor
Nasır, Tedmur’da rejimin DAEŞ’e silah teslim etmesi için anlaşma yaptıkları sorusuyla ilgili, "Bunlar Tedmur’da oldu. Buna ilaveten bahsettiğim aracılar DAEŞ militanlarına silah ve mühimmatın yanı sıra petrol tesisleri ve doğudan rejimin kontrol ettiği bölgelere giden petrol ile gaz boru hatlarını korumak için aylık maaş veriyordu" dedi.
Rejimin DAEŞ ile hububat ticareti yaptığını da anlatan Nasır, bu konuda anahtar rolü Muhanna el-Hasan’ın oynadığını dile getirerek, şu ayrıntıları paylaştı:
"Bu kişi, Suhna kasabasında bir işadamıdır. Doğu bölgesinde uzun zamandan beri hububat işi yapıyor. Bana 2013 ve 2014’te DAEŞ’in Suriye ve Irak’taki bölgelerinde bulunan tüm buğday ve arpa mahsülünü rejim için satın aldığını bizzat söyledi. Binlerce ton buğday ve arpayı DAEŞ’in bölgelerinde doldurarak, rejimin bölgelerine nakletti ve söz konusu hububatın bedeli olarak rejimin milyonlarca dolarını DAEŞ’e aktardı"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder