17 Haziran 2015 Çarşamba

KPSS'deki usulsüzlüğün telefon trafiği



    Savcılığın, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine yönelik tutuklama talepli yazısında, 10 Temmuz 2010'da yapılan KPSS sorularının sınavdan önce elde edilerek, aracılar ve adaylar vasıtasıyla sınava girenlere dağıtılmasıyla ilgili "suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek, üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç delillerini yok etme, görevi kötüye kullanma ve bu suçlara iştirak" suçlarından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.

    YÖK Denetleme Kurulu, Jandarma Kriminal, Emniyet Bilişim Uzmanlığı, TÜBİTAK, MASAK, ÖSYM, SGK, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumundan alınan rapor ve yazılar, müşteki beyanları, bir kısım şüpheli ikrarı, matematik ölçme ve değerlendirme uzmanı bilirkişi raporları, HTS analiz çalışması raporu ve şeması ile tüm delillere göre, 22 şüphelinin üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi olduğu ifade edildi.

    Yazıda, tüm delillere göre, suçlama konusu eylemlerin örgütlü şekilde gerçekleştirildiği savunuldu.


    KPSS'de usulsüzlük soruşturması

    AA


    Soruşturmada tespit edilen örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olduğu kaydedilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:

    "Yargıtay'ın benzer olaylardaki içtihatları da dikkate alınarak, soruşturmaya konu eylemde suç, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık olarak nitelendirilmiştir. Burada mağdur kamudur. Yine, Yargıtay içtihatlarına göre cevap kağıdı resmi belge niteliğindedir. Bu sınavda adaylar sınavdan önce elde ettikleri sorular ile gerçek durumlarını değil, gerçek olmayan bir durumu cevap kağıdına işledikleri için resmi belge niteliğindeki cevap kağıdı da içerik itibarıyla sahte belge haline gelmiş durumdadır. Bu belgeye dayanarak, kamu kurumu olan ÖSYM'nin şüpheliler hakkında resmi belgeler ve özellikle de sınav sonuç belgesi düzenlediği, bu belgelerin de şüphelilerin aldatıcı eylemleri nedeniyle sahte belge haline geldiği anlaşılmaktadır.

    Sınav soruları kamu tarafından hazırlanan ve muhatapları için menfaat niteliğinde olan bir kamu malıdır. Sınava kadar açıklanması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgilerdir. Sınav sorularını sınavdan önce elde eden adaylar kamuya ait malı kamuyu aldatarak, haksız bir şekilde elde etmişler, kullanmışlar ve haksız başarı elde etmişlerdir. Bu şekilde kamu kurumu zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemeye başlayan adaylardan bir kısmı bu sınavda elde ettiği haksız başarıya dayanarak, kamu görevine atanmış ve son menfaat olan son maaşına kadar da eylemine devam etmiştir. Dolayısıyla bu sınava dayanarak kamu görevine atanan şüphelilerin eylemi zincirleme dolandırıcılık suçu şeklindedir. Kopya ise sınav anı ve sınav esnasındaki faaliyetleridir. Buradaki durum ile tamamen farklıdır."

    Telefon trafiği

    Yazıda, "Yüksek başarı elde eden şüphelilerin aynı dershane, okul ve şirket çalışanı oldukları, aynı zamanda şüphelilerin baldızının, kuzeninin, eşlerinin, iş yeri arkadaşlarının ve iletişim adresleri aynı olanların da yüksek başarı elde ettikleri" bildirilerek, "Sınav döneminde bu kişiler arasında telefon görüşmelerinin bulunduğu, analiz raporuna göre de bu kişilerin telefon görüşmelerinin zincirleme şekilde soruların sınavdan önce dağıtıldığı Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği genel sekreteri ve soruşturmamızda da örgüt lideri olan Mehmet Hanifi Sözen'e kadar ulaştığı anlaşılmıştır" ifadesi kullanıldı.

    Bu gerekçelerle, üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların, tutuklama nedenlerinin, delil durumu ile atılı suça yönelik cezanın yasadaki üst haddine göre kaçma şüphesi bulunması dikkate alınarak, şüphelilerin tutuklanmaları talep edildi.

    Yazıyla, şüpheliler arasındaki telefon trafiğini gösteren grafikler de Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine iletildi

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder